Kahramanmaraş’ta 6 Şubat'ta meydana gelen deprem, bir baba için unutulmaz bir trajediye dönüştü. Mesut Hançer, enkaz altında kalan kızı Irmak Leyla Hançer’in elini bırakmadı. Bir yıl sonra, bu dokunaklı anı hatırlayarak kızının mezarını ziyaret etti. Hançer, acının hala yüreğinde yaktığı ateşi dile getirerek, kızının ellerini öptüğünü ancak hiçbir çare bulamadıklarını ifade etti.

Mayıs Ayında Sünnet Olan Hacamat Günleri: Bahar Temizliği İçin İdeal Zamanlar! Mayıs Ayında Sünnet Olan Hacamat Günleri: Bahar Temizliği İçin İdeal Zamanlar!

Bir Baba'nın İsyanı: "Bir Anında Gitmişti, Hiçbir Çare Bulamadık"

Mesut Hançer, depremin ilk anlarında çalıştığı fırından uzaklaşarak kızının yanına koştu. Ancak, enkaz altında kızının yaşamını yitirdiği acı gerçeğiyle karşılaştı. Bir gece öncesine kadar kızıyla birlikte olan Hançer, enkaz altındaki kızının elini bırakmayarak umutsuzca bekledi. Fotoğraflara da yansıyan bu dokunaklı an, depremin simgelerinden biri haline geldi.

Mezar Ziyareti: Acının Yıl Dönümünde Duygusal Anlar

Depremden sonra Ankara'ya taşınan Hançer ailesi, bir yıl sonra Kahramanmaraş'a geri döndü. Hançer, ilk olarak kızının mezarını ziyaret etti. Kabrin başına çiçek bırakan baba, burada duygusal anlar yaşadı. Kaybın yıl dönümünde kızının yanında olmanın verdiği acıyla yüzleşti.

Evlat Acısının Derin İzi: "Hiçbir Zaman Çıkmadı, Çıkmıyor da"

Mesut Hançer, depremde kızıyla birlikte 7 yakınını kaybettiğini belirtti. Evlat acısının diğer acılardan farklı olduğunu dile getiren Hançer, "Gidişi oldu gelişi olmadı bir daha. Biz de kendiyle beraber öldük işte. Hepsinin acısı farklı ama evladınki başkaymış. Öbürlerini bastırıyormuş yani anne, baba, abi kardeş acısını daha kötü bastırıyormuş. Hiçbir zaman da çıkmadı, çıkmıyor da, hiçbir zaman da çıkmıyor acısı. 2-3 saat çocuğumun elini tutarak bekledim yani o şekilde. Ama bir daha da bırakamadık ki elini" şeklinde konuştu.

Kızının Ardından: Kayıp Ümitler ve Yarım Kalmış Acılar

Kahramanmaraş'a dönüşlerinde enkaz yığınlarını gören Hançer, geçmişin acı hatıralarını yineledi. Baba, kızının babaannesinde kalıp gelmemesi üzerine hissettiği kaybı dile getirerek, "Her şeyi yarım kaldı. Her şeyimiz bitti yani, her şeyimiz kayboldu, yok oldu. Fırından çıktık geldik bir ümitle ama ümitlerimizin hepsi yarım kaldı. Geldiğimizde hep enkaz yığınıyla karşılaştık. Belden aşağısı enkazın altındaydı. Ellerinden öptüm, yanaklarından öptüm. İşte ellerine sarıldım, ellerini öptüm ama hiçbir çare bulamadık. Anında gitmiş anında. Çok kötüymüş evlat acısı. Yani yüreğimizin başında ateş yanıyor daha da sönmedi, daha da sönmedi yani" dedi.

Kaynak: haber merkezi