Türkiye siyaseti, Pazartesi günü Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülecek ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) kaderini değiştirebilecek tarihi bir duruşmaya kilitlenmiş durumda. Mahkemenin, CHP'nin Özgür Özel'i genel başkanlığa taşıyan Kasım 2023'teki 38. Olağan Kurultayı'nı iptal edip, "yok hükmünde" sayarak bir "mutlak butlan" kararı vermesi bekleniyor. Bu beklenti, özellikle Kemal Kılıçdaroğlu'na yakın çevrelerde büyük bir heyecan ve hazırlık yaratmış durumda. Sözcü Gazetesi yazarı Saygı Öztürk'ün, Kılıçdaroğlu'nun "dar kadrosuna" dayandırdığı kulis haberine göre, olası bir lehte karar sonrası Kılıçdaroğlu'nun izleyeceği yol haritası netleşmiş görünüyor. Plana göre, Kılıçdaroğlu kararın hemen ardından apar topar genel merkeze gitmeyecek; bunun yerine bir hafta kadar "ortalığın yatışmasını" bekleyerek, Özgür Özel ve ekibinin hamlelerini izleyecek. Bu bekleyiş sürecinin ardından ise, partinin en üst makamına "sessizce" ve "kavgasız-gürültüsüz" bir şekilde dönmeyi hedefliyor.

Özel: 'İşgal fiili olarak ortadan kalkmıştır'
Özel: 'İşgal fiili olarak ortadan kalkmıştır'
İçeriği Görüntüle

Genel merkeze 'yatak konulması' gündemde

Saygı Öztürk'ün yazısına göre, Kılıçdaroğlu'nun ekibi, mahkeme kararının ardından yaşanabilecek olası gerilimlere ve protestolara karşı da bir dizi önlem planlamış durumda. Kararın ardından CHP Genel Merkezi'ne dönmesi beklenen Kılıçdaroğlu'nun, olası protestolar ve güvenlik endişeleri nedeniyle bir süre genel merkezden ayrılmaması ve çalışmalarını buradan yürütmesi öneriliyor. Kılıçdaroğlu'na yakın bir kaynağın Öztürk'e aktardığı bilgi ise oldukça çarpıcı: "Kılıçdaroğlu’nun genel merkezde kalmasını öneriyoruz. Hatta bunun için genel merkeze yatak da konulması gündemde."

Bu hazırlık, Kılıçdaroğlu ekibinin, genel merkezde uzun süreli bir "nöbet" veya "direniş" yaşanabileceğini öngördüğünü gösteriyor. Öte yandan, mevcut yönetimi destekleyen CHP Gençlik Kolları ve parti gönüllülerinin de binayı terk etmeme kararı aldığı ve olağanüstü kurultay toplanana kadar genel merkezde kalmak için "yiyecek stoku" bile yaptığı iddiaları, Pazartesi gününden sonra partiyi oldukça gerilimli bir sürecin beklediğine işaret ediyor. Kılıçdaroğlu'nun ise bu süreçte partilileri "kışkırtıcı açıklamalardan kaçınmaları" için uyaracağı ve olayın bir güç gösterisine dönüşmemesi için çaba göstereceği belirtiliyor.

İlk iş 'tasfiye', hedef parlamenter sistem

Peki, Kılıçdaroğlu'nun mahkeme kararıyla yeniden "fiili genel başkan" konumuna gelmesi durumunda ilk adımları ne olacak? Kulislerde konuşulanlara göre, Kılıçdaroğlu'nun öncelikli hedefi partiyi bir an önce güvenli bir şekilde olağanüstü kurultaya götürmek. Yakın çevresi, Kılıçdaroğlu'nun bu süreçte ne Cumhurbaşkanlığına ne de CHP Genel Başkanlığı'na aday olmayacağı mesajını net bir şekilde vereceğini ve amacının "partiyi güvenli bir limana götürmek" olduğunu vurguluyor.

Ancak bu "güvenli liman" sürecinden önce, partide ciddi bir tasfiye operasyonunun başlayacağı iddia ediliyor. Kılıçdaroğlu'nun, genel başkanlıktan ayrıldığı dönemden bugüne kadar geçen sürede yaşananları masaya yatıracağı ve özellikle kendisine karşı pozisyon alan bazı grup başkanvekilleri, milletvekilleri ve "yolsuzluğa bulaştığı iddia edilen belediye başkanları" için tasfiye sürecini başlatacağı konuşuluyor. Yönetim yapısında da köklü değişiklikler planlanıyor. Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üye sayısının 5-6 kişi ile sınırlandırılacağı ve Parti Meclisi'nde mevcut yönetimin çoğunlukta olması nedeniyle, zorunlu olmadıkça Parti Meclisi'nin toplanmayacağı belirtiliyor. Kılıçdaroğlu'nun uzun vadeli hedefinin ise, parti içi meseleleri çözdükten sonra tüm enerjisini "parlamenter sisteme dönüşü sağlamak" için harcamak olduğu ifade ediliyor.

Gözler pazartesi gününde: 'Ben Kemal, geliyorum' mu diyecek?

Tüm bu planlar ve senaryolar, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin Pazartesi günü vereceği karara endekslenmiş durumda. Mahkemenin kurultayı iptal etmesi, Türk siyasetinde son yılların en büyük kırılmalarından birini tetikleyebilir ve ana muhalefet partisini bir iç savaşın eşiğine getirebilir. Kararın, Özel lehine çıkması veya ertelenmesi ise, Kılıçdaroğlu ve ekibinin planlarını en azından bir süreliğine rafa kaldırması anlamına gelecek. Yalnızca CHP'lilerin değil, tüm Türkiye'nin gözü kulağı Pazartesi günü mahkemeden çıkacak kararda olacak. Saygı Öztürk'ün de yazısını bitirdiği gibi, herkes o gün Kılıçdaroğlu'nun, meşhur deyişiyle, "Ben Kemal, geliyorum" deyip demeyeceğini merak ediyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ