Röportaj/ Sinan KESKİN

İzmirli turizmci Filiz Güleç'in 2015 yılında hayata geçirdiği ve o yıl 3 gösterimde 1000 izleyiciye ulaşan İzmir Aşkına müzikali yeniden perde açacak. Senaryosunu Filiz Güleç'in kaleme aldığı müzikalde İzmir'i anlatan, içinde İzmir geçen 12 unutulmaz şarkı yer alıyor.  2015 yılındaki gösterimlerden elde edilen gelir ile Behçez Uz Çocuk Hastanesi'ne çocuk duyma odası kuran ekip elde edilecek gelirle yine sosyal bir projeye destek olmayı hedefliyor. 

İlk gösterimiz 16 Nisan'da Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde gerçekleştirilecek İzmir Aşkına müzikalinin provaları sürerken projenin yaratıcısı Filiz Güleç ile İzmir Aşkına'yı, projede yer alan isimleri, hedeflerini ve hayallerini konuştuk.

Filiz, öncelikle bu projenin çıkış noktasını anlatır mısın?

İzmir Aşkına, 2015 yılında İzmir için bir şey yapalım diye yola çıktığım bir proje. Bir müzikal mi, tiyatro mu, konser mi olsun diye düşünürken süreç içinde müzikal olmasına karar vermiştim. Proje içinde benim gibi farklı iş alanlarında faaliyet gösteren, farklı sosyal gruplara mensup 12 arkadaşım yer almıştı. Aslında arkadaşlarımı bir araya getirirken ne yapacağımız tam netleşmemişti. Ama tüm arkadaşlarım benimle birlikte o heyecanı paylaştılar. İzmir'in gençlerinin İzmir'e fayda sağlaması gerekiyor. Bugüne kadar İzmir bu ailelere hizmet etti bundan sonra üçüncü nesil de İzmir'e hizmet etmeli.

Müzikal olmasına nasıl karar verdin?

Ben keyifli, neşeli bir insanım. Projede mutlaka şarkılar olsun istiyordum. O nedenle müzikal yapma fikri ağırlık kazandı. Bir müzik öğretmeni arkadaşımın yardımıyla İzmir ile ilgili şarklıları toparladık. İzmirli bestekerların yaptığı, içinde İzmir geçen ya da İzmir'i anlatan 100'den fazla şarkı çıkardık. Bu şarkılar arasından 12 tanesini seçtik. Şarkılar seçildikten sonra oturdum senaryoyu yazdım. Senaryo yazım sürecinde 2017 yılında kaybettiğimiz değerli dostum gazeteci İsmail Ragıp Geçmen bana çok yardımcı oldu. Onun önerileri ve uyarılarıyla şekillenen senaryoyu sahneye aktardık.

Projede kimler var?

Kentlileşme süreci üçüncü kuşakta başlıyor. Kente ilk gelenler kente yerleşmeye, düzen kurmaya çalışır. İkinci nesil sosyal çevre edinmeye, kendilerine doğru komşular edinmeye çalışır. Üçüncü nesil, yani benim gibi, Burak Pelit, Yağız Kazançoğlu gibi, artık bu şehre hizmet etmek isterler. Ailemiz sosyal çevremizi sağlamış, evimiz, mahallemiz belli, bizim artık İzmir'e hizmet etmemiz gerekiyor. Mahallemizi, kentimizi güzelleştirmemiz gerekiyor. O nedenle üçüncü kuşak İzmirlilerin olduğu güzel bir proje olacak diye düşünüyorum.

İzmir Aşkına ne anlatıyor?

İzmir'in çok renkliliğini, çok dinliliğini, çok kültürlülüğü anlatmak istiyordum. Rumun, Yahudinin, Levantenin içinde olduğu bir hikaye istiyordum. Hikaye bir Rum olan Raşel ile Yahudi olan Niko'nun aşkları üzerinden İzmir'in yakın dönemine ışık tutan bir hikaye. Mübadelede İzmir'i terk etmek zorunda kalan Raşel, 30 yıl sonra yeniden vatanına dönüyor ve Niko ile bir tavernada buluşup kaybettikleri yılları yadediyorlar. Müzikalde bir de anlatıcımız var. Murat Can Canbay'ın anlatımıyla o dönem İzmir'de yaşananlar, İzmir'in ticaret, sanat, eğlence ve sosyal hayatı gün yüzüne çıkıyor. 

2015 yılında müzikali kaç kişi izlemişti? 

5 yıl önce yola çıktığımızda müzikalimizi 3 defa sahneleme fırsatı bulduk. Yaklaşık 1000 kişi izledi.

Neden 5 yıl ara verdin?

Hem benim işlerim çok yoğundu hem de grubun içindeki isimlerin sosyal ve iş hayatlarındaki yoğunluk nedeniyle devamlılığı sağlayamadık. Ama şimdi hazırım, hazırız. İzmir Aşkına bir marka olma hedefiyle yeniden sahnelere dönüyor. 

Projede şarkılar kadar danslar da çok önemli bir yer tutuyor sanırım.

Ottoman Dans Akademi Genel Sanat Yönetmeni Levent Yılmayan, 5 yıl önce olduğu gibi bu defa da projemizin itici güçlerinden biri. Onun desteği bizim için çok kıymetli. Levent Yılmayan uzun bir süredir kendi dans akademisinde bir sosyal sorumluluk projesi yürütüyor. Devavanjlı bölgelerdeki okullara giderek çocuklara ücretsiz dans dersleri veriyor. Çocukların hem sanatla buluşmalarını sağlıyor hem de aralarında yetenekli olanları ana dans ekibine alıyor. İzmir Aşkına'da da bu çocuklardan kurulu bir dans ekibi bize eşlik edecek. 14 – 18 yaş arası 25 dansçı bizimle sahnede olacak. 

İzmir Aşkına aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesi. Bunu biraz açar mısın?

2015 yılında yaptığımız üç gösteriden elde ettiğimiz gelirle Behçet Uz Çocuk Hastanesi'ne çocuk duyma odası yaptırmıştık. İzmir'in tek çocuk hastanesinin bir duyma odası yoktu. Bu defa geliri nasıl değerlendireceğimize arkadaşlarımızla karar vereceğiz. Ben bu projenin markalaşarak İzmir'in her köşesinde sahneleyip bir İzmir projesine destek olmasını istiyorum. Aklımda çok güzel projeler var. Körfez çevresinin İzmir'i tanıtan heykellerle donatılması istiyorum. Bu belediye başkanlarımızla da konuştum. Heykelleri Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü öğrencilerine yaptırmak ve bu öğrencilere de İzmirli iş insanlarında burs sağlamak istiyorum. Birkaç açıdan fayda sağlayacak bir proje olabilir. Ya da karakılçık tohumuna katkı sağlayabiliriz. Agora, Yeşilova Höyüğü, Smyrna kazılarına destek olabiliriz. İzmir'de katkı sağlanacak çok proje var. Elimizden tutacak, gelin bizimle yürüyün diyecek bir vakfa da aktarabiliriz gelirimizi.

Projenin sürdürülebilir olmasını istiyorsun ama seninle birlikte sahnede olacak olan isimlerin profesyonel işi bu değil. Hepsi farklı iş alanlarında başarılı isimler. Bu sürdürülebilirliği sağlayabilecek misin?

Artık projeyi herkes biliyor olacak. Ruhunu özümsemiş olacak. Senaryo da çok zor değil. Raşel ve Niko dışındaki oyuncuların tek tek replikleri yok. İçlerinden biri veya birkaçı değişse bile başka isimler o rolleri çok rahatlıkla doldurur.

İzmir Aşkına ne zaman sahnede olacak ve nerelerde oynayacaksınız? 

16 Nisan'da Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde ilk gösterimimizi yapacağız. İlk gösterimiz İsmail Ragıp Geçmen'in anısına olacak. Birkaç belediye ile daha görüşüyoruz. Zaten AASSM'deki gösterinin ardından diğer belediyeleri 'gelin bizde de oynayın' diyeceğine eminim.

Sadece kendim için yaşamıyorum

Bilmiyorum. Ben hep turizimci olmak istedim. 8 yaşımdaydım turizmci olmaya karar verdiğimde. Hayalimdeki iş tiyatro değildi. İstediğim mesleği yapıyorum ve çok keyif alıyorum. Doğadaki hiçbir şey kendi için yaşamıyor. Güneş bizi ısıtmak için doğuyor, su bizim için akıyor, her şey bir diğerine hizmet ediyor. İnsanlığın ilerlemesi için sürekli birbirimize hizmet etmemiz gerektiği düşünüyorum. Tekamülümüz için bunun şart olduğunu düşünüyorum. Daha iyi insan olmak için daha çok çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Eğer yapabileceğim bir şey varsa, gücüm kudretim, varsa bunu yapmam gerekiyor. Kendim için doğmadım, sadece kendim için yaşamıyorum bu dünyaya geldiysem bir amacım olmalı.

İzmir Aşkına'da yer alan şarkılar

Sefalar Getirdiniz

Ah Bu Şarkıların Gözü Kör Olsun

Şu Güzeller Güzeli Yar Gibi Geldi Bana 

İzmir'den Çekirdekiz Nar Gelir

Mendilimin Ucuna Sakız Bağladım 

İzmir'in Kavakları

Eğilmez Başın Gibi

Sarı Zeybek (aslında İzmir şarkısı değil ama Atatürk'ün İzmir'e gelişini ancak bu şarkı anlatabiliyor)

Deniz ve Mehtap

Öyle Sarhoş Olsam ki

İzmir'in Dağlarında Çiçekler Açar

Projede yer alan isimler

Adnan Kurtulmuş

Ali Kâya (Niko)

Aytuğ Scioti

Ayşegül Demiray Dirik

Barış Kınav

Berrin Akar Rasuli

Burak Pelit

Ceren Dokel

Dilek Köktaş

Filiz Güleç

Gökmen Küçüktaşdemir

İlgi Oğuzbayır

Levent Yılmayan (Sanat Yönetmeni)

Murat Can Canbay (Sunucu)

Özlem Çağlayan (Raşel)

Süleyman Alasulu

Suha Deviren

Yağız Kaan Kazançoğlu

Rakı roka balık!

Bizim kendimizi anlatacak hiçbir şeyimiz yok. İnsanlar İzmir'e rakı, roka, balık için geliyor. Eğlence için geliyor. Gaziantep, Şanlıurfa ya da Mardin'deki gibi müzeler yok bizde. Oralardaki müzeleri gördükten sonra buradakilerin 'm' olduğunu bile düşünmüyorum. İzmir'deki hiç bir müzenin önüne tur otobüsüyle yanaşamıyoruz. Eğer altyapınız olmazsa turist neden gelsin. Mask Müzesi mesela, ancak bu konuya özel ilgisi olan gelebilir. Ama onu görünür bir yere çıkarırsan, keyif alınabilecek haline getirirsen herkes ziyaret eder.