Türk ceza hukukunda son yıllarda öne çıkan konutta infaz, özellikle dezavantajlı gruplar için geliştirilen bir infaz modeli olarak dikkat çekiyor. Mahkeme tarafından verilen hapis cezasının, belirli şartları sağlayan hükümlüler için cezaevinde değil, kişinin kendi evinde çekilmesine imkan tanıyan bu yöntem, toplumsal ve ailevi bağların kopmamasını hedefliyor. Konutta infaz uygulaması, özellikle kadınlar, çocuklar, 65 yaş ve üzeri yaşlılar, ağır hastalar ve engelliler için öngörülüyor. Bu kişiler, mahkemenin uygun görmesi halinde cezalarını evlerinde geçirebiliyor. Ancak bu süreçte belirlenen kurallara uyulması şartı bulunuyor; aksi halde kalan ceza cezaevinde infaz ediliyor.

Özel infaz şekilleriyle cezaevlerinde yeni dönem

Ceza infaz sisteminde son yıllarda öne çıkan bir diğer başlık ise özel infaz şekilleri. Toplumdan tamamen soyutlanmadan cezanın çekilmesini amaçlayan bu yöntemler, özellikle kısa süreli hapis cezaları için uygulanıyor. Özel infaz şekilleri arasında en çok bilinenler şunlar:

  • Konutta infaz: Hükümlünün cezasını evinde geçirmesi.

  • Geceleri infaz: Hükümlü, her gün akşamdan sabaha kadar cezaevinde kalıyor, gündüzleri serbest.

  • Hafta sonu infaz: Hükümlü, sadece hafta sonları cezaevine giriyor, hafta içi dışarıda kalıyor.

    30 kişiye tutuklama talep edildi
    30 kişiye tutuklama talep edildi
    İçeriği Görüntüle

Bu yöntemler, aile bütünlüğünün korunması ve toplumsal uyumun kolaylaştırılması açısından önemli avantajlar sunuyor. Özellikle iş hayatı, eğitim ve aile sorumlulukları olan hükümlüler için bu infaz şekilleri, cezanın toplumsal etkilerini azaltıyor.

10. Yargı Paketi ile infaz sisteminde neler değişiyor?

Son dönemin en çok konuşulan yasal düzenlemelerinden biri olan 10. Yargı Paketi, infaz sisteminde önemli değişiklikler getiriyor. TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilen ve Genel Kurul gündeminde olan paket, özellikle denetimli serbestlik ve infaz süreleriyle ilgili yenilikler içeriyor. Paket kapsamında, cezaevinde geçirilmesi gereken asgari süreler artırılırken, denetimli serbestlik uygulamasında yeni kriterler getiriliyor. Ayrıca, toplumsal hayatı ve aile düzenini korumak amacıyla, özel infaz şekillerinin kapsamı genişletiliyor. Paket, yürürlüğe girdiğinde ceza infaz sisteminde ciddi bir dönüşüm yaşanması bekleniyor.

Ceza nasıl ev hapsine dönüşür?

Bir kişinin cezasının ev hapsine (konutta infaz) çevrilebilmesi için bazı yasal ve idari şartların sağlanması gerekiyor. Özellikle kadınlar, çocuklar, 65 yaş ve üzeri yaşlılar, doğum yapmış kadınlar, ağır hastalar ve engelliler, belirli süreleri aşmayan hapis cezalarında konutta infazdan yararlanabiliyor. Örneğin; kadın, çocuk ve 65 yaş üstü için 1 yıl; 70 yaş üstü için 2 yıl; 75 yaş üstü için ise 4 yıla kadar olan hapis cezaları evde çekilebiliyor.

Bu süreçte hükümlü ya da yasal temsilcisi, infaz hakimine başvuruda bulunuyor ve gerekli incelemeler yapıldıktan sonra karar veriliyor. Mahkeme, hükümlünün cezasını evde çekmesine izin verirse, kişi belirlenen adreste ve kurallara uygun şekilde cezasını infaz ediyor. Kurallara uymayanlar ise kalan cezalarını cezaevinde tamamlamak zorunda kalıyor.

Adli kontrol kapsamında ev hapsi uygulaması

Ev hapsi yalnızca ceza infazı sırasında değil, adli kontrol tedbiri olarak da uygulanabiliyor. Özellikle tutuklama yerine, mahkeme veya hakim tarafından şüpheli ya da sanığın belirlenen adresten ayrılmamasına karar verilebiliyor. Bu durumda, kişi elektronik kelepçe gibi teknolojik yöntemlerle izlenebiliyor ve kamu güvenliği açısından risk oluşturmadan toplumda kalmaya devam edebiliyor.

Ceza infazında toplumsal ve ailevi etkiler

Özellikle kısa süreli hapis cezalarında konutta infaz ve diğer özel infaz yöntemleri, hükümlülerin toplumsal hayattan tamamen kopmasını önlüyor. Aile bütünlüğünün korunması, çocukların ebeveynlerinden uzak kalmaması ve iş hayatının devam edebilmesi açısından bu uygulamalar büyük önem taşıyor. Ayrıca, cezaevlerinde yaşanan yoğunluğun azaltılması ve hükümlülerin topluma yeniden kazandırılması da hedefleniyor.

Kaynak: haber merkezi