İzmir’de yaşayan Özlem Atçalıoğlu için hayatın akışını değiştiren süreç, iki yıl önce sıradan bir gece yarısı başladı. Sabaha karşı saat 04.00 sularında şiddetli bir mide ağrısı ve soğuk terleme şikayetiyle uyanan genç kadın, soluğu Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde aldı. Yapılan tetkiklerde mide rahatsızlığı sandığı durumun aslında ağır bir kalp krizi olduğu anlaşıldı. Durumu kritik olan ve yüzde 30-40 oranında hayati risk taşıyan Atçalıoğlu, acilen ameliyata alındı.
Zorlu geçen operasyonun ardından hayata dönen Atçalıoğlu, o günleri şu sözlerle anlattı: “Yoğun bakıma alındığımda durumun ciddiyetini kavradım. Doktorlar riskin büyük olduğunu söyledi, korktum ama yaşamak için kabul etmek zorundaydım. Şanslıyım ki o masadan sağ salim kalktım. İki yıldır kontrollerim devam ediyor ve şimdi çok daha iyiyim.”
Genetik miras aileyi ameliyat masasına taşıdı
Özlem Hanım’ın ameliyatını gerçekleştiren Türkiye Kalp ve Sağlık Vakfı Başkanı, Kalp Damar Cerrahı Prof. Dr. Öztekin Oto, genç yaşta geçirilen bu krizin altında yatan nedeni araştırdığında durumun genetik kökenli olabileceğinden şüphelendi. Doktorun dikkati sayesinde Atçalıoğlu’nun iki ağabeyi de kontrolden geçirildi ve onlarda da kalp damar tıkanıklığı tespit edilerek stent tedavisi uygulandı. Ancak ailenin sınavı bununla bitmedi. Kızının iyileşme sürecinde kendi sağlığını ihmal eden anne Müzeyyen Atçalıoğlu, yorgunluk ve nefes darlığı şikayetlerinin artması üzerine doktora başvurduğunda acı gerçekle yüzleşti.
Kızının ameliyatından iki yıl sonra bu kez anne Müzeyyen Hanım ameliyat masasına yattı. Prof. Dr. Öztekin Oto ve ekibi tarafından gerçekleştirilen zorlu operasyonda, yaşlı kadının iki kalp kapağı değiştirildi ve aort kökü genişletildi. Müzeyyen Atçalıoğlu, “Yol yürüyemez, merdiven çıkamaz hale gelmiştim. Hızlı hareket etmek bir hayaldi benim için. Eğilerek nefes almaya çalışıyordum. Şimdi ise yeniden doğmuş gibiyim, Öztekin Hoca tüm ailemizi ipten aldı” sözleriyle duygularını ifade etti.
“Kızım ayağa kalktı, bu kez ben yattım”
Anne-kız arasındaki bu zorlu sağlık maratonu, aralarındaki bağı daha da güçlendirdi. Kızının hastalığı sırasında İzmir dışında olduğunu ve haberi alır almaz şehre döndüğünü belirten Müzeyyen Atçalıoğlu, o dönem yaşadığı üzüntüden dolayı 14 kilo verdiğini söyledi. “Kızım yaşasın diye elimden gelen her şeyi yaptım. Enfeksiyon riskine karşı 3 ay boyunca eve misafir kabul etmedim, yanına maskesiz kimseyi yaklaştırmadım” diyen fedakâr anne, kendi sağlığını o dönemde ikinci plana attığını itiraf etti.
Şimdi ise bakım sırası Özlem Atçalıoğlu’na geçti. Annesinin ameliyat sürecinde başından bir an olsun ayrılmayan genç kadın, “Annem bana bebekler gibi baktı, beni iyileştirdi. Şimdi sıra bende. İki hafta önce o ameliyat oldu, yemeğinden ilacına her şeyiyle ben ilgileniyorum. Çok şükür toparladı, yavaş yavaş kendi işlerini görmeye başladı. Hayat böyle işte; önce o bana can oldu, şimdi ben ona nefes oluyorum. Yerlerimiz değişti ama sevgimiz baki” şeklinde konuştu.
Teknik detaylar hayat kurtardı
Operasyonların teknik boyutuna ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Öztekin Oto, Özlem Hanım’ın geldiğinde kalp kasının ileri derecede bozulmuş olduğunu belirtti. Genç hastaya iki taraflı atardamar kullanılarak baypas yapıldığını ve kalp kapağının onarıldığını söyleyen Oto, annenin durumunun ise daha karmaşık olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Oto, “Annenin mitral kapağında ciddi kireçlenme ve halkada bozulma vardı. Kireçleri temizleyip kapağı değiştirdik. Ayrıca aort kapağı çok dardı, orayı kalp zarından yaptığımız özel bir yamayla genişleterek yeni kapak taktık. İki operasyon da özellikli ve riskliydi ancak başarıyla tamamlandı. Menopoz öncesi genç bir kadında kriz görünce ailevi geçişten şüphelenip kardeşleri de kurtardık. Bu aileyi bir bütün olarak sağlığına kavuşturmak bizim için de büyük mutluluk” dedi.
