GENEL

Kooperatif davasında Levent İşler: 'Torunumun doğumunda ailemin yanında olmak istiyorum'

İzmir'deki "kooperatif" davasında, 81 gündür tutuklu bulunan tek yönetim kurulu üyesi olan İzBB Daire Başkanı Levent İşler'in savunması, duruşma salonunda duygu dolu anlara neden oldu. "Tanımadığım insanları nasıl dolandırabilirim?" diye isyan eden İşler, dönemin belediye başkanı Tunç Soyer'in avukat kimliğine güvendiğini söyledi. 15 gün sonra doğum yapacak olan avukat kızının ve torununun yanında olmak için tahliyesini isteyen İşler gözyaşlarına hakim olamadı.

Abone Ol

İzmir'in nefesini tutarak izlediği, siyaset ve bürokrasi dünyasından önemli isimleri sanık sandalyesine oturtan "kooperatif" davasının ilk duruşması, beklenmedik ölçüde duygusal ve insani bir savunmaya sahne oldu. Önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu gibi siyasetin tepe isimlerinin gölgesinde kalan ancak davanın kilit bürokratlarından biri olan İzBB Daire Başkanı Levent İşler, yaptığı savunmayla duruşma salonundaki atmosferi bir anda değiştirdi. Yaklaşık üç aydır tutuklu bulunan ve hakkındaki suçlamaları reddeden İşler, sadece hukuki argümanlar sunmakla kalmadı, aynı zamanda bir eş, bir baba ve yakında bir dede olarak yaşadığı kişisel dramı, isyanını ve çaresizliğini mahkeme heyetinin ve izleyicilerin önüne serdi.

'Benden sonra girenler serbest, ben 81 gündür tutukluyum'

Levent İşler, savunmasına, yaşadığı adaletsizlik duygusunu ve tutukluluk sürecindeki eşitsizliği vurgulayarak başladı. Hakkında "nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs" gibi ağır bir suçlama bulunan İşler, bu davanın tutuklu tek İZBETON yönetim kurulu üyesi olduğunun altını çizdi. "81 gündür tutuklu bulunan tek yönetim kurulu üyesi benim," diyerek sözlerine başlayan İşler, kendisinden bir ay sonra yönetim kuruluna giren diğer üyelerin gözaltına dahi alınmadan serbest kaldığını belirterek, soruşturmadaki bu çelişkiye dikkat çekti. Bu durumun kendisi için bir cezalandırmaya dönüştüğünü ima eden İşler, davanın temelini oluşturan protokollere doğrudan imza atmadığını, sadece daha sonra bu protokollere onay veren yönetim kurulu kararının altında imzası bulunduğunu belirtti.

'Tanımadığım insanları nasıl dolandırabilirim?'

Savunmasının en can alıcı noktalarından birini, kendisine yöneltilen nitelikli dolandırıcılık suçlamasına karşı getirdiği mantıksal ve insani argüman oluşturdu. Suçlamaya konu olan kooperatiflerin ne üyelerini ne de başkanlarını tanıdığını belirten İşler, "Onlarla hiçbir iletişimim yok. Tanımadığım insanları nasıl dolandırabilirim?" sorusunu sorarak, suçun maddi unsurunun oluşmadığını savundu. Bu basit ama güçlü soru, duruşma salonunda kısa bir sessizliğe neden oldu. Bir dolandırıcılık eyleminin, en azından bir temas veya ilişki gerektirdiği gerçeğinden hareket eden İşler, kendisi hakkında herhangi bir kooperatif üyesinden veya yöneticisinden gelmiş tek bir şikayet dahi bulunmadığını vurguladı.

'Başkan avukattı, ona güvendim'

Peki, madem suçsuz olduğunu düşünüyordu, bu karara neden imza atmıştı? Levent İşler, bu sorunun cevabını, o dönemki bürokratik hiyerarşi ve üstlerine duyduğu güvenle açıkladı. Kendisine sürecin, depremzede vatandaşların mağduriyet yaşamaması ve konutlarına bir an önce kavuşması için yürütüldüğünün söylendiğini belirten İşler, "İnsanlara yardımcı olacağımızı söylediler, ben de ona inandım," dedi. Savunmasında, sorumluluğu üst makamlara, özellikle de dönemin İZBETON Yönetim Kurulu Başkanı olan Tunç Soyer'e yönlendiren bir ifade kullandı. "Şirket yönetim kurulu başkanı avukat, ona güvendim," diyen İşler, hukukçu kimliği olan bir yöneticinin hukuka aykırı bir işleme onay vermeyeceğine inandığını ve bu güvenle imza attığını belirtti.

'Torunumun doğumunda ailemin yanında olmak istiyorum'

Savunmasının son bölümünde Levent İşler, hukuki argümanları bir kenara bırakarak, bir insan olarak yaşadığı kişisel yıkımı ve ailevi dramı mahkeme heyetinin önüne koydu. Bu anlar, duruşmanın en duygusal ve akılda kalıcı anları olarak kayıtlara geçti. Ailesinin bakım sorumluluğunun kendisinde olduğunu belirten İşler, 87 yaşındaki kayınvalidesinin bakımını üstlendiklerini, eşinin ise kısa bir süre önce ağır bir ameliyat geçirdiğini anlattı. Konuşmasının bu noktasında sesi titreyen ve gözyaşlarına hakim olamayan İşler, savunmasını da yapan avukat kızının 15 gün sonra doğum yapacağını söyledi. "Torunumun doğumunda ailemin yanında olmak istiyorum," diyerek mahkeme heyetinden adeta insani bir talepte bulundu.