KEDİ -Kabul, Eşitlik, Dahil olma, İstihdam- Otizm Derneği’nin, çocukların eğitim alanlarında her türlü şiddetten korunması için sınıflara kamera konulması talebini içeren dilekçesi, KDK tarafından kabul edildi. KDK, Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB), güven ilişkisinin kurulması için çalışma yapmasını önerdi. MEB’in tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde tavsiye kararına çözümüyle birlikte yanıt vermesi gerekiyor.

İzmir’de özel eğitim ana sınıfındaki 3 öğrenciye fiziksel ve psikolojik şiddet; bir dernek binasındaki müzik eğitimi sırasında bir öğrenciye cinsel taciz iddiasıyla açılan iki dava izlediklerini belirten KEDİ Otizm Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu, “Özel gereksinimli çocukların eğitim kurumlarında uğradıkları fiziksel ve psikolojik şiddete dair gerek sosyal medyada gerekse veli gruplarında çokça örnek olay da paylaşılıyor. Çocukların güvenliği için, eğitimlerin kapalı kapılar ardında yapılmasını istemiyoruz” dedi.

'SINIFLAR KAMUSAL ALAN'

Sınıflara kamera konulması taleplerinin özel bilgi gerekçesi ile reddedildiğinine vurgu yapan Ahmetoğlu, “Sınıflar özel alan değil, aksine kamusal alandır. Marketlerde bile kamerayla izleniyoruz. Üstelik, talebimizin özünü çocukların güvenliği oluşturuyor. Bir çok olay hatta davalar çocukların ifade konusunda yaşadığı sorunlar nedeniyle cezasız kalıyor” diye konuştu.

manşetkellesda

Başvuruyu önce 22 Mart 2023 tarihinde CİMER aracılığıyla Milli Eğitim Bakanlığı’na yaptıklarını belirten Dikmen Ahmetoğlu, başvuru süreci hakkında şu bilgileri verdi:

“MEB, diğer öğrencilerin özgürlüğüne müdahale ve diğer öğrencilerin deşifre edilmesi söz konusu olacağından etik bir durum değildir, öğrencilerin sınıf içi durumları kişisel verilerin korunması açısından özel bilgidir herkese açılamaz, gibi bir gerekçe sundu. Eğitim etkinliklerinin kameralı sistemle izlenmesinin uygun olmayacağını savundu. Bu cevabın ardından hukuksal mücadelemizdeki ikinci aşamaya geçtik ve 11 Nisan 2023 tarihinde KDK’ye başvurduk.”

Sınıflardaki kameranın çocukların güvenliğinin yanı sıra, öğretmenler için de güvence olacağına dikkat çeken Dikmen Ahmetoğlu, “KDK’nin MEB’e verdiği tavsiye kararında kamera konulmalı demiyor, ancak sınıf güvenliğinin sağlanması ile özel hayat gizliliğinin korunması arasında denge sağlanarak, multidisipliner bir yaklaşımla bir çözüm üretilmesi isteniyor. Ancak bizim kamera konusundaki ısrarımız ve hukuksal mücadelemiz sürecek” dedi. N Haber Merkezi

KEDİ Otizm Derneği'nin talebi

T.C. Anayasası, ulusal mevzuat ve uluslararası sözleşmeler uyarınca özel gereksinimli bireylerin yaşam haklarının, eğitim ve eğitime erişim haklarını korunmasına yönelik toplumsal bir ihtiyaç haline gelmiş bulunan özel eğitim sınıflarına, özel eğitim okulları dersliklerine ve özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi dersliklerine ailelerin de eğitim sürecine erişimlerini sağlayacak şekilde kamera yerleştirilmesi uygulamasının hayata geçirilmesi. Velilerin ve bu alanda çalışan derneklerin, sınıflara kamera konulma isteği uzun zamandır var. Çünkü okuldan yara bere içinde gelen çocuğa kim ne yaptı konusunda ebeveyn tespit edemiyor. Özel eğitim sınıfları fazla kalabalık sınıflar değil zaten, an fazla 4 öğrencili sınıflarda 2 öğretmen var. Çocuklarımız konuşuyor olabilseler bile kendini ifade etmekte zorlanıyorlar. Mahkeme salonlarına kadar yansıyan bu olayları kanıtlamak için biz sınıflarda kamera olmasını talep ediyoruz.
İzmir’de iki önemli davanın takipçisiyiz. Birinci davanın konusu özel eğitim sınıfında 3 çocuğa fiziksel ve psikolojik şiddet söz konusu. Öğretmen, idari soruşturmada kınama cezası aldı. Soruşturmada görgü tanıklarının ifadeleri var. Dava sanığın beraatıyla sonuçlandı. Çünkü bahsettiğimiz tanıklardan birisi öldü, diğeri de beyanlarını geri çekti. Mahkeme idari soruşturma raporunu delil olarak kabul etmedi.
Diğeri de cinsel taciz davası. O da İzmir'deki bir dernekte müzik eğitimi sırasında gerçekleşti. Müzik öğretmeni 30 yıl cezaya çarptırıldı. Geçtiğimiz nisan ayında dava Yargıtay’dan geri döndü ve tekrar görülmeye başlandı. Şu anda bir önceki davada sunulan raporlar ve deliller tekrar inceleniyor.  Bu vakalar ışığında yaptığımız başvuruda KDK’nin MEB’e yazdığı tavsiye kararında kameraya gerek yok denilse de talebimizden vazgeçmiyoruz.

Cezasızlıkla  ilgili 
Av. Cansu Korkmaz: Bizdeki uzmanlar bile adli tıp ve ceza hukuku açısından zihinsel engel/otizm/farklı gelişimsel zihinsel yetersizlik konularında yetersiz. Bu raporlara yansıyor. Mesela diyor ki gülüyor dolayısıyla eğleniyordur. Fiilin anlam ve sonuçlarını işkence olarak almamış. 18 yaş altı bir çocuk gülüyor diye sadist davranışa mı maruz kalmalı gerçekten? Heyete diyoruz ki bakın tipik gelişim gösteren bir birey değil farklı tepkileri olabilir, tipik gelişim gösteren mağdurdaki travma belirtileri harici bir belirti verebilir, inceleyin. Bir tane bile hakimin çıkıp şunu kabul ettiğini görmedim, varsa karar paylaşın mutlu olurum. Bir de eğer dosyada suç duyurusunda, iddianamede vs. tam olarak fiil, tarih, yer vs. çok muğlaksa tam net oturtulamıyorsa işte o zaman direkt beraat.

MEB, Yeni Müfredatı Kamuoyunun Görüşüne Açtı: Bir Hafta Süreyle Görüş Bildirilebilecek MEB, Yeni Müfredatı Kamuoyunun Görüşüne Açtı: Bir Hafta Süreyle Görüş Bildirilebilecek

Kutu3

'Çocuğun üstün yararı

gözetilmek zorundadır'

İzmir Barosu Engelli Hakları Komisyonu Av. Suna Ağı: Özel gereksinimli bireylerin pek çoğu, karşılaştığı darp, istismar gibi durumları anlamakta ya da ifade etmekte sorun yaşamaktadır. Bu doğrultuda kanun koyucunun amacının korunmaya muhtaç kişilerin eğitim ve hatta yaşam hakkının ihlal edilmesi olmadığı açıktır. Kaldı ki haklar arasında bir denge gözetilecekse taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuatımızda da yer aldığı üzere çocuğun üstün yararı gözetilmek zorundadır. Kamera sisteminin zorunlu olması sadece öğrencinin değil sınıfta görevli eğitmen ve yardımcı destek personelin de lehine bir uygulama olacaktır. Zira gerçek hayatta pek çok öğretmenin karşılaştığı bir durumdur ki; öğrenci aile içinde ya da devam ettiği başka bir eğitim/rehabilitasyon merkezinde şiddete maruz kalmış olabilir. KVKK Madde 5/2 (f) “İlgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla, veri sorumlusunun meşru menfaatleri için veri işlenmesinin zorunlu olması.” kuralı, tam da bunu anlatmaktadır. Bu nedenle sınıf içi kamera sistemi, kurumun ve sınıf içinde görev alan personelin de menfaati doğrultusundadır.

Editör: Yavuz Özkaya