Haber/ Gökçe ADAR

İzmir'de yaşayan Hilal Mutlu, ahşap eşya ve mobilyaları ebru sanatıyla birer sanat eserine dönüştürüyor. Antika eşyalar üzerine doğaçlama olarak desenler yaptığını dile getiren Mutlu, “Uzun yıllardan beri, mobilyaları ebru sanatıyla birer sanat eserine dönüştürüyorum. Hem dekorasyon hem restorasyon hem de sanat danışmanlığı yapıyorum. Butik oteller, taş evler üzerine boyamalar yapıyoruz. Koleksiyonumda, 150 yıllık kereste bile var. Bu kerestenin kapaklarını ebru sanatıyla renklendirdim. Ürünler İzmir, Ege hatta tüm Türkiye'den talep görüyor” dedi. Eskiyi ve yeniyi birleştirdiklerini dile getiren Mutlu, “Kendi markam olan 'High Way'de, doğal boyalarla işlediğim desenleri ahşaba geçiriyoruz. Daha sonra koruyucu malzemelerle sabitliyoruz. Dikkat ve özenle rengarenk desenler ortaya çıkıyor. Her zevke her eve uygun şekilde süslemeler yapılabiliyor. Ebru yapımında boya, kitre ve sığır ödü kullanıyoruz. Ebru kağıdının yapımında, doğadaki renkli kayaç ya da topraktan elde edilen ve toprak boya denen boyalar kullanılır. Bunlar madeni ya da bitkisel kökenli ve suda erimeyen boyalardır. Kendi geçmişimiz, sanatlarımız, kültürümüzden getirdiklerimizle modern zamanı birleştiriyoruz. Yani eskiyle yeniyi birleştiriyoruz” dedi.

Sosyal Medya Artırdı

Günümüzde, antika ürünlerin eskiye göre daha çok ilgi gördüğünü ve bu ilginin sebebinin sosyal medya olduğunu ifade eden Mutlu, “Sosyal medya kullanıcısının yaygınlaşmasıyla bu işin meraklısının çok olduğunu gördük. Dijital dünyada işlerimiz daha çok takip ediliyor. Eskiden, meraklıları olsa bile bulmakta sıkıntı çekiliyordu. Ancak, şimdi herkes sosyal medyasına yüklüyor, meraklısı da ürünleri takip ediyor” diye konuştu. Ürünlerinin tek olduğunu dile getiren Mutlu, şöyle konuştu: “Ürünlerimin ikincisini yapmıyorum. Örneğin, bir dolabım var, satın almak isteyen çok kişi oldu ama ben onun ikincisini yapmayacağımı bildiğim için satmadım. Ben öldükten sonra benim mirasım o.”

Destek Lazım

İzmir'de çok iyi tasarımcılar olduğunu ve destek görmeleri gerektiğini ifade eden Mutlu, “İzmir halkı değer biliyor, İstanbul gibi hızlı tüketmiyor. İzmirliler diğer şehirlere göre biraz daha şanslı, istediğini yapabiliyor. Ancak, biraz daha destek görmeleri gerekiyor. Belediyeler, kurslar yapıyor ama daha farklı teşvik gerekli. Kural ve kaidelerin dışına çıkmak lazım. Sanata, bir öğretmenin gözlüğünden bakılmaması lazım. Ben bile hala öğreniyorum. Çok yetenekli gençler var. Bir şey öğrenmek istediklerinde geliyorlar, ben de bazı şeyleri onlardan öğreniyorum. Ben, sanat ve zanaatı birleştiriyorum. Bu yüzden de kıymetli bir iş yapıyorum. Çünkü, bu işi yapanlar artık kalmadı. Birilerinin bu işi yapması lazım” diye konuştu.

Hayali sanat kötü

Genelde gece çalıştığını dile getiren Mutlu, amacının bir sanat köyü kurmak olduğunu dile getirdi. Mutlu, şu ifadeleri kullandı: “Ben genelde gece, sufi müzik dinlerken çalışıyorum. Sufi müzik dinlediğimde fırçamın kendiliğinden aktığını görüyorum. Arkadaş ortamında da çalışabiliyorum. En büyük amacım; sanatın ve zanaatın birleştiği ürünlerin sergilendiği, meraklılarıyla buluştuğu bir sanat köyü kurmak. Bunun için de var gücümle çalışıyorum.”