Haber/Gökçe AKGÖL
Dünya kadınlarının ortak mücadele alanlarından biri de kürtaj sorunu. Kürtaja ilişkin yasaklar dünya genelinde her geçen gün artıyor. Geçtiğimiz günlerde Dünya Sağlık Örgütü, güvenli kürtaja ilişkin yeni önergeler yayımladı. Dünya Sağlık Örgütü’nün açıkladığı rakamlara göre dünya genelinde her yıl yaklaşık olarak 39 bin kadın yasadışı kürtaj nedeniyle yaşamını yitirirken ölümlerin büyük bir kısmı düşük gelirli ülkelerde gerçekleşiyor. Yine bununla birlikte dünya genelinde her yıl tahmini olarak 50 milyon kürtajın yarısı yasadışı yöntemlerle yapılıyor. Sağlıksız kürtaj nedeniyle hayatını kaybeden kadınların yüzde 60’ından fazlası Afrika'da, yüzde 30'u Asya’da bulunuyor. Kadınların mücadeleleri sayesinde bazı ülkelerin yasalarında değişiklikler meydana gelse de 20 ülkede kürtaja izin veren yasalar bulunmuyor.

Türkiye’de ise 24 Mayıs 1983’te yürürlüğe giren 2827 sayılı gebeliğin onuncu haftasına kadar isteğe bağlı gebeliğin sona erdirilmesine izin veren maddeyi içeren Nüfus Planlaması Yasası, hala geçerli. Bu kanuna göre kürtaj hakkı yasal olarak tanımlansa da iktidar ve muhafazakâr politikalar nedeniyle Türkiyeli kadınlar fiili olarak bu hakkına erişemiyor. Yasal olarak on haftaya kadar kürtaj yapılabileceği ifade edilse de Türkiye’deki sağlık kuruluşları sekiz haftaya kadar kürtaj yapıyor. Tüm bu sebepler nedeniyle de kadınlar yasal olmayan kürtaj yollarına başvuruyor.

53 ŞEHİRDE YOK
Kadir Has Üniversitesi’nin 2016 yılında yayınladığı "Devlet Hastanelerinde Kürtaj Hizmetleri” raporunda yer alan bilgilere göre 81 ilin 53’ünde isteğe bağlı kürtaj hizmeti veren hastane bulunmuyor. Yine Türkiye genelinde 431 devlet hastanesinden sadece yüzde 7.8'i isteğe bağlı kürtaj hizmeti veriyor, yüzde 11.8'i ise kürtaj hiç yapmıyor. Yine rapora göre Türkiye’de yasal olmasına rağmen 295 kamu hastanesinin 102’sinde kürtajın yasak olduğu veya devlet hastanelerinde yapılmadığı görüldü. Tüm bu bilgiler ışığında Ankara’da ve Manisa’da bulunan hastanelerde kürtaj üzerinde araştırma yaptık. Yapılan bu araştırma sonucunda farklı bölgelerde bulunan hastanelerin isteğe bağlı kürtaj yapmadığı ya da kürtaj olabilmek için evli olma zorunluluğu aradıklarını gördük.

PROBLEM SÜRÜYOR
Ankara ve Manisa’da Özel hastane ve kadın doğum kliniklerinin de bulunduğu 40 kurumla telefon görüşmesi gerçekleştirildi. Bu telefon konuşmaları sonucunda Ankara’da görüştüğümüz 35 kurumdan yalnızca 7’si isteğe bağlı kürtaj işlemini gerçekleştirirken, Manisa’da bulunan 5 kurum isteğe bağlı kürtaj hizmeti vermiyor. Yine Ankara’da bulunan 4 hastane kürtaj yapabilmek için evli olma ve eş onayını zorunlu tuttuklarını ve bekar olunması durumunda kürtaj işlemini yapmadıklarını ifade etti. Tüm bunlarla birlikte hiçbir koşul aramadan kürtaj işlemi gerçekleştiren kurumların tamamı özel kliniklerden oluşuyor. Koşulsuz kürtaj işlemini gerçekleştiren kurumlarda istenen ücret ise 1000-10bin TL arasında değişiyor. Gebelikte hafta ilerledikçe talep edilen ücret de artış gösteriyor.

Bütün edindiğimiz bu bilgilerden, toplumun her kesiminden kadınların sağlıklı kürtaja ulaşımının gittikçe zorlaştığı, bu sayede kadınların sağlıksız kürtaj yöntemlerine yöneldiği anlaşılmaktadır. Verilen bu cevaplar Türkiye’de 2012 yılından beri devam eden kürtaj “probleminin” hala devam ettiğini gözler önüne sermektedir.