Sansür Yasası olarak bilinen sosyal medya ve basın özgürlüğünü kısıtlayıcı maddeler içeren Dezenformasyon Yasası yani ‘Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin’ toplumun her kesiminden gelen tepkilerin sonunda TBMM’deki görüşmeleri ertelendi.

AKP'li hukukçuların itiraza konu olan maddeleri yeniden masaya yatırması bekleniyor. Geçtiğimiz haftalarda Ankara’da basın meslek örgütlerinin ve partilerin katılımıyla geniş çaplı eylem gerçekleşmişti. Eyleme katılan isimlerden CHP İzmir Milletvekili Kamil Beko, "Teklifin özellikle "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" eylemine 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngören 29'uncu maddesi kabul edilemez! Ucu açık ve keyfi cezalandırmaya çanak tutan bir maddedir. AKP özgürlükleri baskılayarak bir seçim yatırımı yapmak istiyor, buna izin vermeyeceğiz” sözleri ile AKP'nin yasa teklifine tepki gösterdi.

İKTİDAR EL ATTIĞI HER ŞEYİ KURUTTU
Demokratik bir toplumda ifade özgürlüğü, şeffaf toplum için çoğulcu medya ve internet özgürlüğünün önemine değinen CHP'li Beko, iktidarın el attığı her şeyi kuruttuğu eleştirisinde bulunarak, "Medya, eğitim ve bilgi gibi alanlarda pozitif yükümlülükler üstlenmeyen AKP, ekonomi, sağlık, eğitim, emek kesimi ve birçok alanı felç etti. Seçim sürecinde bunlar konuşulmasın diye şimdi de basını zapturapt altına almaya çalışıyor ama nafile. Toplum uyanmış ve bunların gerçek yüzünü görmüştür" dedi.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 19. maddesinin "herkes düşünce ve ifade özgürlüğü hakkına sahiptir" hükmünü içerdiğini kaydeden Beko,  "Ayrıca, Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi'nin 19. maddesinin 2. bölümünde herkesin ifade özgürlüğü hakkına sahip olduğu belirtilmektedir. İletişim gerekli ve önemli bir insan ihtiyacı olmasının yanı sıra temel bir insan hakkını temsil etmektedir. Özgürlük, eşitlik, dayanışma, dokunulmazlık, kapsayıcılık, çeşitlilik, evrensellik ve katlım ilkelerine dayalı insan hakları standartlarının yerine getirilmesi bir hak olarak iletişim olanakları ile mümkündür ve özellikle iletişim hakkı ve kamusal katılımı garanti eden insan hakları arasında bir bağlantı bulunmaktadır" değerlendirmesinde bulundu.

ERDOĞAN BASINI SUSTURAN LİDER! 
Son yıllarda saray yönetiminin gazetecileri ve yurttaşları izlemek üzere interneti kendi amaçları doğrultusunda kullandığını, birçok dava açtığını ve bu yüzden online bilgiyi sansürlenme olaylarının giderek arttığını vurgulayan Beko, iktidara, "Medya özgürlüğü ve internet üzerinden bilgiye erişim hakkı da dahil olmak üzere ifade özgürlüğü çok geniş bir alanı kapsamaktadır. Basının hem yurttaşların siyasi ilgilerini uyandırarak hem de hükümeti sorumlu tutmaları için onlara gerekli bilgiyi sağlayarak demokrasiyi geliştirmedeki katkısını buradan iktidarı hatırlatmak isterim. Basına yarın AKP iktidarı da ihtiyaç duyacaktır. Yıllar önce Erdoğan'ın mağduriyetini o gün dile getiren basın, bugün Erdoğan tarafından susturulmak isteniyor. Erdoğan tarihe basını susturan lider olarak anılacak" diye seslendi.

AKP DAHA ÖNCE DE BU YASAKLARI UYGULADI
Özellikle otoriterleşen AKP yönetiminin 6 Mart 2007'de, 17 Ocak 2008'de, 6 Nisan 2015 seçim dönemlerinde Twitter ve YouTube'a erişim engeli getirerek ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini ve yasakladığını anımsatan Beko, Avrupa Konseyi Parlemento Meclisi'nin Hukuk İşleri ve İnsan Hakları Komitesi'nin Strasbourg'da yapılan toplantısı sonrasında Türkiye'deki gelişmelere ilişkin endişelerini anımsattı.

TEKLİF DERHAL GERİ ÇEKİLMELİDİR
Anayasa Mahkemesi'nin seçimlerden sonra bu engellemelerle ilgili kararları bozmasına rağmen, hükümet siyasal kampanyası süresince bilgiye erişim hakkını ve ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini anımsatan Beko, teklifin geri çekilmesi çağrısında bulunarak şöyle konuştu: "Bu nedenle, basın özgürlüğü temel bir insan hakkıdır ve demokrasi için mutlak bir gerekliliktir. İnternet erişimi ise, ifade özgürlüğünden yararlanmayı sağlayan temel bir araçtır. Kamusal alan internet aracılığıyla her bireyin görünür olabildiği ve fikirlerini ifade edebildiği bir iletişim alanı olma özelliği kazanmaktadır. Buradan iktidara seslenmek istiyorum; bu yasa teklifini derhal bir daha konuşulmamak üzere geri çekmesidir. Bir ülkede Basın özgürlüğü kalkarsa vicdan, eğitim, konuşma özgürlüğü de kalkar." (DHA)