Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) bir süredir devam eden kurultay davası süreci, kulislerde yeni iddialarla birlikte yeniden alevlendi. Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, davada olası bir iptal kararına karşı “Parti mutlaka yönetilmek zorunda, kaçmak olmaz” görüşünü dile getirdiği öne sürüldü. İddialar, siyaset kulislerini hareketlendirirken parti içi dengeleri ve muhtemel yol haritasını tartışmaya açtı.
Parti yönetimi ve ‘kaçmak olmaz’ çıkışı
Kulislerde aktarılan bilgilere göre Kılıçdaroğlu, kurultay davası neticesinde bir iptal söz konusu olduğunda partinin başıboş kalamayacağı, “yönetilmek zorunda” olduğu görüşünü çevresiyle paylaştı. Bu değerlendirme, CHP’de tüzük ve yetki mekanizmalarının nasıl işletileceği sorusunu da beraberinde getiriyor. Olası bir iptal halinde, MYK’nın, Parti Meclisi’nin ya da geçici bir yönetim setinin nasıl devreye gireceği tartışılıyor.
Belediyelerde ‘iyi görüntü’ tartışması
İddialara göre Kılıçdaroğlu, Aydın’daki gelişmeyle başlayan zincirde ortaya çıkan istifa görüntülerinin “siyasi olarak iyi yönetilmediği” görüşünü dile getirdi. Bazı büyükşehir belediyelerine ilişkin “sorun duyumları”nın bulunduğu yönündeki notlar, parti içinde “yerel yönetimlerle merkez arasındaki bağların zayıfladığı” yorumlarını güçlendirdi. Yerel yönetimler ile Genel Merkez arasındaki koordinasyonun, “kriz anlarında daha sıkı tutulması” gerektiği vurgulanıyor.
Sosyal medya uyarısı ve ‘yakın kaynak’ polemiği
Kılıçdaroğlu, iddiaların ardından tv100 ekranlarında gazeteci Gürbüz Evren aracılığıyla bir mesaj iletti ve “Bana yakın kaynaklar” ifadesini kesin bir dille reddetti. Kendi sosyal medya hesapları dışında yapılan yorum ve aktarımlara itibar edilmemesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Açıklamalarımı sosyal medyada paylaşıyorum; onun dışındaki yorumlar bana ait değil” vurgusunu yaptı.
