İzmir’de ‘su’ sorunu büyüyor: Umut, Ekim yağmurlarına kaldı

İzmir’in barajlarının geçen yıla oranla doluluk seviyelerinin çok daha aşağıda olması İzmir’de ‘su krizine sebep olur mu?’ sorularını akıllara getirdi. Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi İklim Bilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar, Ekim ayında yağmur beklediklerini ama yağmazsa ciddi sorunlar yaşanabileceğini dile getirdi.

Mert Alpdündar 15.09.2023 - 07:10

MERT YASİN ALPDÜNDAR-İzmir’in barajlarındaki doluluk oranı geçen seneyi aratmaya devam etti. Tahtalı Barajı’nda geçen sene bu zamanlarda doluluk oranı yüzde 47,73 iken bu sene yüzde 33,01 oldu. Balçova Barajı’nın doluluk oranı Eylül 2022’de yüzde 28’lerde iken Eylül 2023’te yüzde 18’lere kadar düştü. İzmir’deki en iyi durumda olan baraj ise Güzelhisar Barajı oldu. Güzelhisar Barajı’nın doluluk oranı 2022 Eylül’de yüzde 68’lerde iken şu anda yüzde 62,55 olduğu görüldü. Barajlardaki oranlara bakıldığı zaman İzmir’deki su sorununun giderek derinleştiği görüldü. Konu hakkında dokuzeylul.com’a konuşan Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi İklim Bilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar, İzmir’de Ekim ayında yağış beklediklerini, yağmur yağmaması durumunda ciddi sıkıntıların yaşayabileceğini dile getirdi. Asıl su sorununun 15 yıl sonrasında daha yoğun bir şekilde hissedileceğini vurgulayan Yaşar, Türkiye’de ve İzmir’de su politikalarının acil olarak oluşturulması gerektiğini, tarımdaki vahşi sulamadan acil olarak vazgeçilmesi gerektiğinin altını çizdi.

‘NORMALDE YÜZDE 20 DOLDURAN YAĞIŞLAR BU SENE YÜZDE 2 DOLDURDU’

Bu sene kuraklığın ciddi olarak hissedildiğini söyleyen Doğan Yaşar, “İzmir’de normalde Kasım, Aralık ve ocak ayındaki yağışlar barajların yüzde 20 doldururdu. Bu sene ise bu aylarda sadece yüzde 2 doldurdu. Mayıs, haziran ayında yağan yağışlarda fayda etmedi. Tahtalı Barajı’nın şu anda doluluk oranı yüzde 33. Ekim ayında yağışlar bekliyoruz. Eğer bu yağışlarda gelmezse su konusunda ciddi sorunlarla karşılaşacağız” diye vurguladı.

‘KUYU SULARI SON ÇARE OLMALI’

Su krizini derinleştirecek asıl noktanın kullanılan yeraltı suları olduğunu sözlerine ekleyen Yaşar, “Biz Manisa’nın adeta altını boşalttık. Her gün İzmir ve Manisa, o bölgeden yaklaşık 500 bin metreküp su çekiyor. Bölgede önceki dönemlerde 40 metre derinden su çıkarılabiliyordu. Şimdi ise 400 metre derine inmek gerekiyor. Konya Ovası’nda olduğu gibi oradaki bölgelerde de obruklar oluşmaya başladı. Bizim yeraltı sularını en son çare olarak kullanmamız gerekiyor. Önce barajlardaki sular bitirip ardından kuyulara yönelmemiz gerekiyor. Çünkü zaman geçtikçe o su daha derine inecek ve siz su çıkarmak için ciddi bir enerji harcamak zorunda kalacaksınız. Bu enerji maliyetleri belediyelerin bütçesinin 4’te 1’i olacak. Ayrıca giderek daha ağır metaller çekmeye başlarız” diye konuştu.

‘CİDDİ BİR SU POLİTİKASI OLUŞTURULMALI’

Asıl tehlikenin 15 yıl sonra başlayacağını sözlerine ekleyen Yaşar, “Biz bu sene hissettiğimiz kuraklığı çok daha yoğun bir şekilde ileriki yıllarda yaşayacağız. Bir an önce önlem alınmak zorunda. Türkiye’de suların yüzde 80’i tarım alanında kullanılıyor. Bu konuda Tarım Bakanlığı acil olarak adımlar atmalı. Gerekirse fazla su isteyen tarım ürünlerini terk ederek daha az su isteyen ürünlere geçilmeli. Ciddi bir su politikası oluşturulmalı. Yeraltı barajları yapılmalı. Bunlar yapılmazsa eğer bu nüfus artışına su dayanmaz” dedi.