Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün detayları AA tarafından derlenen 2025 Haziran Ayı Alansal Yağış Raporu, Türkiye genelinde ve özellikle Ege Bölgesi'nde yaşanan kuraklıkın boyutlarını net bir şekilde ortaya koyuyor. Raporda yer alan veriler, özellikle İzmir ve çevre illerde yaşanan yağış azalmasının dramatik seviyeye ulaştığını gösteriyor.

Karikatür krizi büyüyor: LeMan’ın yazı işleri müdürü tutuklandı!
Karikatür krizi büyüyor: LeMan’ın yazı işleri müdürü tutuklandı!
İçeriği Görüntüle

1991-2020 dönemleri arasındaki uzun yıllar ortalamasına göre haziran ayında metrekareye 33,6 kilogram olarak hesaplanan yağış miktarı, bu yıl metrekareye sadece 12,5 kilogram olarak gerçekleşti. Bu rakam, normalin oldukça altında bir seviyeyi işaret ediyor. Geçen yıl aynı dönemde metrekareye 11,9 kilogram yağış kaydedildiği düşünüldüğünde, bu yılki rakamların geçen yıla göre yüzde 5 artış göstermesine rağmen, uzun yıllar ortalamasından hala çok uzak olduğu görülüyor.

İzmir, Manisa ve Aydın illerinde yaşanan yağış azalması, bölge için ciddi endişelere neden oluyor. Bu üç ilde yağışlar normallerine göre yüzde 80'den fazla azalırken, yağışlı gün sayısı da dramatik bir şekilde düşerek sadece 1 güne kadar geriledi. Bu durum, bölgenin su kaynaklarında yaşanan stress'in boyutlarını gözler önüne seriyor.

Marmara'da rekor kıran kuraklık: 65 yılın en düşük seviyesi

Kuraklık problemi sadece Ege Bölgesi ile sınırlı kalmıyor. Marmara Bölgesi, son 65 yılın en düşük haziran ayı yağış oranlarına sahip olarak tarihe geçti. Bu bölgede yağış miktarındaki düşüş yüzde 94 gibi inanılmaz bir orana ulaşarak, normalin en fazla altında seyreden bölge konumuna geldi. Bu rakam, iklim değişikliğinin Türkiye'deki etkilerinin ne denli ciddi boyutlara ulaştığının en somut göstergelerinden biri olarak değerlendiriliyor.

Yurt genelinde haziran ayında yağışlar, uzun yıllar ortalamasının yüzde 63 altında kaydedildi. Bu genel tablo, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde farklı yoğunlukta da olsa kuraklık sorunuyla karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Karadeniz Bölgesi'nde yağışlı gün sayıları 10-15 gün olarak hesaplanırken, Marmara ve Kuzey Ege bölgelerinde bu sayı sadece 1 güne düştü.

İklim değişikliğinin yerel etkileri: Ege'de yaşam nasıl değişiyor?

İzmir ve çevresinde yaşanan yağış azalması, sadece bir istatistik olmaktan öte, günlük yaşamı doğrudan etkileyen ciddi sonuçlar doğuruyor. Bölgenin ekonomik yapısının temelini oluşturan tarım sektörü, bu kuraklıktan en çok etkilenen alanların başında geliyor. Özellikle zeytincilik, üzüm yetiştiriciliği ve sebze üretimi gibi İzmir'in geleneksel tarım dallarında ciddi verim kayıpları yaşanması bekleniyor.

Su kaynaklarında yaşanan azalma, şehrin içme suyu temini konusunda da endişeleri artırıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU), mevcut rezervlerin dikkatli kullanılması gerektiği konusunda vatandaşları uyarırken, su tasarrufu kampanyalarının yoğunlaştırılması planlanıyor.

Turizm sektörü açısından da durum hiç iç açıcı değil. İzmir ve çevresindeki tatil beldelerinde yaşanan kuraklık, özellikle yeşil alanların korunması ve turist çekimi açısından olumsuz etkilere yol açabilir. Çeşme, Alaçatı, Foça gibi önemli turizm merkezlerinde su sıkıntısı yaşanması durumunda, sezon boyunca ciddi problemlerle karşılaşılması kaçınılmaz görünüyor.

Çiftçiler alarm veriyor: Tarımda felaket senaryosu kapıda

İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü'nden yapılan açıklamalara göre, bölgedeki çiftçiler son 20 yılın en zor sezonunu yaşıyor. Yağış azalması nedeniyle özellikle zeytin, üzüm ve narenciye üreticileri ciddi endişeler taşıyor. Sulama sistemleri yetersiz olan küçük ölçekli tarım işletmeleri, mevcut durumda ürün kaybı yaşama riski altında bulunuyor.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanlığı'ndan alınan bilgilere göre, kuraklıkın devam etmesi halinde bölgenin ihracat potansiyelinde de ciddi düşüşler yaşanabilir. Özellikle AB ülkelerine yapılan tarım ürünleri ihracatında aksamalar bekleniyor.

Hayvancılık sektörü de bu durumdan olumsuz etkileniyor. Yem bitkilerinin yeterince büyüyememesi, çayır ve meraların kurumaya başlaması nedeniyle besicilik maliyetleri artıyor. Bu durum, et ve süt fiyatlarına da yansıyarak tüketiciyi etkilemeye başladı.

Uzmanlardan kritik uyarılar: Acil önlem şart

Ege Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri, yaşanan kuraklıkın sadece mevsimsel bir dalgalanma olmadığının altını çiziyor. İklim uzmanları, küresel ısınmanın etkisiyle bu tür ekstrem hava olaylarının sıklığının artacağını ve Türkiye'nin özellikle Akdeniz iklim kuşağında yer alan bölgelerinin daha sık kuraklık dönemleriyle karşılaşacağını belirtiyor.

Su kaynakları uzmanları, mevcut durumun acil önlemler alınmasını gerektirdiğini vurguluyor. Yeraltı su seviyelerinin düşmesi, mevcut su kaynaklarının verimli kullanılamaması ve yağmur suyu hasadı sistemlerinin yaygınlaştırılmaması gibi konuların bir an önce ele alınması gerektiği belirtiliyor.

Belediyeler harekete geçiyor: Su tasarrufu kampanyaları başlıyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi, yaşanan kuraklıka karşı kapsamlı önlemler almaya başladı. Şehrin su kaynaklarının daha etkin kullanılması için yeni projeler hayata geçiriliyor. Özellikle geri dönüştürülmüş suyun park ve bahçe sulamalarında kullanılması, yağmur suyu toplama sistemlerinin artırılması ve vatandaşlara yönelik su tasarrufu eğitimleri planlanıyor.

İlçe belediyeleri de kendi bölgelerinde benzer çalışmalar başlattı. Özellikle Manisa ve Aydın illerinde yerel yönetimler, tarım alanlarında damla sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması için çiftçilere destek vermeye hazırlanıyor.

Yerel yönetimlerin aldığı kararlar arasında, kamusal alanlarda su kullanımının kısıtlanması, yeşil alanların bakımında daha az su tüketen bitki türlerinin tercih edilmesi ve halkın su tasarrufu konusunda bilinçlendirilmesi için kampanyalar düzenlenmesi yer alıyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ