İzmir'in sakin tatil beldesi Karaburun'da, 28 Mayıs 2022 tarihinde meydana gelen ve Göztepe taraftarı 35 yaşındaki Barış Polat Dörtköşe'nin hayatını kaybettiği trafik kazasına ilişkin yargı süreci, emsal niteliğinde bir kararla noktalandı. Yargılamanın sonunda Ege Özkaçar'a (26) "bilinçli taksirle ölüme neden olma" suçundan verilen ve hiçbir indirim uygulanmayan 7 yıl 4 ay hapis cezasının gerekçesi, adaletin tecellisindeki hassas dengeyi gözler önüne serdi. Mahkeme, sanığın davranışlarını bir bütün olarak ele alarak, "pişmanlık" emaresi göstermediğine hükmetti.
Sosyal medya uğruna bir can hiçe sayıldı
Korkunç kaza, Mordoğan Mahallesi Ayıbalığı Caddesi'nde, akşam saatlerinde yaşandı. Komşusunun evindeki bir arızayı gidermek için yolun karşısına geçmeye çalışan elektrikçi Barış Polat Dörtköşe'ye, Ege Özkaçar yönetimindeki 35 JF 557 plakalı otomobil hızla çarptı. Olayın sıradan bir trafik kazası olmadığı, kısa sürede ortaya çıkan ve kan donduran bir video kaydıyla anlaşıldı. Kazadan hemen önce, Özkaçar'ı takip eden başka bir araçtaki arkadaşı tarafından sosyal medyada yayınlamak amacıyla video çekildiği belirlendi. Görüntülerde, Özkaçar'ın yerleşim yerinde tehlikeli manevralar yaptığı, drift atarak seyrettiği ve bu sorumsuz anların bir ailenin yok oluşuyla sonuçlandığı açıkça görülüyordu.
Kazanın ardından ağır yaralanan Dörtköşe, kaldırıldığı Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde verdiği 20 günlük yaşam mücadelesini kaybederken, sürücü Ege Özkaçar'ın yapılan kontrolünde 1.56 promil alkollü olduğu tespit edildi. Ancak bu ölçümün kazadan 66 dakika sonra yapıldığı, bilirkişi raporuyla kaza anındaki alkol oranının ortalama 1.72 promil olduğunun kabul edilmesi gerektiği mahkeme kayıtlarına geçti. Bu oran, yasal sınırın katbekat üzerinde olup, bir sürücünün aracı güvenli bir şekilde sevk ve idare etmesinin imkansız olduğu anlamına geliyordu.
Tutuklama, tahliye ve bozulan kararla geçen yıllar
Barış Polat Dörtköşe'nin hayatını kaybetmesinin ardından başlayan hukuk mücadelesi, adeta bir sabır testine dönüştü. İlk ifadesinin ardından serbest bırakılan Özkaçar, Dörtköşe'nin vefatıyla tutuklandı. Ancak süreç içerisinde önce tahliye edildi, yapılan itirazla yeniden tutuklandı ve sonrasında adli kontrol şartıyla bir kez daha serbest bırakıldı. Bu durum kamuoyu vicdanında derin yaralar açarken, dava dosyası mahkemeler arasında gidip geldi.
Karaburun Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk davada sanık, "bilinçli taksirle ölüme neden olma" suçundan 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak mahkeme, sanığın geçmişi ve yargılama sürecindeki davranışlarını gerekçe göstererek takdiri indirim uyguladı ve cezayı 3 yıl 4 aya düşürdü. Bu karar, acılı aile ve kamuoyu tarafından tepkiyle karşılandı. Dosyanın taşındığı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını "az ceza tayin edildiği" ve "fiilin ağırlığıyla orantılı olmadığı" gerekçesiyle bozarak, dosyayı yeniden yargılama için geri gönderdi.
Mahkemeden son söz: İndirime yer yok
Yeniden görülen davada mahkeme, istinafın bozma kararına uyarak bu kez çok daha farklı bir hüküm kurdu. Mahkeme, sanığın asli ve tam kusurlu durumunu, ihlal ettiği kural sayısının fazlalığını ve 1.72 promil gibi yüksek bir alkol oranını göz önünde bulundurarak temel cezayı alt sınırdan ciddi şekilde uzaklaştırarak 5 yıl 6 ay olarak belirledi. Ardından, sanığın bu eylemi bilinçli taksirle işlediğine kanaat getirerek cezayı 7 yıl 4 ay hapse çıkardı.
Gerekçeli kararın en can alıcı noktası ise takdiri indirim uygulanmaması oldu. Mahkeme, bu kararının gerekçesini şu çarpıcı tespitle açıkladı: Sanık Ege Özkaçar'ın, bu ölümcül kazadan sonraki süreçte, iki kez daha yasal promil sınırlarının üzerinde alkollü araç kullanmaktan hakkında işlem yapılmış olması. Bu durum, sanığın işlediği suçtan hiçbir ders çıkarmadığının ve pişmanlık göstermediğinin en somut kanıtı olarak kabul edildi. Mahkeme bu nedenle, kanuni veya takdiri hiçbir indirime yer olmadığına hükmederek sanığın ehliyetine de 3 yıl süreyle el koydu. Bu karar, trafik canavarlarına karşı verilecek cezalarda "takdiri indirim" uygulamasının ne denli hassas bir terazi olduğunu bir kez daha hatırlattı.




