Yazan/ Kumru EĞRİLMEZ(Öğretmen)

“Kendinizi, kendinizle zaman geçirmeyi yalnızlık sanmayacak şekilde yetiştirin” diyor Andrey Tarkovski.

Bu aralar evde kalmak zorunda olan bizler kendimizle zaman geçirme konusunda ne çok zorlanıyoruz. Yalnızlıktan öte bir çaresizlik yaşıyoruz. İç huzurumuz olmadan da hiçbir işe konsantre olamıyoruz. Kitaplar elimizde, sayfaları çevirip dururken ne okuduğumuzu fark etmediğimizi bir anda fark ediyoruz.

Komedi filmi izlerken gülmekten hicap duyup dramı yüreğimiz kaldırmadığı için kapatıyoruz. Bilim kurgu senaryosu tadında günler yaşadığımızdan onları da izleyemiyoruz. Bu sıralar kendimizle yalnız kalmayı da beceremiyoruz, kendimizi bu süreçte beslemeyi de.

Bedenlerimiz evde kalırken yüreğimiz ve beynimiz dışarıda bulunmak zorunda olanlar için kaygıdan kararıyor.

Topladık kitapları, defterleri, çektik kapıları son zil sesiyle dağıldık. Tatile girerken böyle mi olurdu? Sarılırdık sıkı sıkı. Öperdik birbirimizi. Uzun uzun tatil önerileri verirdim. Mesela;

Dışarıya çıkın, arkadaşlarınızla oynayın bol bol.

Bisiklet sürün, ağaçlara tırmanın.

Sinemaya, tiyatroya gidin.

Ailenizle eğlenceli oyunlar oynayın.

Ekran başında fazla vakit geçirmeyin.

............

Bir virüsle allak bullak olduk...

Lütfen EBA’dan, televizyondan uzaktan eğitim programlarını takip edin.

Mümkün olduğunca evden çıkmayın.

Anneannelerinizi, babaannelerinizi, dedelerinizi bir süre ziyaret etmeyin.

Ellerinizi bol bol yıkayın.

Yüzlerde şaşkınlık, alışık olmadıkları önerileri, tembihleri sanki ilk kez karşılaştıkları yabancı bir öğretmenden duyuyorlardı. Sanki başka bir dilde başka birilerine ait kederlere bürünmüş cümlelerdi kulaklarına çalınanlar.

Sessiz, sakin ne kadar olduğu belli olmayan bir tatile sosyal mesafeyi koruyarak, uzaktan koklayarak, sarılıyormuş gibi yaparak, uzun uzun el sallayarak girdik.

Eğitim zaten sekteye uğradı. Akademik başarıyı ya da gerilemeyi düşünecek durumda değilim sanırım. Kaygılarını azaltmak için olabildiğince motivasyon sağlamaya çalışıyorum. Her gün gönderdikleri fotoğrafları yakınlaştırarak gözlerini zumlayarak uzun uzun inceliyorum. Neler yaptıklarını anlatmalarını istiyorum. Odalarında kendi kendilerine eğlenceler bulmaları için önerilerde bulunuyorum. İstiyorum ki kendi kendilerine zaman geçirmeyi yalnızlık olarak görmesinler.

Sarılarak kavuşacağımız gün çok uzağımızda değildir umarım.. İlk günün tüm derslerini ağaç tepelerinde, tarlalarda papatyalar arasında, geçirebilmeyi, her taşa dokunabilmeyi hayal ediyorum.

Kirazıyla meşhur bu köyde yıllardır öğrencilerimle kuru dalların önce gelinlere benzeyen hallerini izlemeyi, sonra al al meyvelerini toplayıp küpeler yapmayı hep bir heyecanla bekledim. Gelin halini kaçırıyor olsak da umarım ilk kirazları dalından toplayacak kadar yakındır kavuşma günümüz.

Ben bu yılki kadar özlemle, merakla, tedirginlikle beklememiştim hiçbir kiraz mevsimini.