İstanbul İl Umumi Hıfzıssıhha Meclisi, geçen hafta pandemiye karşı alınacak yeni tedbirleri duyurdu. Meclis, açık alanlarda yapılacak konser, gösteri, festival gibi etkinliklerin pazartesi itibarıyla yasaklanacağını açıkladı.

Özel tiyatroların sorunlarını çözmek ve dayanışmak için bir araya gelen Tiyatro Kooperatifi de alınan bu tedbirlerin özel tiyatroların çöküşünü hızlandırdığını belirtti. Açıklamada mart ayındaki tedbir kararıyla özel tiyatroların temmuz ayına kadar tamamen kapatıldığı, bu alanda çalışan binlerce kişinin altı aydır tek gelirlerinden mahrum kaldığı belirtilerek alınan geçici önlemlerin yetersizliğine dikkat çekildi.

Açıklamada son alınan kararla sahne sanatlarına destek amaçlı belediyeler ve özel sektörle birlikte üretilen açık hava sahnelerinin de yasaklandığı hatırlatılarak bunun son umudu da tükettiği vurgulandı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşlarını sorumlu davranmaya ve beraber çözüm üretmeye davet eden Tiyatro Kooperatifi, çözüm önerilerini de sıraladı. Açıklama metni şöyle:

“Özel tiyatrolar çöküşte! İki seçenek var: Sektörün çöküşüne şahitlik etmek ya da yıllara dayalı kültürel mirasa sahip çıkmak!

İstanbul İli Umumi Hıfzıssıhha Meclisi’nin 11.09.2020 Cuma günü yapılan olağanüstü toplantısında alınan 89 sayılı kararın ‘Açık alanlarda yapılacak; konser, gösteri, festival vb. etkinliklere 14.09.2020 08:00’den itibaren hiçbir surette kesinlikle müsaade edilmeyecektir’ maddesi ile birlikte tüm sahne sanatları faaliyetleri ne yazık ki durmuştur.

Mart ayında verilen öncelikli ilk tedbir kararıyla salonlarımız Temmuz ayına kadar tamamen kapatıldı. Sahne önü ve arkasındaki binlerce çalışan, 6 aydır gelir elde edememekte; ekonomik olarak çok zor zamanlardan geçmektedir. Oluşturulan geçici önlemler de ne yazık ki yetersiz kalmaktadır. İstanbul İli Umumi Hıfzıssıhha Meclisi tarafından alınan bu karar; belediyeler ve özel sektörle beraber, sahne sanatlarına destek amaçlı üretilen açık hava sahnelerinde yer alma imkânını da ortadan kaldırarak sahne sanatları alanının son umudunu da tüketmiştir.

Kuşkusuz ki salgın koşullarında toplumun her bir zerresi çeşitli ölçülerde yara almış ve almaya devam etmektedir. Ancak bu gibi olağanüstü koşullara çözüm üretmesi gereken yegâne yapı, devlet mekanizmasıdır. Gerçek ve planlı risk yönetimi, ancak bu mekanizmayı işler kılmakla uygulanabilir. Anlık kararlar ve kısa dönemli çözümler, var olan problemi daha da derinleştirmekten öteye gitmemektedir.

Seyircimizin, oyuncularımızın ve emekçilerimizin sağlığı bizler için her şeyden önemli. Bu süreçte yapılan uygulamalarda bu hassasiyetimiz açıkça görülmektedir. Lakin temmuz ayı itibarıyla, kontrollü serbestlik kapsamında Sağlık Bakanlığı’nca belirtilen tüm tedbir koşullarına uyulmasına rağmen; yayınlanan genelgeyle yasaklanan düğün, kına gecesi, nişan, nikah, sünnet düğünü vb. eğlencelere, ‘tiyatro’ etkinliklerinin de salt eğlence olarak görülüp dahil edilmesi bizleri derinden yaralamıştır.

Bu nedenle tüm yetkililere sahne çalışanları, sahipleri ve sanatçıları adına açık çağrımızdır;

Devlet kurumları, sektör temsilcileri, bilim kurulları ile gerçekçi; geleceği hedefleyen; sanatın sürekliliğini önceliğine alan ve hak ettiği değeri teslim eden; sektördeki tüm çalışanların ekonomik ve sosyal haklarını göz önünde bulunduran planlamalarla sahne sanatlarını mümkün olan azami koşullarda korumak için elimizden geleni yapalım.

Bu konuda iş birliği yaparak, acil önlem ve kalıcı çözümler üretilmesini talep ediyoruz. Aksi halde çok yakın bir zamanda tüm alanın çöküşüne şahitlik edeceğiz. Buna engel olmak için Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşlarını sorumlu davranmaya ve beraber çözüm üretmeye davet ediyoruz.

Salgının ve sahne sanatlarındaki krizin yedinci ayına ve yeni tiyatro sezonuna girerken çözüm önerilerimizi yinelemek isteriz;

1) Salgın dönemine özel acil bir yardım fonu oluşturularak var olan krizin hafifletilmesi

2) Sahne sanatlarının ayakta kalması için gereken maddi koşulların oluşturulması

3) Var olan sahnelerin ayakta kalabilmesi ve seyirciyle buluşabilmesi için salonlarda standardın oluşturulması

Tiyatrolar, çalışanları, sahipleri ve sanatçıları adına acil çözüm çağrımızı paylaşmanız dileğiyle…”