Yaş almanın sadece biyolojik bir süreç değil, aynı zamanda sosyal ve entelektüel bir yolculuk olduğu bilinciyle hareket eden İzmir Büyükşehir Belediyesi, 3. Yaş Üniversitesi projesiyle kentin kıdemli sakinlerine kapılarını açmaya devam ediyor. Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı koordinesinde yürütülen projede, sadece sınıf içi dersler değil, hayatın tam içinden uygulamalar da dikkat çekiyor.
Meslek Fabrikası’nda gerçekleştirilen derslerde, akademik eğitimin ciddiyeti ile sosyal yaşamın renkliliği birleşiyor. Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği seçmeli derslerin başında ise “Mutfak Atölyesi” geliyor. Burada amaç sadece yemek yapmak değil; diyabet, tansiyon gibi yaşa bağlı kronik rahatsızlıklarla mücadele ederken damak tadından ödün vermemenin yollarını keşfetmek.
Diyetisyen eşliğinde sağlıklı tarifler
Mutfak Atölyesi’nin kaptan köşkünde, Sağlık Eğitimleri Şube Müdürlüğü’nde görevli uzman diyetisyen Emre Turhan yer alıyor. Turhan, derslerin içeriğini belirlerken Türkiye’de görülme sıklığı giderek artan diyabet gerçeğini göz önünde bulundurduklarını belirtiyor. Ülkemizde yaklaşık 9,5 milyon diyabet hastası olduğuna dikkat çeken Turhan, kan şekerini dengeleyen ama aynı zamanda lezzetli olan tariflere odaklandıklarını ifade ediyor.
Geçtiğimiz haftalarda “çıtır kabak” ile mutfağa ısınan öğrenciler, bu hafta çay saatlerinin vazgeçilmezi olmaya aday “grissini” yapımını öğrendi. Uzman diyetisyen, “Sağlıklı yaş alma sürecinde beslenme kilit rol oynuyor. Burada öğrettiğimiz tarifler hem ekonomik hem de evde kolayca uygulanabilir nitelikte. Öğrencilerimiz bu sayede kronik hastalık risklerini yönetirken mutfakta üretmenin keyfini yaşıyor” değerlendirmesinde bulundu.
"Bu yaşıma kadar mutfağa girmemiştim"
Atölyenin en heyecanlı isimlerinden biri olan 61 yaşındaki Hasan Hüseyin Koçer, yaşadığı değişimi samimiyetle anlattı. Hayatı boyunca mutfağa girmekten çekindiğini, hatta yumurta kırmayı bile burada öğrendiğini belirten Koçer, “Bugüne kadar her şey önümüze hazır geldi. Ancak burada öğrendiklerimle artık evde de mutfağa giriyorum. Geçen hafta öğrendiğim kabak yemeğini çocuklarıma yaptım, bayıldılar. Artık kendi kendimize yetebilecek hale geliyoruz” sözleriyle projenin özgüvenlerine katkısını vurguladı.
Benzer bir heyecanı paylaşan 76 yaşındaki Nüsret Ökten ise mutfakla ilişkisinin sadece çay demlemekten ibaret olduğunu ancak atölye sayesinde yeni bir yetenek kazandığını dile getirdi. Ökten, “Bu yaşta harika şeyler öğreniyoruz. Yaptığımız sağlıklı atıştırmalıkları çayla keyifle tüketeceğiz. Öğrendiklerimi evde denemek için sabırsızlanıyorum” dedi.
Doğal, ekonomik ve lezzetli
Derslerin sadece teknik bilgi değil, sosyalleşme imkanı da sunduğunu belirten 65 yaşındaki Suat Cansevdi, ortamın enerjisinden oldukça memnun. Mutfakta olmayı zaten sevdiğini belirten Cansevdi, “Burada bilgilerimi pekiştiriyorum. Hem arkadaş çevremiz çok iyi hem de tamamen doğal malzemelerle çalışıyoruz. Bize bu imkânı sunan belediyemize teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Grissini yapımının inceliklerini anlatan 68 yaşındaki Sevim Gültekin ise sürecin keyfini şu sözlerle özetledi: “Daha önce hiç denememiştim. Hamuru yoğurduk, dinlendirdik ve fırına verdik. Hocamız çok güzel anlatıyor, seçmeli dersler sayesinde günlerimi dolu dolu geçiriyorum.”
