9 Eylül Gazetesi'nden Utku Çelik'in haberine göre, Yılmaz, geçmişte de kadına şiddetin var olduğunu ancak günümüzdeki artışın nedenini siyasal iktidarın kadını sosyal ve ekonomik hayattan dışlayan politikalarına bağladı. Bu söylemlerin kadınları eve kapatma amacı taşıdığını belirten Yılmaz, bu durumun kadının eğitim ve iş hayatından uzaklaştırılarak toplumdaki yerinin zayıflatılmasına yol açtığını söyledi.

“AİLEDEKİ EN ÖNEMLİ EĞİTMEN KADINDIR”

Yılmaz, kadınların toplumsal hayattan dışlanmasının kadın cinayetlerindeki artışın temel sebeplerinden biri olduğunu belirterek "Atatürk daha 1919'da, Temmuz ayında Erzurum'a giderken "Kadına toplum içinde layık olduğu yeri getireceğiz. Latin harflerini kabul edeceğiz" diyor. 1919 Temmuz'unda söylüyor bunları. Daha Kurtuluş Savaşı başlamamış, kongreler yapılmamış. Deha öyle bir şey ki, kadının önemini anlıyor. Kadının toplumdaki yerini biliyor. Çünkü eğitim ailede başlar. Ailedeki en önemli eğitmen de kadındır.” dedi.

YETİŞTİRDİĞİ ÇOCUKLAR BU ÜLKEYİ YÖNETİR”

Kadınların geleceğimiz olduğunu belirten Yılmaz “Kadını eğitmezseniz, kadınları toplumdan dışlarsanız, sosyal hayattan, iş hayatından, ekonomik hayattan dışlayıp eve kapatırsanız cahilleştirirsiniz, yok sayarsınız, yok edersiniz. Yetiştirdiği çocuklar da bugün bu ülkeyi yönetir." diyen Yılmaz, bu durumun toplumsal sonuçlarına dikkat çekti.

CEZASIZLIK POLİTİKASI YÜRÜTMEYİN”

Yılmaz, kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda İstanbul Sözleşmesi'nin kilit bir role sahip olduğunu belirtti. 2011 yılında imzalanan bu sözleşmenin Türkiye için taşıdığı önemi vurgulayan Yılmaz “Her şeyden önce İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden bir kez daha imzalayacaksınız. Hem de geliştirerek imzalayacaksınız. Kadına yönelik şiddetin yasal düzenlemelerini uygulanabilir hale getireceksiniz.” diyerek Türk Ceza Kanunu'nda düzenlemeler yapılması gerektiğine değinen Yılmaz “Sadece cezaları artırmak caydırıcı değil. Elbette ki bunun etkisi olur, olmaz demiyorum ancak kadına yönelik şiddetin, cinayetlerin özünde; boşanmaya çalıştığı eşi, nişanlısı, kardeşi gibi aile içi şiddet vakaları yatıyor. Tabii ki bunun sosyolojik yanı da çok önemli. İnsanlara hep söylüyorum; cezasızlık politikası içinde yürütürseniz, sonuçları ağır olur.” ifadelerini kullandı.

BU KADAR CEHALETİ NASIL GİDERECEKSİNİZ”

Kadın cinayetinde cehaletin ön plana çıktığını söyleyen Yılmaz “Bir kadın cinayeti davasında bir mağazadan gelen bir reklam mesajını bile (isim vermeyeceğim) karısının yazışması olarak görüp kadını öldüren insanlar var bu ülkede. Şimdi bu kadar cehaleti nasıl gidereceksiniz? Eşine, kızına, kardeşine, annesine farklı gözle bakan bir anlayışı sadece ceza vermek ile ortadan kaldırabilir misiniz?” diye konuştu.

Barış Alper Yılmaz Sakatlandı mı? Sağlık Durumu Nasıl? Barış Alper Yılmaz Sakatlandı mı? Sağlık Durumu Nasıl?

CEZALAR ISLAH EDİCİ OLMALI”

Cezaların ıslah edici bir yanı olması gerektiğini vurgulayan Yılmaz “Sadece o insanı toplumdan arındırmak, toplum dışı bırakmak değil, cezaevinden çıktığında toplum içinde yaşayabilir hale getirmek gerekir. Bunun için farklı bir bakış açısına ihtiyaç var. Ama şimdi öyle değil. İnsanlar cezaevine girip çıktıkları zaman başka türlü bir dünyanın insanı olduklarını düşünüyorlar. Daha güçlü hissediyorlar kendilerini.” şeklinde konuştu.

CEZA DÜZENLEMELERİ GEREKİYOR”

Kadın cinayetlerinin önlenmesinde öncelikli olarak ceza düzenlemelerinin gerektiğini savunan Yılmaz “Olaylar meydana gelmeden önce bu tedbirlerin alınması gerekir. İnsanlar uzaklaştırma kararını ihlal ediyorlar. Buna rağmen serbestçe sokakta dolaşıp yine suç işleyebiliyorlar. İşte bunların önüne geçmek lazım. Bu suçu işlediklerinde alacakları ceza ya da davranış biçimlerinin toplumdan da tepki gördüğünü bilmeleri lazım.” ifadelerini kullandı.

DUYMUYORLAR GÖRMÜYORLAR SÖYLEMİYORLAR”

Yılmaz, bu konuda sivil toplum örgütlerine ve barolara da iş düştüğünü söyleyerek “Bu görevleri bizler yerine getirirken dikkate alınmıyoruz. Sanıyorum 6. yardım paketiydi. Adalet Komisyonunda fikirlerimizi söylemeye gittiğimizde komisyona alınmadık. Baro başkanları olarak bizi almadılar. Hayvan haklarıyla ilgili konularda Baro başkanları, barolar gittiğinde neredeyse Meclis'ten atacaklar. Ne isterse onu yapmaya çalışan bir anlayış var. Şimdi bu anlayışa, yasal düzenlemeleri yaparken "birlikte hareket edelim" dediğiniz zaman duymuyorlar, görmüyorlar, söylemiyorlar. Üç maymunu oynuyorlar.”dedi. Yılmaz, "Böylesi bir düzenle mücadele edeceğiz mi? Tabii ki edeceğiz." diyerek sözlerini tamamladı.

9 Eylül Gazetesi eki NAR dergisinde "Kadın cinayetleri artıyor, İzmir Barosu Başkanı: 'Cehalet ve cezasızlık politikaları öldürüyor'" haberimiz:

Nar Dergisi

Kaynak: HABER MERKEZİ