Haber / Murat Ervin

İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen, Rusya-Ukrayna savaşının enerjide dışa bağımlı Türkiye gibi ülkeleri olumsuz etkileyeceğini belirtti. Rusya'nın enerji konusunda elinin rahat olduğunu ve savaşı istediği kadar uzatabileceğini açıklayan Küçüközmen, “Enerji fiyatları da savaş nedeniyle artacaktır. Enerji fiyatlarındaki bu değişiklikler, enerjide dışa bağımlı olan ülkeleri ve enerji verimliliği düşük ülkeleri olumsuz etkileyecek” dedi. Japonya'nın da enerji de dışa bağımlı olmasına karşın enerjiyi akılcı kullanıp katma değerli ürüne dönüştürdüğünü kaydeden Küçüközmen, ülkemiz için ise 2T ve 1E olarak isimlendirdiği 3 temel sektör; tarım, turizm ve enerjinin ekonomimiz açısından domino etkisi yaratabileceğini aktardı. 

EN ÖNEMLİ SORUN: TARIM

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin görevinden ayrılmasına atıfta bulunan Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen, yöneticilerin değişiminden ziyade stratejik değişikliklerin daha önemli olduğunu sözlerine ekledi. Prof. Dr. Küçüközmen, “Orman, tarım alanı ve zeytinlikler kalmadıktan sonra yöneticilerin değişmesi bir anlam ifade etmez. Tarım ne yazık ki, kısa vadede ülkemizin başına sorun açabilecek en önemli ve büyük sektör” ifadelerini kullandı. 

'CAN DERDİNDE'

İkinci 'T' olarak nitelediği turizmde de sorunların olduğunu kaydeden Küçüközmen şunları söyledi: “Turizmciler, 'Rusya ve Ukrayna'dan rezervasyon iptalleri gelmedi' deseler de bile savaştaki insan can derdinde olacağından rezervasyonunu iptal etmek aklına gelmez. Son olarak 1E dediğim 'Enerji' sektörü ise Türkiye'yi çok zorlayacak. Çünkü konutlarda ısınma ve elektrikten tutun da fabrikalarda üretime, çiftçinin mahsulünü yetiştirmesine kadar her aşamada doğalgaz, elektrik ve petrole ihtiyacımız var.”

HANGİSİ DAHA ÖNEMLİ?

Türkiye'nin tüm ihtimalleri göz önüne alıp 'kırılganlık' analizi yapması gerektiğini de anlatan Küçüközmen, “Hangi sektörlerin ne derece hassas olacağı belirlenip gerekli önlemler alınmalıydı. Bugün 'doğalgazı depolayacak alan yok' denileceğine keşke Çanakkale Boğazı üzerine yapılan köprüden vazgeçip bu depolar yapılsaydı. Söz konusu köprü mü daha önemli yoksa bu enerjiyle yapılacak tarım, sanayi üretimi mi?” diye sordu. 

'TARLASINI SÜRMÜYOR'

Akaryakıta gelen zamların çiftçilerin traktörlerini kullanmaması anlamına geldiğini söyleyen, “Çiftçi zaten sattığından para kazanmadığı için tarlasını da sürmeyecek. Çiftçi artık isyanda ve kendi boğazını doyurmak için çırpınıyor. Sadece çiftçi değil, mahalle arasında KOBİ denilen lokanta, restoran, kafe, pastane, berber gibi günlük kazançla yaşamaya çalışan esnaflar da kepenk indiriyor. Açıkçası Türkiye yavaş yavaş 2T1E kaynaklı ve domino etkisi yaratacak bir soruna ilerliyor” dedi. 

IŞIĞA MUM, ISINMAYA SOBA

Ekonomide vergi oranı ile hazinenin vergi geliri arasındaki ilişkiyi gösteren bir grafik olan Laffer eğrisine göre vergiyi artırdıkça devletin gelirinin artığına dikkat çeken Küçüközmen, “Ama bu gelir belli bir noktadan sonra düşmeye başlar. Çünkü yüksek vergi ödeyen kesimler 'devlete çalışıyorum kendim kazanmıyorum' deyip o işi bırakır ve vergi gelirleri düşmeye başlar. İnsanların gelirlerinde de kayda değer bir artış olmadığı taktirde vergi vermemek için enerji kullanımı en aza inecek. Vatandaş aydınlatma için mum, ısınmak için de soba ve battaniye kullanacak” diye konuştu.