Makina Mühendisleri Odası (MMO) İzmir Şubesi tarafından, TMMOB Sanayi Kongresi 2025 hazırlıkları kapsamında düzenlenen “Sanayi Kongresi’ne Giderken, Ar-Ge ve Yatırım Teşvik Süreçleri” etkinliği, Türkiye'nin araştırma ve geliştirme politikalarının röntgenini çekti. İzmir Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi'nde gün boyu süren toplantılarda akademisyenler, mühendisler ve sanayi temsilcileri, Türkiye'deki Ar-Ge teşviklerinin mevcut durumunu, mali boyutlarını ve sanayiye etkilerini masaya yatırdı. Etkinlikten çıkan ortak sonuç, son yıllarda Ar-Ge harcamalarında yaşanan niceliksel artışa rağmen, bu artışın sanayinin teknolojik yapısını dönüştürmede ve niteliksel bir sıçrama yaratmada yetersiz kaldığı yönündeydi.
Harcamalar artıyor, teknoloji dönüşmüyor
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan MMO Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener, Türkiye'nin Ar-Ge karnesindeki çelişkiye dikkat çekti. Yener, son 15 yılda Ar-Ge harcamalarının Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) içindeki payının önemli ölçüde artmasına karşın, bu durumun sanayinin teknolojik yapısına beklenen etkiyi yapmadığını belirtti. "Sanayimizin büyük bir bölümü hâlâ düşük ve orta-düşük teknolojili ürünlere dayanıyor," diyen Yener, bu durumun ardında yatan temel sorunlara işaret etti. Yener'e göre, Ar-Ge süreçlerindeki şeffaflık ve denetim eksikliği, gelişimin önündeki en büyük engellerden birini oluşturuyor. Ayrıca, Türkiye'deki Ar-Ge politikalarının uzun vadeli bir vizyondan ziyade, kısa vadeli ve sermayeye kar sağlamayı hedefleyen bir anlayışla yürütülmesi, yüksek katma değerli ve stratejik sektörlere yapılması gereken yatırımları sınırlıyor.
Çin modeli ve uluslararası karşılaştırmalar
Sabah oturumunda, küresel ölçekteki Ar-Ge politikaları ve Türkiye'nin bu tablodaki yeri, farklı açılardan ele alındı. Doç. Dr. Burak Gürel, “Çin’in Sanayi Politikasında Ar-Ge'nin Yeri” başlıklı sunumuyla, devlet destekli ve planlı Ar-Ge politikalarının bir ülkeyi teknoloji devi haline nasıl getirebileceğini somut örneklerle ortaya koydu. Mustafa Tunçgenç ise “Ar-Ge Örgütlenmelerinin Karşılaştırmalı Bir Uluslararası Analizi” başlıklı sunumunda, farklı ülkelerdeki başarılı teşvik ve örgütlenme modellerini karşılaştırarak Türkiye için dersler çıkardı. Günün en çok ilgi çeken sunumlarından birini yapan Prof. Dr. Lale Akarun, “Ar-Ge Teşvikleri: Türkiye Dünyanın Neresinde?” sorusuna yanıt aradı. Akarun, Türkiye'nin Ar-Ge harcamalarında niceliksel olarak artsa da, inovasyona dönüşme ve ticarileşme oranlarında gelişmiş ülkelerin oldukça gerisinde kaldığını belirtti.
Teşviklerin mali boyutu ve kaynakların kullanımı
Öğleden sonraki oturumun ana gündem maddesi ise teşviklerin mali boyutu ve kamu kaynaklarının nasıl kullanıldığıydı. Prof. Dr. Aziz Konukman, “Bütçeler Yoluyla Sermayeye Kaynak Tahsisi” başlıklı çarpıcı değerlendirmesinde, yatırım teşviklerinin genellikle büyük sermaye gruplarına kaynak aktarımı aracı olarak kullanıldığına ve küçük ile orta ölçekli yenilikçi firmaların bu desteklerden yeterince yararlanamadığına dikkat çekti. Prof. Dr. Hakan Yılmaz ise maliye politikaları ve vergisel teşviklerin sanayi üzerindeki etkilerini tartışarak, teşvik sisteminin daha adil ve verimli hale getirilmesi için önerilerde bulundu. MMO İzmir Şube Başkanı Doç. Dr. Ziya Haktan Karadeniz'in üniversite-sanayi Ar-Ge işbirlikleri üzerine yaptığı sunumda ise, bu işbirliklerinin istenen düzeyde olmamasının, teorik bilginin pratiğe ve ürüne dönüşmesini engellediği vurgulandı. Etkinlik, TÜSİAD, EBSO ve MAKFED gibi sanayinin önemli kuruluşlarının temsilcilerinin katıldığı kapanış paneliyle sona erdi. Panelde, Türkiye'nin sanayide teknolojik bir atılım yapabilmesi için Ar-Ge ve yatırım teşvik süreçlerinin bütüncül bir yaklaşımla, şeffaf ve denetlenebilir bir şekilde yeniden tasarlanması gerektiği ortak görüş olarak öne çıktı.




