Haber / Arif Arı

Türkiye'de bir ilk olacak başvuru için sosyal yaraya çözümler üretmenin başlangıcını teşkil edeceğini söyleyen Genel Başkan Hakan Berktaş, milyonlarca hasta ve hasta yakınının dertlerini meclise taşımak,  projeler geliştirmek için derneğin kurulduğunu belirtti. Berktaş, şunları söyledi:

“Bizim misyonumuz ve  vizyonumuz dünyanın ve ülkemizin bu çok önemli sosyal yarasına parmak basılmasını sağlayacak nitelikte sosyal sorumluluk projelerine imza atabilmektir. Ülke nüfusumuzun yüzde 10’una denk gelen potansiyeldeki tüm hasta yakınlarına ve vatandaşlarımıza yol gösterecektir. Işık olacak projelerle ufuk olabilmektir. Misyonumuz ve vizyonumuz Türkiye’de  çözümlenmesi gereken bu problemlere dernek olarak var gücümüzle yeni çözüm önerilerini  ortaya koymaktır. Türkiye’de yaklaşık bir milyona yakın Alzheimer, Demans, Parkinson hastası vardır. Bu konu sadece sağlık sorunu değil, aynı zamanda hasta yakınlarına; psikolojik, sosyal, ekonomik, bakım, hukuk, sosyal güvenlik alanlarında destek ve yardımları da kapsıyor. Geniş bir yelpazede ele alınması gereken bir sorundur. Ayrıca; makroekonomik açıdan da bu konu değerlendirilmelidir."

Nüfusun yüzde onu

Hastaların her ailede en az 10 kişinin hayatını yakından ilgilendirdiğini ve bunun da ülke nüfusunun neredeyse yüzde 10’una karşılık geldiğini belirten Hakan Berktaş,  açıklamasını şöyle sürdürdü: 

“Bu nitelikte bir derneğe ihtiyaç olduğunu ön görerek kısa zaman önce kuruluşumuzu gerçekleştirdik. Ben 25 yıllık meslek hayatımın 18 yılında yaşlılık ve buna bağlı hastalıklar üzerine çalışmalar yapan bir Sosyal Hizmet Uzmanıyım. Aynı zamanda yurt dışında, Hollanda'da bu hastalıklar üzerine çalışmalar gerçekleştirdim. Bu sorunun çözümlenmesi çok boyutlu bir çabayı beraberinde getirmektedir. Zira bu sorun sadece bir sağlık sorunu değildir, multidisipliner konularla kartopu gibi büyüyen bir sorundur, bu hastalıklarla ilgili iki türlü bakım modeli var; birincisi evde bakım hizmetleridir. Evde bakım hizmetlerinde hasta yakınlarımız hastalarına evde bakım yaparak sorunu çözmeye çalışmaktadır. Evde sağlık hizmetleriyle de bu bakımı desteklemeye çalışmaktadırlar. İkincisi ise; kurum bakımıdır. Kurum bakımında huzurevlerinde, engelli bakım merkezlerinde üniversite mezunu sağlıkçılarımız çalışmakta ve hastalarımızla çok yakından ilgilenmektedirler. Devletimiz 15 yıldır özellikle evde bakım hizmetlerinde evde bakım aylıkları noktasında önemli destek hizmetleri sağladı. Ancak bu destek hizmetleri yeterli değildir. Bu noktada ek önlemler alınmalı, farklı, etkin sağlık ve sosyoekonomik politikaları geliştirilmelidir. Biz de derneğimiz olarak mecliste bu sorununun etkin şekilde çözülmesi, farklı bir boyuta kavuşturulması, hasta ve hasta yakınlarımızın daha nitelikli, kaliteli bir yaşam standardıyla hizmet alabilmesi yönünde raporlar hazırlayacağız. TBMM'de Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'na ve Sağlık Bakanlığın'daki ilgili birimlere sunacağız".

Bakım sigortası gerek

Sosyal sorumluluk projesi kapsamında başlattıkları Sosyal Rehberlik Merkezi'nin faaliyetlerine devam ettiğini, 10 ilde temsilcilikleri olduğunu, Ege Bölgesi Temsilciliğini de Sosyal Hizmet Uzmanı Nezih VAROL'un  üstlendiğini belirten  Berktaş açıklamasını şöyle sürdürdü: 

“Merkezimize başvuran 10 aileden 9’u hastalarının sigortalı olduğunu ve bakım hizmetlerini SGK’nın destekleyip desteklemediğini sormaktadır. Bu bağlamda Sağlık Sigortası yeterli değildir ve Bakım Sigortası'nın da gerekliliği görülmüştür. Bu bağlamda Sosyal Rehberlik Merkezimize bu yönde gelen talepler, sorular ile ortaya koyacağımız kapsamlı bir raporu Sağlık Sigortası yanında Bakım Sigortası’nın çok gerekli olmasını Mecliste gündeme getirilmesini sağlayacağız. Zaman içinde hastalara bakan hasta  yakınlarında da farklı sağlık sorunları ortaya çıkıyor. Bunlar psikomatik sorunlar, ağrılar, fiziksel sorunlar (Bel ağrısı, hastanın kaldırılması, indirilmesi, yatırılması sırasında ortaya çıkan fiziksel problemler), psikolojik problemler ve aile içi iletişim problemleridir.(Hastaya kim bakacak gibi)."