Haber-Utku ÇELİK

OTONOM SÜRÜŞ NEDİR? OTONOM ARAÇLAR NASIL ÇALIŞIR?

Otonom araçlar, günümüzde radar, GPS, odometri ve bilgisayar görüşü sistemleriyle donatılarak trafikteki yerini alıyor. Bu teknolojinin ilk adımlarını atanlar arasında Tesla da yer alıyor. Otonom araçlar, tekerleklere yerleştirilen ultrasonik sensorlar sayesinde trafikteki araçların konumlarını belirleyerek, otomatik pilot sürüşünü gerçekleştiriyor. Sensorun, merkezi bilgisayar sistemine ilettiği bu veriler, aracın direksiyon kontrolü, yavaşlama, hızlanma gibi manevralarını doğru ve hızlı bir şekilde gerçekleştirmesini sağlıyor. Sistemin temeli yazılımlar oluşturuyor ve sürücüsüz otomobillerdeki başrolü yapay zeka kavramı üstleniyor. Yapay zekanın tarama ve veri analizi yapabilmesini sağlayan donanımlar ise kamera ve sensorlar. Ultrasonik sensorlar, ses dalgalarına göre mesafe ölçebilen özelliklere sahip. Kameralarla birlikte çalışan bu mekanizma, güzergah üzerindeki tabelaları, yayaları ve tüm nesneleri algılıyor. Bu kusursuz tasarımın hata yapma payı oldukça düşük ve güvenlik, sürücüsüz araçların vazgeçilmez özellikleri arasında yer alıyor. Otonom araçlar, gelecekte araç kullanımını yeniden tasarlayacak ve sürücülere yepyeni bir deneyim sunacak. Peki, Otonom sürüş nedir? Otonom araçlar nasıl çalışır? OTONOM SÜRÜŞ NASIL YAPILIYOR?

OTONOM ARAÇLAR NASIL ÇALIŞIR?

OTONOM ARAÇLAR NASIL ÇALIŞIR?

Otonom sürüş, insan sürücü müdahalesi olmadan kendi kendine hareket eden ve yolculuk yapan araçları veya ulaşım sistemlerini ifade eder. Amerikan Otomotiv Mühendisleri Birliği (SAE International), otonom araç geliştirme seviyelerini tanımlamak için J3016 standardını yayınladı. Bu standart, 0 ile 5 arasında 6 farklı seviyeyi içerir.

Seviye 0 (Otomasyon Yok): Seviye 0, araçta otomasyon olmadığını ifade eder. Bu seviyede, araç sürücüsüne yardımcı olan sistemler olsa da, sürücü tam kontrol sahibidir.

Seviye 1 (Sürücü Yardımı): Seviye 1'de sürücü, hem fiziksel hem de yasal olarak tamamen kontrolde sorumludur. Bu nedenle, sürücü her zaman trafiğe dikkat etmeli, iki eli direksiyonda tutmalı ve fren yapmaya hazır olmalıdır. Ancak araçtaki sürücü destek sistemleri, sürücülere yolculuk sırasında destek olur ve ek güvenlik ve konfor sağlar. Örneğin hız sabitleyiciler, arka görüş kameraları, otomatik park sistemi, otomatik frenleme, sürücü şeritten çıktığında onu uyaran titreşimli koltuk sistemleri gibi özellikler, seviye 1'e örnek gösterilebilir.

Teknoloji, ulaşım konusunda hızla gelişiyor. Elektrikli araçlar hayatımıza çoktan girdi bile. Araç üreticileri, araçlarına sürücülere yardımcı olan sistemler ekleyerek (kendi kendine park etme gibi) daha da gelişim gösteriyorlar. Gelecekte, otonom sürüş ve otonom araçlar da hayatımızda yerini alacak.

Otonom sürüş ve otonom araçlar, kendilerinden sıkça söz ettirmeye başladı. Otonom sürüş, insan müdahalesi olmadan aracın kendi kendine yolculuk yapabilmesi anlamına gelir. Otonom araçlar, genellikle çeşitli sensörler ve kameralar kullanarak çevrelerini algılarlar ve bu sayede yolculuklarını sürdürürler.

Zeka ve derin öğrenme algoritmalarıyla desteklenen otonom araçlar, çevresel algılama yetenekleri sayesinde sürücü olmadan kendi kendine çalışabilen araçlar olarak adlandırılıyor. Bu teknoloji, günlük seyahatlerde ve taşımacılık alanında giderek daha yaygın hale gelmektedir ve otomotiv endüstrisinin geleceğinde önemli bir yer tutmaktadır.

Otonom araçlar, tarihi daha eskilere dayanan bir fikirdir. İlk olarak 1939'da New York Dünya Fuarı'nda endüstriyel tasarımcı Norman Bel Geddes'in projesi olarak ortaya çıkmıştır. Otonom araçların ilk tasarımları, sürücüsüz araçlara rehberlik edecek bir otoyol sistemi içermekteydi. Bu konsept daha sonra, Japon ve Alman tasarımcılar tarafından bilgisayar ve kamera sistemleri eklenerek ve araçların hızları artırılarak geliştirilmiştir.

Otonom araç teknolojisi, gelişmiş donanım ve yazılımlarla gerçek zamanlı duyusal verilerin işlenmesiyle çalışmaktadır. Bu teknolojinin nasıl çalıştığına geçmeden önce hangi teknolojilerin kullanıldığına bir göz atmak yararlı olacaktır.

Gelecekte birçok araç sürücüsüz olarak çalışabileceği için otonom kelimesi önem kazanmaktadır. Otonom sürüş, aracın özerk bir şekilde hareket etmesi anlamına gelir. Günümüzde kullanılan araçların büyük bir kısmı sürücü kontrolünde hareket etmektedir. Ancak yakın gelecekte, araçlar kendi kendilerine hareket edebileceklerdir.

Otonom teknolojiler, kendinden daha üst bir otoriteye bağlı olsa da, önemli ölçüde bağımsız karar alabilen teknolojilerdir. Bu teknolojiler, araçların kendi kendilerine hareket etmelerini sağlarlar. Otonom araçlar çeşitli sınıflara ayrılır ve genellikle sürücü müdahalesi olmadan hareket edebilirler. Sensörler, uydu bağlantısı ve yapay zeka yardımıyla, araçlar bir noktadan diğerine kolayca gidebilirler.

Otonom sürüş, trafik içinde yolculuk eden kişiler için oldukça rahat bir deneyim sunar. Trafikte ilerlerken birçok şeye dikkat etmek gerekmektedir.

Otonom Araçların Tarihçesi

Otonom Araçların Tarihçesi

Otonom araçların tarihi incelendiğinde, 1920-1930 yıllarında bazı dikkat çekici sistemler, otonom araçların ilk örnekleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Kendi kendine seyir halinde gidebilen ilk modeller 1980'lerde ortaya çıkmıştır. İlk otonom araç sistemi, 1984 yılında Carnegie Mellon Üniversitesi'nin gerçekleştirdiği Navlab ve ALV projeleriyle hayata geçirilmiştir. Bu projeyi, 1987 yılında Mercedes-Benz firmasının ve Bundeswehr Üniversitesi'nin birlikte yürüttüğü Eureka Prometheus projesi izlemiştir. Bu iki aracın ardından birçok şirket binlerce otonom araç üretti ve bazıları günümüzde belirli ülkelerde trafiğe çıkmış durumdadır.

Otonom araçlar, sürücü ya da yolcu müdahalesi olmadan kurallara uygun bir şekilde sürüş yapabilen araçlardır. Bu araçlar, radar, lidar, GPS, odometri, sensörler ve bilgisayar görüşü gibi teknolojileri kullanarak bir algılama sistemiyle donatılmıştır.

Son 30-40 yılda hızla gelişen otonom araç sistemleri, bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz teknolojilerin gerçek hayatta da kullanılmaya başlandığını göstermektedir.

Bugün trafik kazalarının %90'ından fazlası insan hatası kaynaklıdır. Ancak günümüzde tasarlanan ve geliştirilen otonom araç sistemleri, bu sorunu çözmek için geliştirilmiştir ve kazasız bir sürüş deneyimi sunmak için tasarlanmaktadır.

OTONOM SÜRÜŞ SEVİYELERİ NEDİR VE NASIL KULLANILIR?

OTONOM SÜRÜŞ SEVİYELERİ NEDİR VE NASIL KULLANILIR?

Otonom sürüş teknolojisi hızla gelişiyor ve bu teknolojinin kullanımına yönelik çeşitli seviyeler belirlenmiştir. Toplam altı seviye bulunmaktadır ve en son seviye, Seviye 5 olarak adlandırılmaktadır.

Seviye 0: Bu seviyede araçta otonom sürüş teknolojisi yoktur. Araçtaki sürücü, tüm hareketlerden sorumludur. Vites değiştirme, fren yapma, hızlanma ve yavaşlama gibi hareketler tamamen sürücü tarafından kontrol edilir.

Seviye 1: Bu seviyede araçlarda hız sabitleme özelliği bulunur. Araç, yakındaki araçların hızına bağlı olarak hızını ayarlar ve bu seviye, otonom araçların ilk örneği olarak kabul edilir.

Seviye 2:Bu seviyede araçlar, hız sabitleme özelliği ile birlikte direksiyon kontrolüne de sahiptir. Bu sistemler, sürücüyü belli ölçüde serbest bırakır. Tesla'daki otopilot modu ve Cadillac'ın Super Cruise sistemi, bu seviyede yer alır.

Otonom sürüş teknolojisi, otomobillerin insan müdahalesine ihtiyaç duymadan trafikte yer alabilmesini sağlayan bir yenilik. Bu teknolojinin farklı seviyeleri bulunuyor.

Üçüncü seviye otonom sürüşte, araçlar çevrelerini algılayabiliyor ve hızlarını gerektiği gibi ayarlayabiliyorlar. Örneğin, araç sollama ya da trafik akışına göre hız değiştirme gibi özellikleri yerine getirebiliyorlar.

Dördüncü seviye otonom sürüşte ise araçlar zorlu durumlardan kendilerini çıkarabilecek yeteneklere sahip oluyorlar. İnsan müdahalesine neredeyse hiç ihtiyaç duymayan bu araçlar, çevrelerini başarıyla algılayarak gerektiğinde durma ya da hız değiştirme işlemlerini gerçekleştirebiliyorlar.

Beşinci seviye otonom sürüş ise henüz piyasaya sürülmemiş olan tam otonom araçların seviyesi. Bu araçlar, tamamen kendi kendilerine hareket edebilirler ve sürücü müdahalesine hiç ihtiyaç duymazlar. Trafiği anlık olarak takip edebilir, hızlarını uygun bir şekilde ayarlayabilir ve durma işlemi gerçekleştirebilen sürücü müdahalesine hiç ihtiyaç duymayan otomobiller olarak açıklanabilir.

OTONOM SÜRÜŞ NASIL YAPILIYOR?

OTONOM SÜRÜŞ NASIL YAPILIYOR?

Yarı otonom araçlar, sürücünün sorumluluğunu azaltarak ikinci ve dördüncü seviye arasında yer alırlar. Bazı durumlarda müdahale gerektiren bu araçlar trafikte kullanılmaktadır ve yakın gelecekte yaygınlaşması beklenmektedir.

Otonom sürüş teknolojisi, gelecekte çok önemli bir yere sahip olacaktır. Yapay zeka teknolojisi, otomotiv sektöründe de kendini göstererek araçların vites, direksiyon, fren ve gaz gibi unsurlarını kontrol ederek etraftaki araçların hareketlerini algılamaktadır.

Tam otomasyon teknolojisi ise şu anda test aşamasındadır. Bu teknoloji sayesinde sürücüler tamamen özgür bırakılmaktadır. Tam otonom araçları kullanırken, sürücüler diğer işlerine odaklanabilirler.

Otonom araçların çalışma prensibi, sensörlerden, yapay zekadan ve GPS teknolojisinden yararlanmaktadır. Bu araçlar, etraftaki diğer araçların hareketlerini takip edebilecek kadar hassas sensörlere sahiptirler. Ayrıca, anlık hız durumunu da izleyebilmektedirler.

Otonom araçların çalışma prensibi içerisinde yapay zeka teknolojisi çok önemlidir. Bu araçlar, detaylı bir algoritmaya uyarak çalışarak güvenli bir sürüş deneyimi sunmaktadır.

Editör: Utku Çelik