DSC_0174Geçtiğimiz OHAL’in ilanından bu yana birçok kadın şiddete uğradı, birçok çocuk istismar edildi, farklı cinsel yönelimlere sahip bireyler hakaretlere ve saldırılara maruz kaldı. Bu olayların bazıları kamuoyuna yansıdı, saldırganlar hakkında davalar açıldı. Bu davaların birçoğunda saldırganlar serbest bırakıldı, mağdurlar ise giydikleri nedeniyle, o saatte sokakta olmaları nedeniyle başına gelenlerden sorumlu tutuldu. Bu ÜLKEDE bu tabloya yabancı değiliz ama, geçtiğimiz yıldan bugüne bakarken aklımıza kazınan bazı olaylar başka türlü bir değişimi görünür kılıyor.
OHAL ilan edilmesinin ardından, yayınlanan KHK’lar ve pratikte değişen uygulamalarla insanlar bir günde işlerinden, kariyerlerinden oluyor, yalnızca bir tanık ifadesi ya da bir sosyal medya paylaşımı ile tutsak oluyor, toplumun bir nebze muhalif olan her kesimi bir korku yaratılarak suskunlaştırılıyor.kendinden olmayana, farklı olana, zayıf olana saldırmayı da meşrulaştırıyor. Durum böyle olunca, kadın düşmanlığının, kadına karşı şiddet, taciz ve tecavüzün de artmasına neden oluyor.
Bunun dısında Sendikal örgütlenmeler açısından özellikle muhalif ve mücadeleci sendikalar baskıcı bir yöntemle engellenmeye çalışılıyor. Fabrikalardan ve Belediyelerde işçiler çıkarılıyor, sendikal örgütlenmelerin önüne geçiliyor. Ardından işyerinin önünde eylem ya da direniş yapmak istediğinizde valilik genelgesi gösterilerek eylemler engelleniyor.
Ohal kapsamında işsizliğin arttığı apacık görülmektedir. Bir gecede cıkan yasaların sermayeyi koruduğu ortadadır. Kadınların süt izninden, gece calışma vardiyasını ile ilgili kanunlarda ortadadır.
Herhangi durumda yaptığımız ya da yapmadığımız eylemler kişinin içinde yaşadığı koşullardan bağımsız olamaz elbette. Var olan siyasi-politik atmosfer, kabul gören değerler elbette kişilerin eylemleri üzerinde etkilidir. Ama yine de benzer koşulları paylaşan insanlar, benzer durumlar karşısında farklı tepkiler verebilirler. Ve çoğu zaman kişilerin gerçekleştirdiği eylemler var olan koşulların sürdürülmesini ya da ortadan kalkmasını gerektirir.

OHAL KALDIRILMALI.........
Yatıyoruz; bir düş uykuyu zehirleme gücüne sahip.
Kalkıyoruz; serseri bir düşünce günü kirletiyor.
Hissediyor, görüyor ya da düşünüyoruz; gülüyor ya da ağlıyoruz,
Deli kederi kucaklıyor ya da endişemizi fırlatıp atıyoruz;
Aynı şey: üzüntü olsun, neşe olsun,
Çıkış yolu hala açık.
İnsanın dünü, asla yarını gibi olmayabilir;
Değişimden başka bir şey ayakta kalamaz!
Mary Shelley- Frankenstein