Haber / Asya YAŞARİKİZ

Yazılı basının LGBTİ+’ları ele alış biçimini araştıran 2021 Medya İzleme Raporu’nu değerlendiren Kaos GL Derneği Medya ve İletişim Program Koordinatörü, gazeteci Yıldız Tar medyanın bu konudaki yaklaşımını ve olumsuz tutumunu eleştirdi. Raporda, ulusal ve yerel 4 bin 11 metin incelendi. Rapora göre 2 bin 175 haber, 1605 köşe yazısı, 87 söyleşi içeren metinlerin yüzde 43’ü LGBTİ+ haklarına saygılı iken yüzde 57’si ayrımcı dil, nefret söylemi ve önyargı içeriyor.

'MİKROFON UZATILMIYOR'

Raporu, Kaos GL Derneği Medya ve İletişim Program Koordinatörü, gazeteci Yıldız Tar, LGBTİ+’ların en çok haberlerde en az ise söyleşilerde yer almasını “Odanın içinde fil var ama file mikrofon uzatılmıyor” diyerek yorumladı. Tar, bunu iki nedene bağlayarak şunları söyledi: “Odanın ortasındaki file mikrofon uzatılmıyor, çünkü 2021'de yayınlanan haberlerin yarısından fazlasını oluşturan ayrımcı metinlerin zaten mikrofon uzatmak gibi bir gayesi yok. Özellikle son yıllarda hükümet medyasının LGBTİ+'larla ilgili bir yayın politikasına sahip olduğunu, bu politikanın ise gündem ne olursa olsun LGBTİ+'ları hedef göstermek ve hakaret etmek olduğunu söylememiz mümkün. Haliyle, artık kemikleşmiş bir blok olarak davranan ve LGBTİ+'lar söz konusu olduğunda mizanpajı farklı ama aynı nefret içeriklerini üreten bir medya gerçeği ile karşı karşıyayız. Buna karşılık, en azından LGBTİ+'ların temel hak ve özgürlüklerini gözetmeye gayret eden yayın organları ve gazeteciler açısından ise hâlâ daha onların hayatları, iradeleri ve hakları olan özneler olarak görülmemesi bu durumun bir diğer nedeni. LGBTİ+'lar ancak ve ancak hedef gösterildiğinde haber olabiliyor. Bu da refleksif ve günlük bir yayın akışı anlamına geliyor.”

'ALIŞACAKLAR'

Raporda yer alan kelime bulutuna göre LGBTİ+'lar en çok Boğaziçi (Boğaziçi Üniversitesi) ve İstanbul (İstanbul Sözleşmesi) kelimeleri ile birlikte anılmış. LGBTİ+'lar, toplumsal olaylarda yer aldıkça medyada daha mı çok hedef gösterildi sorusu akla geliyor. Hükümete yakın medya açısından LGBTİ+'ları hedef göstermenin ana amaç olduğunu öne süren Yıldız Tar, “Toplumsal olaylar, protestolar değişse de muhakkak bir şekilde evirip çevirip konuyu LGBTİ+'lara bağlamayı başarıyorlar. Sanırım gazetecilik açısından yegane başarıları (!) da bu. Öte yandan, hak haberciliği kapsamında değerlendirdiğimiz içeriklere baktığımızda ise en çok ‘Kadın ve LGBTİ+’ kalıbıyla karşılaştık. LGBTİ+'lar hakları olan insanlar olarak görülmediğinden olsa gerek, bir eyleme katıldıklarında bazı medya kuruluşları şok yaşıyor. Ama yapacak bir şey yok, alışacaklar” dedi.

NASIL OLMALI?

LGBTİ’+’lar ile ilgili haber yapmak isteyen gazetecilere önerilerde bulunan Tar, onlara mikrofon uzatmanın iyi bir başlangıç olsa da yeterli olmadığının altını çizerek şöyle dedi: “Onları onur haftalarında ya da hedef gösterildiklerinde hatırlamayıp, LGBTİ+ merkezli bir yayın pratiği geliştirmek gerekiyor. Örneğin, yoksulluk haberi yapacaksanız LGBTİ+ yoksulluğunu da düşünmek; ülkede olup bitenlerin onları nasıl etkilediğine de bakmak gerekli.”

RAPORDA NELER VAR?

2021’de hak haberciliği kapsamında değerlendirilen haberlerin yüzde 51’inde (877 metin); ayrımcılık, nefret saldırısı gibi hak ihlalleri, hak temelli habercilik ilkeleri çerçevesinde görünür kılındı. 472 haberde bu ihlallere karşı mücadele yöntemlerinden bahsedildi. Rapor, LGBTİ+’ların haklarını ihlal etmeden, objektif bir temsil güden haberlerin sadece hakkı ihlal etmemekle sınırlı kaldığını gösteriyor. Bunun yanı sıra, LGBTİ+’lar ancak bir nefret saldırısı ya da ayrımcılığa maruz bırakıldıklarında gazete sayfalarında yer alabiliyor. LGBTİ+ örgütlerinin çalışmaları ve görüşleri yazılı basında kendisine yer bulamazken; başarı hikayelerini haberleştirme konusunda da büyük bir eksiklik göze çarpıyor. Hak ihlali alt kategorilerinde ayrımcı dil, LGBTİ+’ların suç, hastalık, sapkınlık, ahlaksızlık ya da günah olarak gösterilmesi, nefret söylemi, nefret suçu, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün ihlal edilmesi öne çıkıyor.

HEDEF GÖSTERİLDİLER

Raporda, 2021 yılında yazılı basında LGBTİ+’larla ilgili haber, söyleşi ve köşe yazılarının yüzde 29’unda nefret suçu işlendiği belirtildi. Bu durumun, nefretin söylemle kalmadığına ve hedefsiz olmadığına işaret ettiği vurgulandı. Nefret haberlerinin neredeyse hepsinde gerçek kişi ya da kurumların işaret edildiği, hedef gösterildiği, haklarının ihlal edildiği dile getirildi. 2021’de bütün metinlerin neredeyse yarısında (1898 metin) LGBTİ+’ların düşünce ve örgütlenme özgürlüğünü ihlal etmeye çağrı yer aldı. “LGBTİ+ Dernekleri Kapatılsın” üst başlığıyla yıllardır sürdürülen karalama kampanyaları Boğaziçi Üniversitesi protestoları ve İstanbul Sözleşmesi gündemleriyle birleşerek hız kazandı. Yazılı basında LGBTİ+’larla ilgili metinlerin neredeyse yarısında onların örgütlenmeleri hedef gösterildi, LGBTİ+ derneklerinin kapatılması çağrısı yapıldı veya yaygınlaştırıldı, LGBTİ+’ların var olmaları dahi hedef gösterildi ve ifade özgürlüklerine saldırıldı. 

Söyleşi ve röportajlar yok denecek kadar az

LGBTİ+’ları konu edinen içeriklerin yüzde 55’ini (2 bin 175) haberler oluşturdu. LGBTİ+’lar 1605 köşe yazısında (yüzde 40) yer alırken söyleşi ve röportajlar için bu oran 87 ile yüzde 2’de kaldı. Köşe yazısı ve haberin aksine öznelerin seslerini daha fazla duyurabilmesini sağlayan söyleşi ve röportajlarda LGBTİ+’lar çok az yer alabildi. Bir yıl boyunca üretilen 3 bin 980 içeriğin büyük bir çoğunluğunda genel olarak LGBTİ ya da LGBTİ+ ifadesi kullanıldı. Haberlerde kendisine en çok yer bulabilen grup 246 içerikle lezbiyenler oldu. Geçmiş yıllardan farklı olarak en çok medyada yer alan grubun “lezbiyenler” olmasının, medyadaki lezbiyen temsilinde olumluya doğru gidişten ziyade, Cumhurbaşkanı’nın sene içerisindeki “Lezbiyen, mezbiyen” açıklamasından kaynaklandığı vurgulandı. LGBTİ+’ların içinde en görünmez gruplar ise biseksüeller ve intersekslerdi. Medyada intersekslere ilişkin sadece 18 metin yer aldı. Biseksüeller ise sadece 71 metinde yer buldu.

Bu yayın Hollanda Büyükelçiliği İnsan Hakları hibe programı desteğiyle yürütülen ‘Kadın ve LGBTİ+ Odaklı Şiddete Karşı İletişim Projesi-NAR Projesi’ kapsamında hazırlanmıştır. Bu yayının içeriğinden yalnızca 9 Eylül Gazetesi sorumlu olup herhangi bir şekilde Hollanda Büyükelçiliği’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.