Kamuoyunda "kooperatif davası" olarak bilinen ve İzmir siyasetini sarsan yargılama sürecinin üçüncü perdesi, Aliağa Şakran Cezaevi Yerleşkesi’ndeki duruşma salonunda açıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZBETON üzerinden yürütülen kentsel dönüşüm projelerinde yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla, aralarında eski başkan Tunç Soyer’in de bulunduğu sanıkların yargılandığı davada, tansiyon bir an olsun düşmedi. Duruşmanın en dikkat çeken anları, tutuklu sanık eski İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya’nın, kendisine yöneltilen suçlamalara karşı yaptığı savunma ve mağdur avukatlarıyla girdiği diyaloglar oldu.
"Ruhsat sahibi Büyükşehir, takibini de o yapıyor"
Savunmasında hakkındaki iddiaları kesin bir dille reddeden Heval Savaş Kaya, davanın bir "algı operasyonu" üzerine inşa edildiğini öne sürdü. Mağdurların şikayetlerinin hukuki değil, konutların gecikmesi kaynaklı duygusal tepkiler olduğunu savunan Kaya, mahkeme heyetine hitaben, "Mağdur kimden ve neden şikayetçi? Eğer konutlar zamanında teslim edilseydi bugün bizden şikayetçi olacaklar mıydı? Biz burada oluşturulan bir algı nedeniyle yargılanıyoruz. Karşımızdaki iddialar da bu algıyla konuşuyor. Ruhsat sahibi İzmir Büyükşehir Belediyesi’dir, sürecin takibini de Büyükşehir yapar" ifadelerini kullandı. Kaya, İZBETON'un ana müteahhit olduğuna dair hiçbir resmi belgede ibare bulunmadığını vurgulayarak, "Mağdurun bilgisizliğinin cezasını biz mi çekeceğiz?" diye sordu.
Mağdurlardan "güven" vurgusu: CHP projesi dendi
Duruşmada söz alan mağdurlardan Uzundere 3. Etap Kooperatif Başkanı Sonay Bezirci ve Gaziemir Konut Yapı Kooperatifi Başkanı Ali Alpyavuz, projeye girme sebeplerinin "kurumsal güven" olduğunu dile getirdi. Ali Alpyavuz, projeyle ilgili CHP’li yetkililerin ve sivil toplum kuruluşlarının (STK) oluşturduğu güven ortamı nedeniyle yatırım yaptıklarını belirterek, "Çalışma takvimine göre inşaatın yüzde 30 seviyesinde olması gerekirken şu an sadece yüzde 1’i tamamlandı" dedi.
Bir diğer mağdur Emrah Sönmez ise yaşadıkları hayal kırıklığını, "Bize bu projenin bir CHP projesi olduğu, Büyükşehir Belediyesi'nin garantör olduğu söylendi. Biz de bu söze güvenip girdik. Ödemelerin yüzde 65'ini yaptık ama inşaatın ancak yüzde 5'i bitti. Binlerce aile mağdur, emeklerimiz boşa gitti" sözleriyle anlattı. Mağdurlar, İZBETON'un denetim görevini yerine getirmediğini ve gecikmelere zamanında müdahale etmediğini savundu.
Avukattan mağdura zor soru: Kendinizden mi şikayetçisiniz?
Duruşmada sanık avukatları ile mağdurlar arasında ilginç diyaloglar da yaşandı. Mağdur sıfatıyla dinlenen kooperatif başkanına, sanık avukatı tarafından "Evleri kim yapıyor?" sorusu yöneltildi. Mağdurun "Kooperatif yapıyor" cevabı üzerine avukat, "Siz neyden şikayetçisiniz?" diye sordu. "İnşaatın geç tesliminden" yanıtını alan avukat, "İşi yapan kooperatif, siz de o kooperatifin başkanısınız. Yani işin geç teslim edilmesinden, dolayısıyla kendinizden mi şikayetçisiniz?" diyerek bir paradoksa dikkat çekti. Bu diyalog salonda kısa süreli bir sessizliğe neden oldu.
Villa tartışması büyüyor: İsim listesi mahkemede
Duruşmanın bir diğer önemli gündem maddesi ise Gaziemir Emrez projesindeki "villa" iddialarıydı. Ali Alpyavuz, projede 11 adet villa yapıldığını ve bu villaların usulsüz şekilde belirli kişilere verildiğini iddia etti. Broşürlerde ve tanıtımlarda villa olmadığını, 187 daireden bahsedildiğini belirten Alpyavuz, "Açılışlarda hep daire dendi, villa yoktu" dedi. Mahkeme başkanının talebi üzerine Alpyavuz, villaları aldığını iddia ettiği isimleri tek tek saydı. Listede Duygu Aslanoğlu, Taner Önder, Serdar Deniz, Ümit Erdoğdu, Sinan Özdemir ve Erkan Özdemir'in adları geçti. Mağdurun, kooperatif kasasında 400 milyon liraya yakın para bulunduğunu ancak aktif bir sözleşme olmadığı için inşaatların durduğunu belirtmesi de duruşmanın notları arasına girdi.





