Didar DEMİRCİ

Geçtiğimiz Kasım ayında patates ve kuru soğan ihracatına kısıtlama getirilmişti. Kısıtlamanın gerekçesi ise fiyat artışı olarak gösterilmişti. Ancak söz konusu kısıtlama kararı ne patatesin ne de kuru soğanın fiyatını düşürmeye yetti. İzmir’in coğrafi işaretli patateslerinin yetiştiği Ödemiş’te ise tablo göz korkutuyor. Yılda 3 defa patates hasadı yapılan ilçede, yüksek maliyetler nedeniyle emeğinin karşılığını alamayan üretici, ekmekten vaz geçiyor. Hayvancılığın da yapıldığı bölgede patates üreticisi tarlasına yem bitkisi ekiyor. İlçe halkı böylece hayvanlarının yemini kendi üreterek adeta kendi yağında kavrulurken, bu durum coğrafi işaretli patatesi tehdit ediyor. Konuya ilişkin Ödemiş’te organik patates üretimi yapan Korukoğlu markasının sahibi Levent Korukoğlu, genel tabloyu aktardı.

KISITLAMAK ÇÖZÜM DEĞİL

İhracat kısıtlamasının fiyatlara bir etkisi olup olmadığına ilişkin değerlendirmelerini paylaşan Korukoğlu, “İhracat kısıtlaması etikete yansımadı. Üretim maliyetleri çok olduğu için millet az üretiyor. Bu noktada ihracatı kısıtlayarak çözüm elde edemeyiz. Çünkü ihracatı kısıtladığımız zaman; üreticinin elinde ürün kalıyor, piyasa maliyetinin altına satması gerekiyor. Zarar eden üretici de bir daha o ürünü ekmek istemiyor” diye konuştu. Fiyatları düşürmek için ürünü bolca ekmek gerektiğinin altını çizen Korukoğlu, “Ürünü bol ekersek hem ihraç ederiz hem de tüketicinin satın almasını kolaylaştırırız. Böylece sürümden kazanırız” ifadelerini kullandı.

MALİYETLER KATLANIYOR

Üretim planlamasının önemine dikkat çekerek konuşmasını sürdüren Korukoğlu, devlet desteklerinin yetersizliğine değindi. Elektrik, su, akaryakıt gibi girdi maliyetlerinden kaynaklı çiftçinin az ürettiğini belirten Korukoğlu, şöyle konuştu: “Kendi üreticini teşvik edersen, onları faal tutarsan her zaman hazır asker. Senin arkanda her zaman üretecek çiftçin hazır olacak. Bunu biliyorlar. 100 ton patates üretmek için ne kadar elektrik harcanıyor ne kadar mazot kullanılıyor devlet bunu biliyor. Mesela Doğuda üreticinin diyelim 5 bin dekar arazisi var, mercimek ekiyor. O da 50 lira alıyor biz senede 3 defa patates ekiyoruz aynı parayı alıyoruz. Devlet denetimli bir şekilde üretimi destekleyecek. Çiftçinin elindeki ürünü satmasına engel olunursa ya da fiyatı düşürmezsen dışarıdan ithal ederim diyerek göz korkutarak bir yere varılmaz.”

Öte yandan iklim krizinin olumsuz etkilerinin de maliyetleri artırdığına değinen Korukoğlu, “Kıştayız ve patatese soğuk vurmuş olması gerekiyordu. Ancak soğuk vurmadığı için herkes kurutucu atıyor ki hasat yapabilsin. Ki bu da bir maliyet oluşturuyor” dedi.

'Patates can çekişiyor'

Coğrafi işaretli ürünlerin değerine vurgu yaparak konuşmasını sürdüren Korukoğlu, “Ödemiş’in patatesi coğrafi işaretli yani marka değeri var. Dünyada Amerika Kalifornia Ovası, İtalya Po Ovası ve İzmir Ödemiş Ovası. Bu üç ova dünyada patates üretiminde lider. Bugün nasıl kaysı deyince aklımıza Malatya geliyor ve Malatya kaysısıysa tartışmasız güzeldir diyoruz; Ödemiş patatesi de aynı şekilde. Yani coğrafi işaretli olması pazar payımızı büyütüyor. Ancak bugün Ödemiş’te patates can çekişiyor” dedi.

'Devlet desteği yok'

Tarımın yanı sıra ilçede hayvancılığın da başlıca geçim kaynağı olduğunu dile getiren Korukoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Ödemiş’te eskiden tütün vardı bitirdiler. Pamuk vardı, pamuğu da öldürdüler. Senede 3 defa patates çıkan bir yeri nasıl yabana atarsınız? Patates ekecek olan devlet desteği göremeyince, maliyetlerinin altına satınca bu sefer yem bitkisi ekmeye başladı. Çünkü daha çabuk paraya dönüyor. Alıcı, hayvan üreticisi yanında. Hemen alıyorlar. Silajlık mısırın kilosu 1.5 lira, hayvan üreticisi ‘yetiştir, ben alacağım’ diyor. Yani patates para etmediği için yem bitkisi üretim satıyorlar.”