İzmir'deki kamuoyunun yakından takip ettiği belediye ihaleleri soruşturmasında önemli bir hukuki gelişme yaşandı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve 16 Temmuz 2025 tarihinde mahkemeye sunulan iddianame, İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından incelenerek kabul edildi.
Mahkeme, iddianamenin kabulüyle birlikte hazırladığı tensip zaptında, soruşturma kapsamında tutuklu bulunan 30 şüphelinin tamamının tahliye edilmesine hükmetti. 22 Temmuz 2025 tarihli kararla serbest bırakılanlar arasında, soruşturmanın önemli isimleri olarak bilinen İZBETON A.Ş.'nin eski Genel Müdürü Heval Savaş Kaya, Buca Belediye Başkan Yardımcısı Engin Güzel ve Bayraklı Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Mert Hanifi Yılmaz da yer aldı. Bu karar uyarınca, tutuklu bulunan 30 şüphelinin yargılamalarına tutuksuz olarak devam edilecek.
Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan tahliyelere anında itiraz
İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği toplu tahliye kararının ardından, soruşturmayı yürüten İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan karşı bir hamle geldi. Başsavcılık, mahkemenin kararını öğrendikten hemen sonra, aynı gün içinde harekete geçti.
22 Temmuz 2025 tarihinde resmi bir duyuru yapan Başsavcılık, serbest bırakılan 30 sanığın tamamı için verilen tahliye kararlarına itiraz edildiğini bildirdi. Bu itiraz, Başsavcılığın, şüphelilerin tutukluluk hallerinin devam etmesi gerektiği yönündeki görüşünü koruduğunu ve mahkemenin tahliye kararını hukuki olarak yerinde bulmadığını gösteriyor. Savcılığın, itiraz dilekçesinde, şüphelilerin delil karartma ve tanıklar üzerinde baskı kurma gibi risklerinin devam ettiği yönündeki argümanları yinelediği tahmin ediliyor.
Soruşturmanın odağındaki ihaleler ve suçlamalar
Savcılığın yürüttüğü soruşturma, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 2023 ve 2024 yıllarında düzenlediği iki büyük hizmet alım ihalesine odaklanıyor. Bu ihaleler, "İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Görevleri Kapsamında İş Makinesi ve Araç Kiralanması" ve "Kent Temizliği Şube Müdürlüğü Görevleri Kapsamında İş Makinesi ve Araç Kiralanması" başlıklarını taşıyor.
Başsavcılık tarafından hazırlanan iddianamede, toplam 86 şüpheli hakkında "edimin ifasına fesat karıştırmak" suçu işlendiği iddia ediliyor. Bu suçlama, kamu ihalelerinde, sözleşme şartlarının hileli yöntemlerle tam olarak yerine getirilmemesi, ancak yerine getirilmiş gibi gösterilerek kamu zararına yol açılması ve haksız kazanç elde edilmesi anlamına geliyor. Soruşturma dosyasında, şüphelilerin, kiralanan araçların sayısı, özellikleri veya çalışma süreleri gibi konularda usulsüzlük yaparak kamuyu zarara uğrattıkları öne sürülüyor. Başsavcılık, bu gerekçelerle aralarında üst düzey bürokratların da bulunduğu 30 kişinin tutuklu yargılanmasını istemişti.
Hukuki süreç nasıl işleyecek? Gözler üst mahkemede
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yaptığı itiraz ile birlikte, davada yeni bir hukuki aşamaya geçildi. Ceza Muhakemesi Kanunu'na (CMK) göre, Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararlara yapılan itirazlar, bir üst mahkeme olan Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi tarafından değerlendiriliyor.
Bu çerçevede, Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, dosyayı ve tarafların gerekçelerini inceleyerek bir karar verecek. Heyetin önünde iki temel seçenek bulunuyor:
-
İtirazın Reddi: Ağır Ceza Mahkemesi, Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği tahliye kararını hukuka uygun bulursa, Başsavcılığın itirazını reddedecek. Bu durumda, 30 sanığın tutuksuz yargılanma süreci devam edecek.
-
İtirazın Kabulü: Ağır Ceza Mahkemesi, Başsavcılığın itirazını haklı bulur ve sanıkların tutuklu kalması gerektiği yönünde bir kanaate varırsa, tahliye kararını kaldıracak. Bu durumda, serbest bırakılan 30 sanık hakkında yeniden yakalama kararı çıkarılacak ve sanıklar tekrar cezaevine gönderilecek.
Üst mahkemenin önümüzdeki günlerde vereceği karar, sadece 30 sanığın tutukluluk durumunu değil, aynı zamanda kamuoyunun yakından takip ettiği bu önemli davanın gelecekteki seyrini de belirleyecek.
