Kahramanmaraş’ta hastanede katledilen Eser Karaca’nın adı hâlâ hafızalardayken, Dilovası’nda 15 yaşından 65 yaşına kadar kadınların kayıt dışı çalıştırıldığı parfüm atölyesinde yanarak ölmesi daha unutulmamışken… Metal işçisi kadınlar 25 Kasım’da bir kez daha aynı soruyu sordu:
“Biz daha kaç kere ölmeliyiz ki bu düzen değişsin?”
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Birleşik Metal-İş Sendikası İzmir Kadın Komisyonu’nun çağrısıyla buluşan işçi kadınlar, hem işyerlerinde hem de hayatın tüm alanlarında büyüyen şiddet, taciz, güvencesizlik ve eşitsizliğe karşı ortak mücadele vurgusuyla açıklama yaptı.
Kadınlar, şiddetin “bireysel bir sorun” değil, doğrudan ataerkil kapitalist düzenin yarattığı politik bir mekanizma olduğunu vurguladı. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin, cinsiyetçi politikaların ve işyerlerinde alınmayan önlemlerin kadınların hayatını doğrudan tehlikeye attığı belirtilirken; ILO’nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin Türkiye’de hâlâ onaylanmamış olması eleştirildi.
Sendikalar içinde kadın dayanışması güçlenmeli
Metal işçisi kadınlar, ev içi şiddetin işyerlerine taşındığını, patronların ve devletin sorumluluk almamasının kadınların hem sağlığını hem de istihdamını tehdit ettiğini vurguladı. “Her gün evde, işte, sokakta öldürülen kadınlar seslerini duyan bir devlet olsaydı bugün aramızda olurdu. Biliyoruz ki, evde, işte, sokakta yaşamını kaybeden onca kadın, seslerine kulak verilse bugün aramızda olabilirdi. Kadınların sözlerini ve kaygılarını yok sayanlar, üç maymunu oynayanlar bu katliamların sorumlularıdır. Hayatlarımıza kasteden bu düzende, şiddete ve tacize karşı, sömürü düzenine karşı sendikalarda örgütlenmeli, sendikalar içinde kadın örgütlülüğünü ve dayanışmasını güçlendirmeliyiz. Bizler, çalışma yaşamında şiddet ve tacize karşı mücadele eden, kadın politikalarını sendikal mücadelenin bir parçası hâline getiren Birleşik Metal-İş Sendikası’nın üyeleri olarak tüm demokratik kitle örgütlerini, sendikaları ve siyasi partileri yaşamın her alanında kadına yönelik şiddete ve tacize karşı harekete geçmeye çağırıyoruz.”
Eşit, özgür, sömürüsüz bir düzen kuracağız
Talepleri açık olan kadınlar, mücadele kararlılıklarını da yineledi:
Çalışma yaşamında şiddet ve tacizi ortadan kaldırmayı hedefleyen ILO’nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi onaylanmalı.
• İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun etkin şekilde uygulanmalı.
• Tüm işyerlerinde kadına yönelik şiddet ve tacize karşı önleyici politikalar ve prosedürler oluşturulmalı; farkındalık çalışmaları ve eğitimler yapılmalı.
• Ev içi şiddete maruz bırakılan kadın işçiler için ücretli izin de dahil olmak üzere gerekli destek mekanizmaları oluşturulmalı.
• Kadına yönelik her türlü ayrımcılık sonlandırılmalı, eşitlik politikaları hayata geçirilmeli, cinsiyetçi iş bölümüne son verilmeli.
• İstihdamda olmayan, şiddet ve tacize maruz bırakılan kadınların istihdama girişi için destek mekanizmaları oluşturulmalı.
• Kadının üzerinden bakım yükünü alacak sosyal politikalar hayata geçirilmeli, ücretsiz kreş ve yaşlı bakımevleri yaygınlaştırılmalı. Ebeveyn izni ve kreş uygulaması erkek işçileri de kapsamalı.
• Karanlık ara sokak kalmasın! Yürüdüğümüz, işten eve döndüğümüz, gezdiğimiz bütün sokaklar daha iyi aydınlatılmalı.
• Kadınlar için akşam saatlerinden sabaha kadar ücretsiz kamu ulaşımı sağlanmalı.
• Medeni Kanun’dan doğan haklarımıza, nafaka hakkımıza dokunulmamalı! Boşanmalar değil, şiddet ve taciz durdurulmalı.
• Kadın cinayetlerinde “iyi hâl” ve “tahrik” indirimlerinin cinsiyetçi uygulamalarına son verilmeli.
• Medyada şiddet ve tacizi meşrulaştıran, normalleştiren dil terk edilmeli.
• Sendikalar ile tüm demokratik emek ve meslek örgütleri, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerine karşı mücadeleyi politikalarının parçası haline getirmeli.
• Devlet, şiddet ve tacizle mücadele ile kadınların güçlendirilmesi için bütçe ayırmalı.
Kız kardeşlerimize çağrımızdır! Güven içinde yaşayabileceğimiz bir dünya, eşit ve özgür bir hayat, çalışabileceğimiz güvenceli işyerleri istiyorsan örgütlen, sesimize ses ol, dayanışmayı büyüt! Kadın dayanışmasını ve örgütlülüğümüzü yükseltmekten başka çaremiz yok. Biz metal işçisi kadınlar; sendikal örgütlülüğümüzle, birbirimizden aldığımız güçle ve dayanışmayla şiddet ve tacize karşı mücadeleyi büyütüyoruz. Evde, işte, sokakta katledilen kadınlara sözümüz var: Erkek şiddetini ve tacizini durduracağız; eşit, özgür, sömürüsüz bir düzen kuracağız.