Türkiye'de yaklaşık 16 milyon emekli ve 6.5 milyon memurun gözü kulağı, temmuz ayında maaşlarına yapılacak olan altı aylık zamma çevrildi. Yılın ilk yarısında yaşanan yüksek enflasyon nedeniyle alım güçleri günden güne eriyen milyonlarca vatandaş için, bu zam oranı sadece bir rakam değil, aynı zamanda geçim mücadelesinde bir "nefes alma" umudu taşıyor. Takvimler, zammın kaderini belirleyecek olan son veri olan haziran ayı enflasyonunun açıklanacağı 3 Temmuz tarihini gösterirken, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) açıkladığı son Piyasa Katılımcıları Anketi, olası zam oranlarına dair ilk ve en güçlü ipucunu verdi. Bu ipuçları, SSK ve Bağ-Kur emeklileri ile memur ve memur emeklileri için farklı oranlara işaret etse de, her iki kesim için de çift haneli bir artışın kaçınılmaz olduğunu gösteriyor.

SSK ve Bağ-Kur emeklisi için enflasyon belirleyici

Yaklaşık 10 milyon SSK ve Bağ-Kur emeklisinin temmuz ayında alacağı zam oranı, doğrudan yılın ilk altı ayında gerçekleşecek olan enflasyon oranına endekslenmiş durumda. Bu kesim için "refah payı" gibi ek bir iyileştirme yapılmadığı takdirde, maaş artışları, altı aylık Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) artış oranından ne bir kuruş fazla ne de bir kuruş eksik olacak.

Bu hesaplamanın ilk beş aylık bölümü ise şimdiden netleşmiş durumda. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre;

  • Ocak ayı enflasyonu: yüzde 5.03

  • Şubat ayı enflasyonu: yüzde 2.27

  • Mart ayı enflasyonu: yüzde 2.46

  • Nisan ayı enflasyonu: yüzde 3.00

  • Mayıs ayı enflasyonu: yüzde 1.53

Bu beş verinin kümülatif etkisi, ocak-mayıs dönemindeki beş aylık enflasyonun yüzde 15.09 olarak gerçekleştiğini gösteriyor. Bu da demek oluyor ki, SSK ve Bağ-Kur emeklileri için en az yüzde 15.09'luk bir zam oranı şimdiden kesinleşmiş durumda. Milyonların kaderini belirleyecek olan son veri ise, 3 Temmuz'da açıklanacak olan haziran ayı enflasyon rakamı olacak.

Piyasadan ilk sinyal geldi: 6 aylık zam oranı ne olacak?

Haziran ayı enflasyonunun ne çıkacağı merakla beklenirken, piyasanın nabzını tutan ve ekonomistlerin tahminlerini yansıtan Merkez Bankası'nın Piyasa Katılımcıları Anketi, bu konuda en önemli ipucunu verdi. Ankete göre, ekonomistlerin haziran ayı için enflasyon beklentisi yüzde 1.61 olarak şekillendi.

Eğer bu beklenti gerçekleşirse, 2025 yılının ilk yarısındaki altı aylık enflasyon oranı, yüzde 16.94 olarak gerçekleşecek. Bu durumda, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin kök aylıklarına doğrudan yüzde 16.94 oranında bir zam yansıtılacak. Bu oran, ocak ayında yapılan yüzde 15.75'lik zammın bir miktar üzerinde, ancak pek çok emeklinin hissettiği gerçek hayat pahalılığının gerisinde kalan bir artış anlamına geliyor.

Memur ve memur emeklisinin hesabı daha farklı

Yaklaşık 6.5 milyon memur ve memur emeklisinin zam hesabı ise, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinden biraz daha farklı ve karmaşık bir formüle dayanıyor. Memurlar, her altı ayda bir, toplu sözleşme ile belirlenen bir zam oranının üzerine, bir önceki altı aylık dönemdeki enflasyonun, yine toplu sözleşmede belirlenen bir önceki zam oranını aşan kısmı kadar "enflasyon farkı" alıyorlar.

Temmuz ayı için bu formül şu şekilde işleyecek: Memurlar ve memur emeklileri, toplu sözleşme gereği yüzde 5'lik bir zammı zaten hak etmiş durumdalar. Bunun üzerine, 2025'in ilk altı aylık enflasyonunun, 2024'ün ikinci yarısı için belirlenen yüzde 6'lık zam oranını aşan kısmı kadar enflasyon farkı eklenecek.

Piyasa Katılımcıları Anketi'ndeki yüzde 1.61'lik haziran enflasyonu beklentisi gerçekleşirse, ilk altı aylık enflasyon yüzde 16.94 olacak. Bu durumda, memurlara yansıtılacak olan enflasyon farkı, yüzde 10.32 ((1.1694 / 1.06) - 1) seviyesinde olacak. Bu fark, yüzde 5'lik toplu sözleşme zammıyla birleştiğinde, memur ve memur emeklilerinin temmuz ayındaki toplam zam oranının yüzde 15.84'e ulaşması bekleniyor.

SPK'den finansal okuryazarlık için TÜRKONFED ile protokol
SPK'den finansal okuryazarlık için TÜRKONFED ile protokol
İçeriği Görüntüle

Yeni maaşlar ne kadar olacak?

Bu zam oranları ışığında, milyonlarca memur ve emeklinin temmuz ayında alacağı maaşlara dair ilk tahminler de şekillenmeye başladı.

  • En Düşük Memur Maaşı: Halen 43 bin 726 lira olan en düşük memur maaşının, yüzde 15.84'lük zamla birlikte temmuz ayında 50 bin 652 liraya yükselmesi öngörülüyor.

  • En Düşük Memur Emeklisi Aylığı: Mevcut durumda 19 bin 617 lira olan en düşük memur emeklisi aylığının ise, yine aynı oranla 22 bin 725 liraya ulaşması bekleniyor.

Memurlar, zamlı maaşlarını 15 Temmuz'da hesaplarında görecekler. Memur emeklilerine ise, maaş günlerinde normal maaşları yatırıldıktan sonra, oluşan zam farkı ay içinde ayrıca ödenecek.

Masadaki kritik sorular: taban aylık ve refah payı ne olacak?

Ancak, bu matematiksel hesaplamalar, milyonlarca emeklinin cebine girecek olan nihai parayı tam olarak yansıtmıyor. Özellikle en düşük aylığı alan milyonlarca SSK ve Bağ-Kur emeklisi için iki kritik soru gündemdeki yerini koruyor: En düşük emekli aylığı ne kadar olacak ve hükümet, enflasyon zammının üzerine bir "refah payı" ekleyecek mi?

Mevcut durumda, en düşük emekli aylığı 14 bin 469 lira olarak uygulanıyor. Bu, kök aylığı bu rakamın altında olan emeklilerin maaşlarının, Hazine desteğiyle bu seviyeye tamamlandığı anlamına geliyor. Yüzde 16.94'lük zam, kök aylıklara uygulanacağı için, pek çok emeklinin zamlı kök aylığı yine bu sınırın altında kalacak. Bu nedenle, hükümetin, 3 Temmuz'dan sonra, yeni en düşük emekli aylığı seviyesini açıklaması bekleniyor. Kulislerde, bu rakamın en azından asgari ücret seviyesine yaklaştırılması yönünde bir beklenti hakim.

Bir diğer önemli konu ise "refah payı". Hükümetin, sadece enflasyon oranı kadar değil, aynı zamanda ekonomik büyümeden de pay vererek, emeklilerin alım gücünü artırması yönündeki talepler oldukça yüksek. Ancak, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in sıkı mali disiplin ve bütçe dengesi konusundaki kararlı duruşu, bu yıl refah payı beklentisini oldukça zayıflatıyor. Hükümetin, bu hassas dengede nasıl bir karar vereceği, temmuz ayının en çok merak edilen konularından biri olacak. Bu kararlar, sadece milyonlarca emeklinin geçim standardını değil, aynı zamanda hükümetin ekonomi politikalarının ve sosyal adalet anlayışının da bir testi niteliği taşıyacak.

Kaynak: HABER MERKEZİ