Halk arasında "gece yanığı" olarak da bilinen ve ağrılı döküntülerle seyreden zona hastalığının, sadece ciltte yarattığı tahribatla kalmayıp, kalp-damar sağlığı üzerinde de olumsuz etkilere yol açabileceği uzun süredir biliniyordu. Ancak, Güney Kore'de Kyung Hee Üniversitesi'nden Prof. Dr. Dong Keon Yon'un öncülüğünde yürütülen ve sonuçları saygın tıp dergisi European Heart Journal'da yayımlanan kapsamlı bir araştırma, zona aşısının bu alanda da umut verici bir koruyuculuk sağlayabileceğini gözler önüne serdi. Bu araştırma, zona aşısının kalp krizi, felç ve diğer kalp-damar hastalıklarına karşı potansiyel bir kalkan görevi görebileceğine dair önemli bilimsel kanıtlar sunuyor. İstanbul Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cüneyt Koçaş da, araştırmanın bulgularını değerlendirerek, zona hastalığının damar sisteminde yaratabileceği iltihaplanma ve pıhtılaşma sorunlarının kalp-damar hastalıklarını tetikleyebileceğini, zona aşısının ise bu riskli süreci engelleyerek kalp sağlığını korumada önemli bir rol oynayabileceğini ifade etti.
1,2 milyon kişilik dev araştırma: Zona aşısının kalp sağlığına etkileri mercek altında
Güney Kore'de gerçekleştirilen ve bilim dünyasında büyük ilgi uyandıran bu önemli araştırma, tam 1,2 milyon kişinin 12 yıl boyunca takip edilen detaylı sağlık verilerinin titizlikle analiz edilmesiyle yürütüldü. Araştırmanın temel amacı, 50 yaş ve üzerindeki bireylerde zona aşısının, kalp krizi, felç ve kalp-damar kaynaklı ölümler gibi ciddi sağlık sorunları üzerindeki koruyucu etkisini belirlemekti. Sonuçlar oldukça çarpıcıydı: Zona aşısı olan bireylerde, aşı olmayanlara kıyasla kalp krizi, felç ve kalp-damar rahatsızlıklarına bağlı ölüm riskinin yüzde 26 oranında azaldığı tespit edildi. Ayrıca, genel kalp-damar hastalığı gelişme riskinin ise yüzde 23 oranında düştüğü gözlemlendi. Bu rakamlar, zona aşısının sadece zona enfeksiyonunu önlemenin ötesinde, daha geniş kapsamlı bir sağlık faydası sunabileceğine dair güçlü bir kanıt niteliği taşıyor. Araştırma, özellikle orta ve ileri yaş grubundaki bireyler için zona aşısının kalp sağlığı açısından önemli bir koruyucu önlem olabileceğini düşündürüyor.
Aşının koruyucu etkisi ne kadar sürüyor ve kimlerde daha belirgin?
Güney Koreli bilim insanlarının yürüttüğü araştırma, zona aşısının kalp-damar sağlığı üzerindeki koruyucu etkisinin zaman içindeki seyrini ve farklı demografik gruplardaki etkinliğini de inceledi. Araştırmanın bulgularına göre, zona aşısının olumlu etkileri en çok aşı yapıldıktan sonraki ilk 2-3 yıl içinde belirgin bir şekilde hissediliyor. Ancak bu koruyucu etkinin, 8 yıla kadar sürebildiği de ortaya kondu. Bu durum, zona aşısının uzun vadeli bir kalp sağlığı koruması sağlayabileceğine işaret ediyor.
Araştırmanın bir diğer dikkat çekici bulgusu ise, zona aşısının koruyucu etkisinin bazı gruplarda daha belirgin olmasıydı. Özellikle erkeklerde, 60 yaş altı bireylerde ve düzenli olarak sigara ya da alkol kullanan kişilerde zona aşısının kalp-damar hastalıklarına karşı sağladığı koruyucu etkinin daha yüksek olduğu kaydedildi. Bu bulgu, risk faktörleri taşıyan bireylerde zona aşısının daha da önemli bir koruyucu rol üstlenebileceğini düşündürüyor. Ancak, bu farklılıkların altında yatan nedenlerin daha detaylı araştırmalarla aydınlatılması gerekiyor.
Prof. Dr. Cüneyt Koçaş'tan değerlendirme: "Enfeksiyonlar kalp hastalıklarının arkasındaki nedenlerden biri"
İstanbul Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cüneyt Koçaş, Güney Kore'de yapılan bu önemli araştırmanın sonuçlarını değerlendirirken, bulguların oldukça dikkat çekici olduğunu belirtti. Koçaş, kalp hastalıklarının altında yatan nedenlerden birinin, çeşitli enfeksiyonların vücutta yol açtığı iltihabi süreçler olduğuna dikkat çekti. "Zona hastalığı, bu yönde bir tehdit oluşturabilir. Virüsün damar duvarlarında yarattığı iltihaplanma ve pıhtı oluşumuna yatkınlık, kalp krizi ve felç gibi ciddi kalp-damar hastalıklarını tetikleyebilir," diyen Prof. Dr. Koçaş, zona aşısının tam da bu noktada devreye girerek bu olumsuz döngüyü durdurabileceğini ve kalp sağlığını koruyabileceğini ifade etti. Aşı sayesinde zona enfeksiyonunun önlenmesi veya hafif atlatılması, virüsün damar sistemi üzerindeki olumsuz etkilerini de en aza indirerek dolaylı bir kalp koruması sağlayabilir.
"Daha geniş kapsamlı araştırmalara ihtiyaç var": Bilimsel kanıtlar güçlendirilmeli
Prof. Dr. Cüneyt Koçaş, Güney Kore'de yapılan araştırmanın umut verici sonuçlar ortaya koymasına rağmen, zona aşısının kalp sağlığı üzerindeki etkilerinin daha net bir şekilde anlaşılabilmesi için daha geniş katılımlı ve farklı popülasyonları içeren araştırmalara ihtiyaç olduğunu vurguladı. Aşının etkilerinin bireyden bireye farklılık gösterebileceğine dikkat çeken Koçaş, farklı etnik kökenlerden, farklı yaş gruplarından ve farklı sağlık geçmişlerine sahip bireyler üzerinde yapılacak çalışmaların, zona aşısının kalp-damar hastalıklarını önlemedeki rolünü daha kesin bir şekilde ortaya koyacağını belirtti.
Ayrıca, Prof. Dr. Koçaş, mevcut araştırmanın canlı zayıflatılmış virüs aşısı üzerine odaklandığını, ancak son dönemde geliştirilen ve daha yaygın olarak kullanılması beklenen protein bazlı zona aşılarının da benzer araştırmalara dahil edilmesinin önemine dikkat çekti. Bu tür farklı aşı tiplerinin kalp sağlığı üzerindeki etkilerinin karşılaştırılması, en etkili koruyucu stratejilerin belirlenmesine yardımcı olabilir. Prof. Dr. Koçaş, sonuç olarak, zona aşısı gibi koruyucu sağlık önlemlerinin teşvik edilmesinin ve yaygınlaştırılmasının, toplum sağlığının korunması ve kalp-damar hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunlarının önlenmesi açısından kritik bir öneme sahip olduğunu ifade etti. Bu tür araştırmaların, koruyucu hekimlik uygulamalarının geliştirilmesine ve halk sağlığı politikalarının şekillendirilmesine önemli katkılar sunması bekleniyor.