BAŞBAKAN Binali Yıldırım, Ekonomi Bakanlığı'nın desteğiyle İzmir'de düzenlenen Ege Ekonomik Forum'a katıldı. 2018 yılı içini umutlu konuşan Başbakan Binali Yıldırım, "Türkiye'nin 2018'i, 2017'den daha iyi olacak. Bunu kesinlik bir yere not edin. Enflasyon tek haneli olmaya devam edecek. Büyüme hedefimiz en az yüzde 5.5, bu yılın üçüncü çeyrek büyümesi çift haneli olursa hiç şaşırmayın. Yıl sonu büyümesi 7 olursa yine şaşırmayın. İş dünyamızın önünü açacak güvence sağlayacak biri toplamsal sözleşmeye imza attık" dedi.

İki günlük İzmir programının ilk günü, Çiğli 2'nci Ana Jet Üs Komutanlığı ziyaret eden Başbakan Binali Yıldırım, bugün de Ekonomi Bakanlığı'nın destekleriyle Swissotel'de düzenlenen Ege Ekonomik Forum'a katıldı. Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı (EGEV) tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen ve iki gün sürecek olan Ege Ekonomik Forum'a Başbakan Binali Yıldırım'ın yanı sıra Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Yunanistan Ekonomi ve Kalkınma Bakanı Dimitri Papadimitriou, Yunanistan Kuzey Ege Eyalet Valisi Christiana Kalogirou, Türkiye odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, CHP'li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir Tİcaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir Ticaret Borsası (İTB) Başkanı Işınsu Kestelli, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk, Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci, iş dünyasından DAP Holding Başkanı Ziya Yılmaz, İş GYO Genel Müdürü Turgay Tanes'in de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ise yarın (perşembe), 'Enerji Üssü İzmir' konulu bölüme katılarak sunum yapacak.

Açılış töreninde konuşan DAP Holding Başkanı Ziya Yılmaz, "İstanbul dışındaki ilk yatırımı İzmir'e yapmış biri olarak İzmir'in parlak bir vizyon sergilediğini söyledi. Rekabet anlayışının artık değiştiğini kaydeden Yılmaz, "Biz Ege ve İzmir'e güveniyoruz. Arazi geliştirmeye, istihdram sağlamaya ve yeni yatırımlara devam edeceğiz.Bunun sözünü de huzurunuzda bir kere daha söylemek isterim" dedi.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk ise, İzmir'in bundan sonra da Türkiye ekonomisine imza atacağını vurgularken, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, "Son yıllarda Yunanistan ile olan ihracatımızda büyük düşüş yaşadık. 10 milyar dolarlık hedefi yakalayamadık ve bu ticaret 2.6 milyar dolara yani 10 yıl öncesine geriledi. Bu senenin ise atılım yılı olacağına inanıyorum. Bu yıl 155 milyar dolarlık ihracatı yakalayacağımıza inanıyorum. Bu yıl Türkiye ile Yunanistan arasındaki ticaret hacmi ise 3 milyar dolara yükselecek. Amaç ise sürdürülebilir bir ticaret ortamı yaratmak" diye konuştu. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Ege büyürse, Türkiye büyür, Ege'de sıkıntı varsa Türkiye de durur. Ege Türkiye için önemli. Ben her sene Ege Bölgesi şehirlerini mutlaka geziyorum, çözüm üretiyorum. Önerileri hükümete iletiyorum. Hükümetin de destek vermesiyle sizlere yönelik önemli adımlar atılması sağlandı. Yıllardır şikayet ettiğimiz sanayi elektriği üzerindeki TRT vergisinin kaldırılmasında tarihi adımlar atıldı. Hükümetini reel sektör çalışmaları bizi umutlandırdı cesaretlendirdi. Sorunların hepsini çözdük mü? Sıkıntılarımız var. Hepsi var ama hepsini çözecek iradeye sahibiz. Ortak akılla, diyalogla çözülür. Hep birlikte el ele verdiğimiz zaman hükümetiniz hak ettiği yere gelecek" dedi.

Daha sonra kürsüye gelen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "21 Yüzyılda, Ege tekrar tarihi önemine dönecektir. İzmir Doğu Akdeniz'in ekonomi merkezi haline geliyor. Milyarlarca dolar ihracat yapan şehirlerimiz var. Neden Rodos'la Marmaris birlikte pazarlanmasın, turizm organizasyonları yapılmasın. Bunları Yunanistan Ekonomi Bakanıyla konuştuk. Bizim bir sözümüz var 'Yari güzel olanın başı dertten kurtulmazmış.' Hakikaten güzel bir evimiz, ev ahalimiz var. Artık endüstri 4.0'ın konuşulduğu günleri yaşıyoruz. İşte bu fırsat penceresini açmamız, Ege'nin güneşinin pencerelerimizden dolmasını istiyorsak tarih turizm merkezi haline getirmemiz lazım. Organik tarımda merkez haline gelmeli. Antalya'yla İzmir'i birbirinden ayırmak mümkün değil. 20 milyon turisti hayal ediyoruz. Antalya'dan çıkan turistin, iki saatte İzmir'e geldiği zaman Selçuk'tan Pamukkale'den Antalya'ya bu coğrafyada 20 milyon turistin gezerek bitiremeyeceği güzelliklere sahibiz. Ege'nin hikayesini yazamazsak tarih bizden hesap soracaktır. Ege'nin hikayesini yazıp da bunu refaha dönüştüremezsek tarih bizden hesap soracaktır. Biz eğer Batı Anadolu'yla Ege'yi, karşı kıyı Yunanistan'ı ortak bir refah denizinin paydaşları haline getiremezsek tarih bizden hesap soracaktır" diye konuştu.

"YUNANİSTAN'IN NİYETLERİ KONUSUNDA ASLA KUŞKU DUYMAMALISINIZ"

Ekonomi ve Kalkınma Bakanı Dimitri Papadimitriou da yaptığı konuşmada Türkiye'ye karşı niyetlerinden kuşku duyulmaması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:

"Yunanistan, Avrupalı bir Türkiye istemektedir. Yunanistan, her zaman diyalogdan yanadır. Yunanistan, Türkiye- AB arasında imzalanan tüm deklarasyonlara uyulmasını istiyor. Çatışma ne Türkiye, ne de Yunanistan'ın çıkarınadır. Çatışma zarar verir. Müzakerelerin kesilmesi ne Türkiye'nin ne Yunanistan'ın lehinedir. İşbirliği yapabileceğimiz alt alanlar var. Yunanistan tüm kalbiyle Türkiye'nin AB'ye entegre olmasını ister. Çünkü biz ortak bir toprak üzerindeyiz. AB'de Türkiye'nin hem Yunanistan'ın yer alması bütün diyalog kanallarının açık olması anlamına gelecektir. Çok da güzel işaretler alıyoruz bu konuda. AB Başkanı ile Sayın Cumhurbaşkanınız Recep Tayyip Erdoğan'ın var olan gerilimleri azaltma konusunda önemli bir adım olduğuna inanıyorum. Bu diyaloğun hiçbir şekilde kesilmemesinden yanayım ve umutluyum. Teröre de birlikte karşı çıkacağız. Biz Yunanistan olarak AB ile bu konuda sürekli olarak temas halindeyiz, konuşuyoruz. AB üyesi ülkelerle gümrük birliğinin genişletilmesinden yanayız. Bunu da sürekli AB kurumlarıyla dile getiriyoruz. Biz Türkiye'nin tam anlamıyla AB üyesi olmasını istiyoruz. Yunanistan'ın niyetleri konusunda asla kuşku duymamalısınız."

'DİKKAT ETMEMİZ GEREKEN HUSUSLAR VAR'

Yunan Bakandan sonra kürsüye gelen Başbakan Binali Yıldırım ise iki gün boyunca Ege ekonomisi VE geleceğinin vizyonunun konuşulacağını anlatırken şöyle konuştu:

"2017 yılının sonuna yaklaşırken küresel ekonomi toparlanmaya başladı. Avrupa ekonomisinde de toparlanma söz konusu. Yine de dikkat etmemiz gereken hususlar var. İçinden geçtiğimiz bu dönemde küresel kriz sonrasındaki ekonomik kırılganlık, bölgesel gerginlikler henüz bitmiş değil. ABD'nin yeni yönetimle ortaya çıkan korumacılık yönündeki söylemleri, yeni bir küresel tehdidin habercisi gibi. Ancak ekonomi tarihi bize korumacılık politikaların hiçbir zaman küresel ekonomiye, ekonomik barışa katkı sağlamadığını göstermiştir. Avrupa hiçbir zaman parasal genişleme sürecini bu kadar açmadı. Parasal genişleme Avrupa'da tüm hızıyla devam ediyor. Bu gelişme Türkiye bakımından olumlu. İhracatımızdaki artışın arka planında parasal genişlemenin ciddi bir katkısı var. İhracatımızın neredeyse yarısı Avrupa ülkeleriyle yapılır. Kıtadaki en büyük risk, tehdit, gittikçe artan borç seviyesidir. Rezerv para kullanmak suretiyle şu anda işlerini yürütüyorlar."

'ZENGİNLİK BATIDAN DOĞUYA HİCRET EDİYOR'

Dünyanın değiştiğini, bölgedeki dengelerin değiştiğini vurgulayan Başbakan Binali Yıldırım şöyle devam etti:

"Zenginlik merkezleri değişiyor. Merkezler eskisi gibi batıdan doğuya doğru hicret ediyor. Yakın gelecekte jeopolitik dengelerle önemli değişimi hep beraber göreceğiz. Son dönemde ayrılma istekleri de bölgesel ekonomiyi önemli ölçüde etkiliyor. Çin ekonomisi ise ayrı bir fasıl, orada da büyüme odaklı gelişme tüm hızıyla gidiyor. Ortadoğu'nun durumu ümit verici değil."

Kuzey Irak'taki gelişmelere de değinen Başbakan Binali Yıldırım, Kuzey Irak'taki bağımsızlık referandumu kararının yanlış olduğunu ifade ederken, "Barzani az önce, 'Referandum önceki şartlara dönüyoruz' diye açıklama yaptı. Peki buraya gelecektin, niye bu yanlışta ısrar ettin? Yıllardır sizi himaye eden, hayat alanı oluşturan Türkiye'nin sözünü dinlemedin. Her neyse 'Yanlış hesap Bağdat'tan döner' derler. Yanlış hesap Bağdat'a gitmeden dönmüş oldu. Suriye'de Irak'ta devam eden siyasi otorite boşluğu, iç savaş, terör örgütlerinin alandaki varlığı, bölgemiz için orta ve uzun vadede öngörü yapmamızdaki en büyük engel."

'TÜRKİYE AVRUPA'NIN TEMİNATI'

Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye'nin bölgenin teminatı, Avrupa'nın da güvenliğinin giriş kapısı olduğunu anlatırken, "Düşünün 10 milyondan fazla nüfus hareketi olan bölge var. Bu nüfus hareketinin Avrupa'ya akın etmesi, Avrupa'daki bütün dengeyi alt üst etmesi demek. 3.5 milyondan fazla, evlerinden yurtlarından edilmiş insanlara kucak açıyor, onlara ev sahipliği yapıyor. Bununla da yetinmiyor, Avrupa'ya gidecek göç istilasının da önüne geçti. Ege Denizi'ndeki 2-3 yıl öncesine göre Avrupa'ya geçişler büyük oranda kontrol altına alındı. Bütün bunları yaparken Avrupalı dostlarımız Türkiye'nin katlandığı bu fedakarlığın farkında olsunlar. Takdir etsinler. Ancak şunu söylemek isterim, son yıllarda Avrupa'da yükselen milliyetçi akımlar, din ve İslam düşmanlığı Avrupa'da gelecek vizyon öngörüsünü tamamen ortadan kaldırmıştır. Avrupa aşırılıklarla baş etmenin yollarını aramaktadır" diye konuştu.

'SORUNLARIMIZI ÖN PLANA ÇIKARMAYACAĞIZ'

"Türkiye olarak bize bir adım gelene iki adım yaklaşırız" diyen Başbakan Binali Yıldırım şunları söyledi:

"Bu yaklaşımımız devam ediyor. Ege'yi birlikte paylaştığımız Yunanistan ve Türkiye olarak burası ortak coğrafyamız. Coğrafyamızı biz seçmedik ama burada birlikte yaşayacağız, sorunları ön plana çıkarmayacağız, fırsatları ön plana çıkartacağız. Onun için siyasi tartışmalardan uzaklaşıp ortak fırsatlarımızı, zenginliklerimizi, onu konuşmamız lazım. Geçen haziran ayında Atina'ya yaptığız ziyaretlerde Çipras'la kapsamlı çalışmalar yaptık. Önümüzdeki bir iki ay içerisinde Selanik'te başbakanlar, bakanlar bir araya gelip bölge ekonomisinde geldiğimiz düzeyi göreceğiz, değerlendireceğiz. Ege Denizi'nde Avrupa'ya göçmen geçişinde engellemesi konusunda Yunanistan'la uyumlu çalışma içindeyiz. Rakamlar binlerden 20'lere geldi. Hemen hemen bitti diyebiliriz. Turizm alanında birlikteliğin geliştiğini görmekteyiz."

Avrupa ile son 2 yılda yaşananların ilişkileri etkilediğini de söyleyen Başbakan Binali Yıldırım, "Son iki yılda yaşanan gerginlikler sonrası ilişkilerimizin arzu etmediğimiz yerde olduğunu kabul ediyoruz. Avrupa, gelecek vizyonunu gözden geçirmesi lazım. Türkiye'nin içinde olduğu genişlikte Avrupa mı düşünülüyor, yoksa kendi sınırlarını yüksek duvarlarla kapatmış bir Avrupa kulübüne mi dönüşecek. Buna kendileri karar verecek" dedi.

'TÜRKİYE KÜRESEL GELİŞMELERİN NERESİNDEDİR?'

Bu şartlara, bölgesindeki gelişmelere rağmen Türkiye'nin bu küresel gelişmelerin neresinde olduğu sorusunu da yönelten Başbakan Binali Yıldırım, "Şu açık; 2017 yılında Türkiye'nin önünü açacak kararlar aldık. Bu karaları 2016 yılının son ayında aldık. Tam da ABD seçimlerinin arkasından gelişen piyasalardaki döviz dalgalanmasının günlerine rastlıyor. Bu esnada aldığımız kararlarla krizin genişlemesini öngören çalışma yaptık. KOBİ'ler, iş alemimiz yaklaşık olarak 230 milyar liralık kredi kullanım hacmine ulaştı. Burada önemli olan kullanılan krediden çok, önemli olan, kullanan sayısı yarım milyonu buluyor. Büyük hacimli krediler, büyük firmalar değil, orta küçük ölçekler kadar ciddi anlamla kaynak temini sağlandı. 15 Temmuz darbe girişimindeki çeyrekte, yüzde 4 küçüldü. Şimdi yüzde 5.1 büyümeye geçen Türkiye'den bahsediyoruz. Bu kadar keskin değişim, dünyadaki hiçbir ülkede bahsedilmez. Bunlar zamanında alınan cesur kararların sonucu. Demek ki iki tane sihirli kelime var. Güven ve istikrar. Güven ve istikrar varsa orada büyüme kalkınma da var" diye konuştu.

'BİZDEN BİR ŞEYLER DUYMAK İSTİYORSUNUZ'

İşadamlarına seslenen ve kendilerinden beklentiler olduğunu bildiğini söyleyen Başbakan Binali Yıldırım, işadamları için ekonomik kararları almanın kolay olmadığını anlatırken, "Kararlarınızı alırken tabii ki 2018 ve daha sonrasına yönelik bir öngörü yapmanız lazım. O öngörü için bizden bir şeyler duymak istiyorsunuz. Nasıl hesap yapalım diye. Nasıl bir tutum içinde olalım, bekleyelim mi yatırım mı yapalım? Kısa bir süre önce orta vadeli planımız yayımlandı. Özeti yatırım, iş, üretim, ihracat. Onun için Türkiye'nin 2018'i, 2017'den daha iyi olacak. Bunu kesinlik bir yere not edin. Enflasyon tek haneli olmaya devam edecek. Büyüme hedefimiz en az yüzde 5.5., bu yılın üçüncü çeyrek büyümesi çift haneli olursa hiç şaşırmayın. Yıl sonu büyümesi 7 olursa yine şaşırmayın. İş dünyamızın önünü açacak güvence sağlayacak biri toplamsal sözleşmeye imza attık. Birinci madde demokrasi sözü. Milletimiz 15 Temmuz'da bu sözün ötesine geçti. İkincisi 16 Nisan'da milletin verdiği karar; bu kararda istikrar sözüdür. Önümüzdeki yıllar için Türkiye büyümede hız kesmeden devam edecek. Reformları da gerçekleştirmeye aynı şekilde devam edecek. Ekonomiye dair kararlar alırken bunu bir kenara not edin" dedi.

'SON 15 YILDA ÇOK ŞEY DEĞİŞTİ'

Türkiye'de son 15 yılda çok şeyin değiştiğini vurgulayan Başbakan Binali Yıldırım konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Son 15 yılda dünyada bölgede Türkiye'de çok şeyin değiştiğine şahit olduk. 15 yılda nüfusumuz 66 milyondu, şimdi 81 milyonun üzerine çıktı. 15 yılda 15 milyon daha fazla vatandaşımız var. 15 milyon ne demek? Bosna Herkes, Hırvatistan, Sırbistan'ın toplamı demek. Üç ülke kadar Türkiye nüfusu artmış. Bunlara iş bulacaksınız, gelecek hayali vereceksiniz. Küresel krize rağmen Türkiye her yıl ortama 950 bin vatandaşına iş bulmuş. Bir de hareketli nüfus var. Mülteciler. Biz şunu yapabilirdik; bana ne kardeşim ben kabul etmem. Onları kaderlerine terk edebilirdik ama bu bizim geleneğimiz, inancımıza sığmaz. Genlerimize de uymaz. Bize yakışanı biz yaptık."

'OLUMLU EKONOMİK GELİŞMELER VAR'

Bu yılın sonlarına geldiklerinde olumlu ekonomik gelişmeler olduğunu söyleyen Başbakan Binali Yıldırım, "Türkiye küresel ekonominin gündeminde var olmaya devam etti. Geçtiğimiz 9 ayı bir hatırlayın. 2017 yılına girerken değerlendirme kuruluşları, IMF ardı ardına Türkiye'ye darbe vurdu. Notunu düşürdü. 2017 yılının ikinci çeyreğinden sonra ardı ardına inandırıcılıkları sorgulatmamak için Türkiye'nin tahminlerini düzeltmeye başladılar. Üç düzeltme yapan oldu. Önce yüzde 3, sonra 4 dediler. Sonra yüzde 5 ve üzeri olur dediler. Şunu söylemem lazım ki üçüncü çeyrekte Türkiye büyük bir ihtimalle G 20 içinde en fazla büyüyen ülke olacak. Belki dünyada da bir rekor yakalama ihtimalimiz var. Uluslararası kuruluşlar bir kez daha Türkiye'nin büyüme tahmininde sınıfta kaldılar, tutturamadılar. Hükümet olarak bizde tutturamadık. Varsın bu kadar da olsun. Aşağı doğru yanılma iyi değil de yukarı doğru yanılmadan bir zarar gelmez" dedi. Türk müteahhitlik firmalarının dünyanın sayılı şirketleri arasına girdiğini THY'nin önemli gelişmeler kaydettiğini de vurgulayan Başbakan Binali Yıldırım, proje bazlı teşvike geçtiklerini, konfeksiyon usulü teşvikten ısmarla usul teşvike geçtiklerini anlattı. Başbakan Binali Yıldırım, "Yeni bir iş yapıyorsunuz. Yenilikçi, teknoloji yatırımları özel strateji yatırım sınıfına aldık ve bunlara ucu açık teşvikler veriyoruz" diye konuştu.

EGE BÖLGESİ'NİN ÖNEMİNİ VURGULADI

Ege'nin tarihi boyunca bereketli coğrafyası sayesinde her dönemde ekonomisinin canlı olduğu söyleyen Başbakan Binali Yıldırım, "Ege Bölgesi Cumhuriyetten önce de, cumhuriyetin kuruluşunda da, bugünde Türkiye ekonomisinin bel kemiği olma özelliğindedir. 2002 yılında Ege Bölgesi'nin toplam ihracatı 4 milyar dolar. Bugün ne olmuş 14.5 milyar dolara çıkmış. Ege tarih boyunca lojistik merkezi oldu. Ege limanları tarihi görkemine yakışır şekilde lojistik merkezi olmaya adaydır. Çandarlı Limanı, limana bağlanan otoyol. Bu bir hazırlık. Ege'nin geleceğine hazırlık. Ege tüm Doğu Akdeniz'in bir lojistik merkezi haline geliyor. Aynı masa aynı yemek aynı deniz, birlikte kalkınma. Tüm bunlar yapılırken komşumuz Yunanistan'la ilişkilerimizi geliştirmeye devam ediyoruz. Bölgede birlikte kalkınmaya istekliyiz. Adımları atıyoruz. Ekonomi birleştirir, daha çok ekonomiyi konuşacağız. İhtilafları daha az konuşacağız. Onlar da zamanı geldiği zamana mutlaka çözülecektir. Bir ülkenin fazla kalkınmasının tek başına önemi yok. Etrafındaki ekosistem aynı şekilde kalkınma yapmamışsa bugün yaşadıklarımızı yaşarız. Ortadoğu'da yaşadıklarımızın sebebi budur. Dünyadaki büyümenin adil bir bölgesel dağılıma geçememiş olmasıdır. Adil olsaydı ne DEAŞ olurdu, ne de başka terör örgütlere olurdu. Terörle mücadele sınırları kapatmakla olmaz. Terörü etkisiz hale getirmekle olmaz. Bunlar geçici tedbirler. Kalıcı tedbirler bölgeler arası refah ortadan kalkmalı. Biz Egelilerin güzel bir geleceği var, güzel bir kaderi var" dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, konuşmasından sonra kentten ayrıldı.