Manisa’nın Turgutlu ilçesindeki Refik Pınar Ortaokulu’nda 5 Kasım Çarşamba günü yaşanan olay, büyük infiale yol açtı. Matematik öğretmeni, sınıfta bulunmayan öğrencileri çağırması için 13 yaşındaki otizmli öğrenci B.U.U.’yu görevlendirdi. Ancak küçük çocuk, merdivenlerden inerken okul müdürü B. G.’nin saldırısına uğradığı iddia edildi. İddiaya göre B.G., öğrenciye hiçbir şey sormadan yakalarından tutup merdivenlerden aşağı fırlattı. Minik öğrenci basamaklardan yuvarlanırken o anlar okulun güvenlik kameralarına da yansıdı. Ailenin iddiasına göre, müdür olayın ardından ilk yardım yapmadı, ambulans çağırmadı ve çocuk kendi imkânlarıyla eve dönmek zorunda kaldı.

Anne Derya Yavuz, yaşananları şöyle anlattı:
“Üstü başı toz içindeydi, kolunu ve kafasını tutuyordu. ‘Müdür beni itti’ dedi. Hemen aradım, müdür telefonu açmadı. Ertesi gün okula gidip görüntüleri izledim, sonra jandarmayı çağırdım. Şikâyet ettik ama sadece başka okula gönderdiler. Hâlâ görevde!”
"HALA GÖREV YAPIYOR"
Müdür B.G. hakkında daha önce de şikâyetlerde bulunduğunu, ancak bir sonuç alamadığını belirten Yavuz, şu ifadeleri kullandı: "Ben bu müdürü defalarca Milli Eğitim’e şikâyet ettim. Daha önce de defalarca hakaret etti çocuğuma, kötü davranıyordu. Ama oğlum otizmli olduğu için sürekli biz suçlu konumuna düşürüldük. 'Açığa alınacağı' söylendi ama alınmadı. Sadece başka bir okula göndermişler. Hâlâ görev yapıyor."
Otizmliler Dayanışma ve Hakları Derneği, olayın ardından yazılı açıklama yaptı. Dernek, fiziksel şiddetin hiçbir gerekçesinin olamayacağını belirterek kamera kayıtlarının Savcılığa eksiksiz sunulmasını ve sorumlular hakkında hem cezai hem de idari işlemlerin derhal başlatılmasını talep etti.
"KABUL EDİLEMEZ VE AFFEDİLEMEZ"
Açıklamada, "Bu olay yalnızca bir çocuğa yönelmiş bir şiddet değildir. Bu, toplumun vicdanına, eğitim hakkına, insan onuruna yönelmiş bir saldırıdır. Bir okul müdürünün eğitim vermekle yükümlü olduğu bir çocuğa fiziksel şiddet uygulaması, kabul edilemez, affedilemez ve gerekçesizdir. Bu tür olaylar, yıllardır mücadele ettiğimiz önyargıları, ayrımcılığı ve dışlanmayı yeniden körüklemekte, otizmli bireylerin eğitim ortamlarında yaşadığı zorlukları katbekat artırmaktadır" denildi.


Açıklama, şu çağrıyla son buldu:
"Okullarda görev yapan tüm yöneticilere ve öğretmenlere, otizm farkındalığı ve özel eğitim alanında zorunlu hizmet içi eğitim verilmelidir. Özel gereksinimli çocukların eğitim hakkı, yalnızca ‘özel sınıflarla’ değil, insan onuruna yakışır bir anlayışla güvence altına alınmalıdır. Çocuklarımızın güvenliği için her okulda bağımsız denetim ve psikolojik destek mekanizmaları kurulmalıdır. Biz otizmli çocukların aileleri, dostları ve hak savunucuları olarak bu olayın unutulmasına izin vermeyeceğiz. Adalet yerini bulana kadar hem hukuki hem toplumsal mücadelemizi sürdüreceğiz."





