İzmir'in köklü kamu hastanelerinden Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, kalp ve damar cerrahisi alanında sadece İzmir'e değil, tüm Türkiye'ye umut veren büyük bir başarıya imza attı. Hastanenin Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği, halk arasında "kapalı kalp ameliyatı" olarak bilinen ve hastalar için çok daha konforlu bir iyileşme süreci sunan minimal invazif kalp cerrahisi yönteminde 100. başarılı operasyonunu tamamladı. Ancak bu başarıyı daha da anlamlı kılan, kliniğin bu alanda bir adım daha ileri giderek, kapalı koroner bypass ameliyatını Avrupa'daki en son teknoloji ürünü olan MİECC (Minimal İnvazif Vücut Dışı Dolaşım) sistemiyle birleştiren Türkiye'deki ilk merkez olmasıydı.
7 yıllık tecrübe, türkiye'de bir ilk ile taçlandı
Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği'nin minimal invazif cerrahi yolculuğu, 2018 yılında basit bir aort kapağı değişimiyle başladı. Aradan geçen yedi yıllık süreçte klinik, tecrübesini ve yetkinliğini artırarak kapalı mitral kapak değişimi, çoklu kapak ameliyatları, asendan aort (ana atardamar) onarımları, kalpteki deliklerin kapatılması ve kalp kapak enfeksiyonu gibi son derece karmaşık ve zorlu operasyonları da bu kapalı yöntemle başarıyla gerçekleştirmeye başladı. Bu başarılı serinin son halkası ise, bir yıl önce başlanan kapalı koroner arter bypass ameliyatları oldu. Prof. Dr. Burçin Abud ve Doç. Dr. Kemal Karaarslan liderliğindeki ekip, bu alandaki 100. vakalarında, en ileri teknoloji olan MİECC sistemini kullanarak bir ilke imza attı. Yapılan detaylı araştırmalar, Tepecik Hastanesi'nin bu iki ileri teknolojiyi bir arada kullanan Türkiye'deki ilk ve tek kamu hastanesi olduğunu ortaya koydu.
MİECC sistemi nedir, ne fark yaratıyor?
Peki, bu başarıyı getiren MİECC sistemi, standart açık kalp ameliyatlarından ne gibi farklar sunuyor? Uzmanların verdiği bilgiye göre, bu sistemin en büyük avantajı, normalde açık kalp ameliyatlarında zorunlu olan yüksek düzeydeki kan sulandırma gereksinimini ortadan kaldırması. Kalp-akciğer pompası olarak da bilinen vücut dışı dolaşım sisteminin çok daha küçültülmüş ve geliştirilmiş bir versiyonu olan MİECC, hastanın kanının vücut dışında çok daha az bir yüzeyle temas etmesini sağlıyor. Bu durum, hastanın kanı ve kan bileşenleri üzerindeki travmayı önemli ölçüde azaltıyor. Sonuç olarak, açık kalp ameliyatları sonrası en korkulan komplikasyonlardan biri olan ve akciğer, karaciğer, böbrek gibi hayati organlarda hasara yol açabilen SIRS (Sistemik İnflamatuar Yanıt Sendromu) riski minimuma iniyor. Bu sayede hastaların ameliyat sonrası iyileşme süreçleri çok daha hızlı ve konforlu ilerliyor, yoğun bakımda kalış süreleri kısalıyor ve normal hayata dönüşleri hızlanıyor.
Başhekim'den 'insan odaklı hizmet' vurgusu
İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Savaş Yakan, elde edilen bu büyük başarının, bir kamu hastanesinin misyonunu ve vizyonunu en güzel şekilde yansıttığını belirtti. "İzmir'deki bir kamu hastanesi olarak, 100. minimal invazif kalp ameliyatımızı en ileri teknoloji olan MİECC ile gerçekleştirmek gurur verici," diyen Prof. Dr. Yakan, "Bu başarı, ekibimizin tecrübesinin ve teknolojiye yaptığımız yatırımın bir sonucudur. Hedefimiz, daima hastalarımıza daha güvenli, daha az travmatik ve daha kısa iyileşme süreli, yani insan odaklı bir sağlık hizmeti sunmaktır. Bu alanda öncü olmaya ve yeni başarılara imza atmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Bu başarı, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ni kalp cerrahisi alanında Türkiye'nin en önemli referans merkezlerinden biri haline getirirken, ileri teknolojinin kamu hastanelerinde de ne kadar etkin kullanılabileceğinin en güzel örneklerinden birini oluşturdu.