Engizisyondan kaçan Yahudilere kucak açan Osmanlı İmparatorluğu'nun desteğiyle 16. yüzyıldan itibaren Anadolu topraklarına yerleşen Yahudilerin İzmir'e kazandırdığı en önemli kültürel zenginlikler arasında Bikur Holim, Bet Hillel, Portekiz, Etz Hayim, Hevra, Şalom, Algazi, Foresteros ve Sinyora sinagogları yer alıyor.

Sinagogların bir bölümü 300-400 yıl kesintisiz olarak ibadete açık kalırken, bazıları da deprem, yangın, bakımsızlık gibi nedenlerle kullanılamaz hale gelince İzmir Musevi Cemaati tarafından çalışma başlatıldı.

Yerel yönetimler, ulusal ve uluslararası kuruluşlar, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının iş birliğiyle sürdürülen İzmir Yahudi Mirası Projesi çerçevesinde sinagoglarda koruma, restorasyon ve konservasyon çalışmaları yapıldı.

Sinagogların ve sinagogları birbirine bağlayan sokaklardaki koruma çalışmalarının ilk etabının bu yıl haziran ayında tamamlanması ve bölgenin tur paketleriyle turizme açılması planlanıyor. Kültür turizmi çerçevesinde bazı sinagoglarda sergi, konser gibi etkinliklerin düzenlenmesi ve projenin daha ilgi çekici hale getirilmesi hedefleniyor.İzmir Yahudi Mirası Proje Koordinatörü Nesim Bencoya, kültür mirasını koruma amacıyla yola çıktıklarını, sinagoglar bölgesinde bir açık hava müzesi ve ziyaret merkezi kurmak için çalıştıklarını söyledi.

Hedef yıllık 300 bin ziyaretçi 

Projede 9 sinagog ve 1 hahambaşılık binasının bulunduğunu aktaran Bencoya, yapılardaki çalışmaları şöyle anlattı:

Şu an kurtarma çalışmaları yapma aşamasındayız. Bir bütün olarak işleyen, yapıları iyi olan sinagogların yanı sıra çökmüş sinagoglar da var.

Öncelikle o sinagogları ayağa kaldırma, koruma çalışması gerçekleştiriyoruz. Bet Hillel Sinagogu ve Hayim Palaçi Anı Evi'ni İzmir Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle restore ettik.

Etz Hayim Sinagogu önce ABD Büyükelçiliği daha sonra İZKA ve İzmir Musevi Cemaati katkısıyla ayağa kaldırıldı.

Hevra ve Foresteros sinagogları tamamen çökmüştü. Birini geçen yıl koruma altına aldık, diğerindeki koruma çalışmalarını sürdürüyoruz.