MUSTAFA OĞUZ/İzmir’in söveli, cumbalı ve taş işlemeli evleri, tarihten günümüze birer miras olarak eski İzmir semtlerinde yaşam mücadelesi veriyor. Şehrin merkezindeki değerli arsaları nedeniyle büyük çoğunluğu çok katlı binalara dönüştürülen tarihi İzmir evlerinden kalanlar ise virane, yıkık halleriyle sokaklarda korku abidesine dönüşmüş durumda.
En çarpıcı örnek Basmane
Tarihi İzmir’in evlerinin halen ayakta kaldığı ender yerler arasındaki Basmane semti, “yok oluş”tan da nasibini alan bölgelerin başında geliyor.
Basmane, 19. yüzyılın başlarında Anadolu’nun Avrupa’ya açılan kapısı İzmir Limanı’nın, halen “en büyük açık hava alış veriş merkezi” olarak tanımlanan ve zengin ürün çeşitliliğiyle gözde olan Kemeraltı Çarşısı’nın, 1876 yılında faaliyet geçen Basmane Garı’nın, 1936'dan itibaren de İzmir Enternasyonal Fuarı’nın hareketliliğiyle İzmir’in en gözde semtleri arasında yer aldı, köklü ailelerinin evlerinin bulunduğu bölge oldu. Günümüzde o tarihe ışık tutan çok sayıda yapının yerinde katlı binalar yükseliyor. Sokak aralarında kalan mimari değere sahip evlerin birçoğu da kundaklama nedeniyle çıkan yangınlarda kül olmuş ve ya virane ya da korsan otoparklara dönüşmüş halde. Kurtarılmayı, sahip çıkılmayı bekleyen yapı sayısı da her geçen gün azalıyor.
Torunlara ne göstereceğiz
Bu yıkmadan en fazla acı çekenlerin başında İzmir sevdalıları geliyor. Böyle giderse torunlara kentin geçmişi ile ilgili gösterecek bir şey kalmayacağını belirten tarihe duyarlı İzmirliler, karşılaştıkları manzaranın iç acıttığını söylüyor.
“Bu bina yıkılabilir. Yanından geçmeyin, tehlikelidir” tabelaları asmanın kentin değerlerini korumadığını ifade eden İzmirliler, “Çıkarılan yangınlarda, hırsızların talanlarında kalan binaları da kaybediyoruz. Yerel yönetimler ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın el ele verip bu yok oluşu durdurması lazım. Kentin bu değerlerine mutlaka sahip çıkılmalı, restorasyonları için kaynak oluşturulmalı” diyerek tepki ve beklentilerini dile getiriyor.