JAPON şef ve tadım uzmanı Hiromi Nakamura, Türk zeytinyağını Uzak Doğu'da tanıtmak amacıyla, Ayvalık, Trilye ve Memecik zeytinyağlarını harmanlayarak özel bir karışım hazırladı.
Ayvalık'ta düzenlenen 'biyoçeşitlilik' temalı zeytinyağı tadım etkinliğinde Japon şef Hiromi Nakamura katıldı. Nakamura, Ayvalık, Trilye ve Memecik başta olmak üzere Türkiye’ye özgü zeytin çeşitlerinden elde edilen erken hasat soğuk sıkım zeytinyağlarından özel bir karşım hazırladı. Farklı aromatik profillere sahip yağları deneyimleyen Japon şef, Türk zeytinyağlarını Japon damak tadına uygun biçimde harmanladı. Japon şef, ‘Chef’s Blend’ adını verdiği karışım ile Türk zeytinyağını Uzak Doğu'da tanıtmayı hedefliyor.
Ayvalık zeytinyağının meyvemsi karakteri, Trilye’nin dengeli aroması ve Memecik’in güçlü, baharatımsı yapısını bir araya getiren Hiromi Nakamura, bu karışımın hem soğuk başlangıçlarda hem de Asya lezzetlerinde kullanılabilecek bir tat sunduğunu belirtti. Şef Hiromi Nakamura, “Türk zeytinyağı olağanüstü bir çeşitliliğe sahip. Bu toprakların karakterini Japon mutfak kültürüyle buluşturmak benim için büyük bir heyecan. Bir Japon tadım uzmanı olarak zeytinyağında en dikkat ettiğim kriterler; aroma ve ağızda nasıl bir tat bıraktığıdır. Bu yıl hazırladığımız Chefs Blend karışımında yeşil, taze kokuların yer almasını istedim. Mevcut olan baza biraz daha yeşil ve taze kokulu zeytinyağları ekleyerek, bu yılki karışımı hazırladım. Chefs Blend’i hazırlarken onun yüksek polifenol değerine sahip olmasına da çok dikkat ettim” dedi.
'JAPON MUTAFINDA ZEYTİNYAĞI KULLANIMI ÇEŞİTLENDİ'
Japon şef, Japon mutfağında geleneksel olarak susam yağı kullanılsa da zeytinyağının sağlık açısından sunduğu faydalar ve hafif aroması nedeniyle Japon mutfağına daha uyumlu olduğunu söyleyerek, "Son yıllarda Japon mutfağında zeytinyağı kullanımı oldukça çeşitlendi. Geleneksel tariflere eklenerek yeni tatlar keşfediliyor. Örneğin, sashimi ve deniz ürünlerinde, soya sosunun yerine hafif bir zeytinyağı gezdirerek daha rafine bir tat elde ediliyor" diye konuştu.
Nakamura, Türk zeytinyağlarını beğendiğini belirterek, "Türkiye dünyadaki en büyük zeytin üreticilerinden biri ve çok değerli yerel zeytin çeşitlerine sahip. Trilye, Memecik, Ayvalık gibi çeşitler benzersiz aromalar sunuyor. Japon ve Türk mutfağı arasında bir gastronomik köprü kurulabilir. Zeytinyağı, iki mutfağı da birleştiren bir unsur. Japon mutfağı saflık ve sadeliğe önem verirken, Türk mutfağı derin aromalarıyla öne çıkıyor. Bu iki yaklaşım birleştiğinde benzersiz tatlar ortaya çıkabilir. Önümüzdeki yıllarda bu iki mutfak arasında daha fazla iş birliği olacağını düşünüyorum. Zeytinyağı, global mutfaklarda daha fazla yankı uyandırıyor" dedi.
Türk zeytinyağı firması sahibi Bahar Alan, Türkiye ile diğer ülke zeytinyağlarının yarışır hale geldiğini söyleyerek, "Bugün Japonya’da da Türk zeytinyağını satıyoruz. Onların istediği kriterler farklı olabiliyor. Amerika’nın da farklı olabiliyor. Herkesin istediği uygun kriterlerdeki zeytinyağlarını en lezzetli şekilde onlara ulaştırmaya çalışıyoruz. Farklı ülkelerden şefler ve zeytinyağı tadımcıları yarışmalar vasıtasıyla Türkiye’ye geliyorlar. Türk zeytinyağları ile tanışıyorlar. Bir yarışmada tadım uzmanı Hiromi Nakamura, Türkiye’ye gelmişti. Yarışmada bizim zeytinyağlarımızı tatmış ve beğenmiş; sonrasında bizimle temasa geçmek istedi. Zeytinyağlarımızın içinden özellikle Japon tat profiline uygun olanları seçti. Her yıl hazırladığımız Chefs Blend’i hazırlamak için de bir araya geldik. Hiromi, her yıl farklı zeytinyağlarımızın içerisinden farklı oranlarda karıştırarak kendi karışımını yapıyor. Bu karışımın içinde meyvemsi, acılık, yakıcılık oranlarına uygun bir denge yakalıyor. Hazırlanan bu karışım daha sonra müşterilerimizle buluşuyor” dedi.
'ANADOLU'NUN ZEYTİN MİRASINI KORUMAYI AMAÇLIYORUZ'
Bahar Alan, Türkiye’de 200’den fazla zeytin çeşidinin olduğunu söyledi. Yaklaşık 98 çeşidinin üretildiğini ve ticari olarak kullanıldığını belirten Alan, bu zeytin çeşitlerini korumanın çok kıymetli olduğunu ifade etti. Çeşitliliğin her zaman daha korunaklı ve daha az riskli bir tarım yapabilme imkanı sunduğunu belirten Alan, "Biz biyoçeşitliliği korumak için şöyle bir yol izliyoruz. Belli zeytin çeşitleri haricinde her yıl az olan ya da tükenmeye yüz tutmuş olan zeytin çeşitlerinin zeytinyağlarını üretiyoruz. Bunları hem şefler için yeni bir tat katmanı olarak kullanabilecekleri bir unsur olarak üretiyoruz. Çeşitlerin kaybolmasındansa korunmaya alınmasını sağlamaya çalışıyoruz ve bu şekilde strateji sürdürüyoruz. Doğayla mücadele etmek yerine doğanın dengesini, şu ana kadar getirdiği kadim bilgeliği koruyarak işlemek istiyoruz. Ayrıca her yıl farklı yerel çeşitleri gün yüzüne çıkararak, Anadolu’nun değerli zeytin mirasını korumayı ve geleceğe taşımayı amaçlıyoruz" diye konuştu.





