Panionios Oyunları, 19. yüzyıl sonlarında İzmir’de Rum toplumu tarafından başlatılan köklü bir sportif gelenektir. Araştırmalara göre ilk Panionion Oyunları 1896’da Smyrna (İzmir) Rumları tarafından düzenlenmiş ve Anadolu’nun ilk çok branşlı spor organizasyonu olarak kayda geçmiştir. Kulübün kendisi ise 1890’da İzmir’de Orpheus adıyla kurulmuştur. 1922 sonrası Yunanistan’ın başkenti Atina’nın Nea Smyrni (Yeni İzmir) semtine taşınmıştır. 25. Panionios Oyunları 7-8 Mayıs 1949 tarihlerinde Atina’da Panathinaiko Stadyumu’nda gerçekleşmiş, yaklaşık 30 bin seyirci önünde büyük coşku yaratmıştır.
Organizasyon boyunca Yunan ve Türk bayrakları birlikte göndere çekilmiş, bu dostluk görüntüsü Türk-Yunan ilişkileri açısından önemle vurgulanmıştır. Oyunlara Türkiye’den de yaklaşık 12 millî şampiyon katılmış; aralarında 1948 Londra Olimpiyatları’nda üç adım atlamada bronz madalya kazanan Ruhi Sarıalp de vardı. Yaklaşık 150 atletin yer aldığı bu yarışmalarda altı yeni oyun rekoru kırılmış, Türk atlet Osman Coşgül 10.000 metrede önceki rekoru yenileyerek dikkat çekmiştir. 12 milli sporcunun 10’u bu organizasyonda madalya ile dönmüştür.
Bu tarihi oyunların en parlak anlarından biri, henüz 18 yaşındaki Karşıyakalı atlet Oktay Karakulak’ın 100 metre yarışındaki zaferiydi. Karşıyaka Lisesi öğrencisi Karakulak, 7 Mayıs 1949 günü Panathinaiko Stadyumu’nda koşuya başlarken tribünlerde derin bir sessizlik hakimdi. Yarış başladığında genç atlet, sadece ayak sesleriyle değil müthiş bir hızla açılan mesafesiyle de dikkat çekti ve 100 metreyi 11.4 saniyede tamamlayarak birinciliğe ulaştı. O gün Atina’da binlerce Yunan seyircinin önünde Ayyıldızlı bayrağı onurla taşıyan Karakulak, zaferinden sonra rakiplerini tebrik ederek spor ahlakını sergiledi; centilmence tutumu büyük
beğeni topladı.
Dönemin gazeteleri onun performansını “geleceğin yıldızı” olarak nitelendirdi. Kendisinden “Rüzgârın oğlu” olarak söz edilen Karakulak, Türkiye’de 1940’lı ve 1950’li yıllarda 100 m ve 200 m disiplinlerinde öne çıkmış, her iki mesafede de ülke rekorları kırarak Türk atletizmine önemli katkılar sağlamıştır.
Karakulak’ın bu tarihi başarısını simgeleyen madalya bugün İzmirli koleksiyoncu ve araştırmacı Bedri Cumhur Doğu’nun kişisel koleksiyonunda korunuyor. Özel basım bronz madalyanın ön yüzünde büyük puntolarla “25. Panionios Oyunları – 1949”, arka yüzünde ise “İzmir Panionios Jimnastik Kulübü – 1890” yazan kabartmalar yer alıyor.
Bu madalya, Osmanlı dönemi İzmir’inden gelen Panionios geleneğinin canlı bir tanığı olarak kabul ediliyor. Doğu’nun belirttiğine göre, Panionios’un Atina’ya taşınmış olmasına karşın köklerinin her zaman İzmir’le özdeşleşmesi, madalya iki kültür arasında bir köprü oluşturmasına vesile oluyor. Doğu, madalya yakın zamanda koruma altına alındığını ve İzmir’in kozmopolit geçmişini yeni nesillere aktarmada arşiv değeri taşıdığını vurguluyor.
Bu nesnelere sahip çıkmanın gençlerin çok kültürlü tarih bilincini güçlendirdiğini, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” felsefesinin spor etkinliklerinde de yaşatıldığını belirtiyor.
Panionios Oyunları’na ait bu madalyayı internette açık artırma sırasında görüp satın aldığını söyleyen Doğu, “Bu madalya, altı yıldır biriktirdiğim spor hatıraları koleksiyonumun en kıymetli parçalarından biri oldu. 1949 Panionios Oyunları’na ait olduğunu anladığım madalya, üzerinde yazan tarih ve kabartmadan ötürü beni hemen çekti. O dönemlere ait orijinal bir objeyi korumak, İzmir spor tarihine sahip çıkmak açısından benim için çok önemli” dedi.
Doğu Oktay Karakulak'ın Karşıyaka’ya ve İzmir’e büyük gurur yaşatan bir atlet olduğunu hatırlatarak, "Genç yaşında uluslararası bir arenada hem yarışmayı kazanması hem de bayrağımızı onurla temsil etmesi olağanüstü. Onu ‘geleceğin yıldızı’ diye takdim eden gazeteler çok yerinde bir yorum yapmış. Karşıyaka Spor Kulübü’nden yetişmiş olması ve sonradan Türkiye rekorları kırması, onun arkasındaki disiplinin ve yeteneğin kanıtı.
Bu madalya İzmir spor tarihi ve yerel hafıza açısından çok önemli. Üzerindeki yazılar 1890-1949 tarihlerini göstermesiyle, İzmir’den Atina’ya uzanan uzun bir hikâyeyi simgeliyor. 1949’da Türk-Yunan dostluğuna da vurgu yapılan bir organizasyonda verildi. Dolayısıyla bu obje, İzmir’in çok kültürlü geçmişini ve barışçıl mirasını hatırlatıyor.
Yeni nesillerin bu tür hatıraları görmesi, geçmişimizle bağ kurmasını sağlar. Bizler tarihimize saygı gösterdikçe, Karakulak gibi isimlerin hikâyeleri unutulmaz; tıpkı madalya ‘koruma altına alınmış’ bir tanık olarak görev yapması gibi…”
Kaynaklarımıza göre Panionios Oyunları, döneminin en büyük uluslararası atletizm etkinliklerinden biri olarak kabul edilmiş; organizasyonda Türk sporcularının öne çıkması Türk-Yunan ilişkilerinde sıcak bir örnek olarak aktarılmıştır. Yunan arşivlerinde yaptığım araştırmada ortaya çıkardığım bir başka belge ise, aynı organizasyonda Karşıyakalı güreş ve cirit sporcusu Halil Ziraman’ın 1948 yılında kırdığı cirit atma rekorunun, Yunanlı sporcu Kutulas tarafından egale edilmesi ile kulüp tarafından Yunanlı Kutulas’a verilen başarı belgesi.