Gökçe ADAR ÇUBUKÇUOĞLU/ÖZEL - Betül Sezgin… İzmir İş Kadınları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı. Dernek başkanlığının yanı sıra, iki kız çocuk annesi başarılı da bir iç mimar. Pek çok kadının, iş hayatında daha çok aktif olması için çaba gösteren Betül Sezgin, 20 yaşından beri hayata karşı da büyük bir mücadele vermiş. Özgüvenini kaybeden, ‘benim çocuğum var, artık geçti’ diyen kadınlara örnek olacak bir hayat hikayesine sahip. Önce anne olmuş sonra ise öğrenci. İki çocuğuyla üniversiteyi bitirmiş, iç mimar olmuş. Kadınların istedikten sonra her şeyi başarabileceğini dile getiren Sezgin, 9 Eylül okuyucuları için hayat hikayesini anlattı. 

Sezgin, “19 yaşında evlendim. Üniversite okumak için büyütülmüş bir kız olmama rağmen karşıma eşim çıktı ve ileride okuyabileceğimi düşünerek bir evlilik yaptım. Hemen hamile kaldım. 21 yaşında kızım Ceren doğdu.  Sadece evin ve çocuğun bakımından sorumluydum. Kendi hayatımın kararlarını veremiyordum.  Bir ayakkabı alacaksınız, eşinizden istemek zorunda kalıyorsunuz. Bir tane daha ayakkabı almak istiyorsunuz, bu sefer eşiniz ‘size yeni almadık mı?’ diye soruyor. Okumaya karar verdiğimde, eşim bana ikinci çocuğu düşündüğümüzü söyledi. İkinci çocuk fikrini de kabul ettim. Bir kızım daha oldu. Ona da 3 yaşına kadar baktım. Kızım, 3 yaşına gelince artık kesin okumalıyım diye düşündüm ve bunu eşimle paylaştım” ifadelerini kullandı. 

‘BİYONİK KADIN GİBİ…’

Evde özel dersler alarak, bir yıl boyunca üniversite sınavına hazırlandığını dile getiren Sezgin, “Gündüzleri çocuklarımı okula gönderiyordum. Yemeğimi hazırlıyordum. Evimi topluyordum sonra ders çalışmaya oturuyordum. Önce, geceleri ders çalışmaya başladım sonra zaman bulduğum her an ders çalıştığımın farkına vardım. 1 sene boyunca, biyonik bir kadın gibi hem evi topluyor hem yemek hazırlıyor hem çocuklarıma bakıyor hem de ders çalışıyordum. Üniversite tercihimi de, kızlarımın bakımını düşünerek evimin yakınında bulunan Ekonomi Üniversitesi’ne yaptım. İç mimarlığı kazandım. Okula fiziki olarak gidip gelmeye başladım” diye konuştu. 

‘BENİ HOCA SANIYORLARDI’

Sınıftaki öğrenci arkadaşlarının 18-19 yaşlarında olduğunu kendisinin ise 30 yaşında olmasıyla sınıfta fark edildiğini söyleyen Sezgin, şunları söyledi: “Bir sene hazırlık okudum. Toplam 5 senede bitirdim. Sınıftakilerin hepsi 18-19 yaşlarındaydı. Ben ise 30 yaşındaydım. Beni sınıfın hocası sanıyorlardı. Ne zaman sınıfa girsem, ‘hoca geldi’, ‘hoca burada’ gibi söylemler duyuyordum. Sınıftakilerin de garibine gidiyordum. İç mimarlık çok kolay bir bölüm değildi. 5 senem çok zor geçti. Hem çocuklarımın bakımı hem evin düzeni derken çok iyi bir derece ile hiç sınıf tekrarı yapmadan okulu bitirdim” dedi. 

‘YAPABİLİR MİSİN ACABA YA…?’

Okul bittikten sonra iş hayatında mücadelesinin başladığını söyleyen Sezgin, İZİKAD ile tanışmasıyla hayatının değiştiğini şöyle anlattı: “İş hayatına artık geçmem gerekiyordu. Çocuklarımın LGS, OKS sınavları vardı. Ben de o sırada kendimi iş hayatına atmaya çalışıyordum. Önce çevremdeki arkadaşlarımın projelerini almaya başladım. Önce herkeste bir endişe vardı. ‘Yapabilir misin acaba ya?’ gibi sorular sordular. Başardığımı görünce herkes beğendi. İlk yıllarım zorlu geçti. Ne yapacağımı bilmiyordum. Avukat, mali müşavir, mimar gibi pek çok meslek kolundan insanları tanımam lazımdı. Kızımın sınıf arkadaşının annesi, İZİKAD’tan bahsetti. Derneğe katıldım, çeşitli görevler üstlendim. Akademi Komitesi’ni yönettim. Üyelik, komite başkanlığı gibi görevlerde yer almamdan sonra İZİKAD’ın başkanlık koltuğuna oturdum. İZİKAD sayesinde iş hayatıyla tanıştım. Eşim, ofisinin projesini bana vermişti. Bende oraya kendime bir oda hazırladım ve iş görüşmelerimi o odada yapmaya başladım. Böylelikle iş hayatına atılmış oldum. Konut projeleri, otel projeleri derken işlerim peş peşe geldi.” 

‘PES ETMEK İSTEMEDİM’

İş hayatına atıldıktan sonra kazandığı parayla istediği şeyleri almanın paha biçilemez olduğunu söyleyen Sezgin, “Bir şeyi alabilmenin, bir yere kendi kazancınızla gitmenin mutluluğu paha biçilemez. Kadınların özgüvenli olabilmeleri gerekiyor. Benim de pes etmek istediğim zamanlar oldu ama asla pes etmedim. Zorlandım ama asla pes etmek gibi bir düşüncem olmadı. Kadınlar ne kadar zorluk yaşarlarsa yaşasınlar mutlaka mücadele etmeye devam etsinler. İZİKAD, bu anlamda kadınların daima yanında yer alan bir dernek” diye konuştu.