Türk sinemasının "Taçsız Kral"ı Ayhan Işık'ın 16 Haziran 1979'daki ani vefatı, aradan geçen onca yıla rağmen gizemini koruyor. Resmi kayıtlara beyin kanaması olarak geçen ölümün ardında güneş çarpması mı yoksa yanlış bir tedavi mi olduğu hala tartışılırken, asıl adı Ayhan Işıyan olan usta oyuncunun etnik kökeni de bir başka merak konusu. Selanik göçmeni bir aileden geldiği bilinse de, "Ermeni miydi?" sorusu, özellikle Nubar Terziyan ile yaşanan bir ilan polemiği sonrası sinema tarihinde bir şehir efsanesine dönüşmüştür.
Ölüm nedeni: Güneş çarpması mı, yanlış iğne mi?
Türk sinemasının unutulmaz jönü Ayhan Işık, 16 Haziran 1979'da, 50 yaşındayken hayata veda etti. Ölümüne dair kamuoyunda en yaygın olarak bilinen hikaye, güneş çarpması sonucu beyin kanaması geçirdiği yönündedir. Ancak, olayların detayı ve yakın çevresinin anlattıkları, bu bilginin tam olarak doğru olmadığını ortaya koyuyor.
Olaylar, 13 Haziran 1979 sabahı Işık'ın Selimpaşa Kıyıkent'teki yazlık evinde şiddetli baş ağrısı ve kusma şikayetleriyle başlamıştır. Popüler inanışın aksine rahatsızlandığı yer Bebek'teki evi değil, yazlığıdır. Fenalaşmasının ardından kliniğe kaldırılan Işık'a, yüksek tansiyonun tetiklediği anevrizma yırtılması (anevrizma rüptürü) sonucu beyin kanaması teşhisi konulmuştur. Dört günlük yaşam mücadelesinin ardından vefat etmiştir.
Ancak sinema yazarı ve tarihçi Agah Özgüç'ün, Işık'ın yakın dostu Sadri Alışık'a dayandırdığı iddia, ölümün seyrini değiştiren bir detayı gündeme taşır. Alışık'ın anlatımına göre, Işık gece rahatsızlanınca çağırılan bir eczacı, mide bulantısını gidermek için bir iğne yapar. Fakat bu iğnenin, Işık'ın tansiyonunu tehlikeli seviyede yükselttiği ve beyin kanamasını tetiklediği öne sürülür. Sadri Alışık, "Ayhan, öyle bilinçsizce güneşin altında yatıp komaya girecek adam değildi" diyerek güneş çarpması iddialarını yalanlamıştır. Dönemin doktoru Prof. Dr. Erdoğan Özdamar da ölüm nedeninin yüksek tansiyon krizi sonucu beyinde oluşan ödem olduğunu açıklamıştır.
Kimlik tartışmaları: Ermeni mi, Selanik göçmeni mi?
Ayhan Işık'ın etnik kökeni, sinema kariyeri boyunca ve ölümünden sonra sıkça gündeme gelen bir konu olmuştur. Oyuncunun asıl ve kimlikteki adı Ayhan Işıyan'dır. Bu soyadı, Ermeni soyadlarında sıkça rastlanan "-yan" ekini içermesi nedeniyle, Işık'ın Ermeni kökenli olduğu yönünde spekülasyonlara yol açmıştır.
Ancak resmi kayıtlar ve biyografik bilgiler, Ayhan Işık'ın Selanik göçmeni bir ailenin altıncı çocuğu olarak 5 Mayıs 1929'da İzmir, Karataş'ta dünyaya geldiğini göstermektedir. Ailesi Balkan kökenlidir ve Işık'ın Rum olduğuna dair bir bilgi bulunmamaktadır; ancak doğduğu evin tarihi bir Rum evi olduğu belirtilmektedir.
"Ermeni mi?" tartışmalarını alevlendiren en önemli olaylardan biri, Işık'ın vefatının ardından yaşanmıştır. Yeşilçam'ın Ermeni kimliğini saklamayan sevilen oyuncusu Nubar Terziyan, Işık için gazetelere "Oğlum Ayhan... Amcan Nubar Terziyan" ifadelerini içeren bir taziye ilanı vermiştir. Bu ilanın ardından Işık'ın ailesi, "Görülen lüzum üzerine" diyerek Ayhan Işık'ın Nubar Terziyan ile hiçbir akrabalık bağı olmadığını belirten bir düzeltme ilanı yayınlamıştır. Bu durum, ailenin Işık'ın Ermeni sanılmasından endişe duyduğu ve bu bağlantıyı reddettiği şeklinde yorumlanmış ve söylentileri daha da güçlendirmiştir. Hatta sinemaya girerken "Işıyan" olan soyadının, yanlış anlaşılacağı endişesiyle "Işık" olarak değiştirildiği de bilinmektedir.
Sonuç olarak, mevcut güvenilir kaynaklar Ayhan Işık'ın Ermeni ya da Rum değil, Selanik göçmeni bir aileden geldiğini belirtmektedir. Ancak "Işıyan" soyadı ve Nubar Terziyan ile yaşanan ilan olayı, kimliği üzerindeki tartışmaların sürmesine neden olmuştur.