Türkiye’nin kanayan yaralarından biri olan ve doğrudan insan hayatını hedef alan sahte ürün üreticilerine karşı güvenlik güçlerinin mücadelesi aralıksız sürüyor. Özellikle internet üzerinden veya el altından piyasaya sürülen, içeriği belirsiz takviye edici gıdalar ve cinsel içerikli ilaçlar, vatandaşın sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor. Bu tehdidi ortadan kaldırmak amacıyla harekete geçen İzmir Emniyet Müdürlüğü, aylar süren titiz bir çalışmanın ardından düğmeye bastı. Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin yürüttüğü istihbarat çalışmaları, İzmir merkezli kurulan bir suç ağının İstanbul ve Bursa’ya kadar uzandığını ortaya çıkardı.
Teknik takiple zehir ağı çözüldü
Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde yürütülen soruşturma kapsamında, şüphelilerin her adımı polis tarafından izlendi. Teknik ve fiziki takip yöntemleriyle şebekenin çalışma sistemi, üretim yerleri ve dağıtım kanalları tek tek tespit edildi. Elde edilen delillerin ardından operasyon için en doğru zaman beklendi. Şafak vaktiyle birlikte harekete geçen ekipler, İzmir’in Karşıyaka ve Çiğli ilçeleri başta olmak üzere, İstanbul ve Bursa’da belirlenen adreslere eş zamanlı baskınlar düzenledi.
Operasyonun kapsamı, şebekenin büyüklüğünü de gözler önüne serdi. Baskın yapılan adresler arasında şüphelilerin evleri, lüks araçları ve dikkat çekmemek için kamufle edilmiş iş yerleri bulunuyordu. Ancak polisin asıl hedefi, bu zehirli ürünlerin imal edildiği, hijyen koşullarından tamamen uzak olan "merdiven altı" depolardı. Kapıları koçbaşlarıyla kırılarak girilen bu imalathanelerde karşılaşılan manzara, halk sağlığının nasıl bir tehlike altında olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Depolardan servet değerinde kaçak ürün çıktı
Polis ekiplerinin yaptığı aramalarda ele geçirilen malzemelerin dökümü, kurulan tezgahın boyutunu ortaya koydu. Piyasa değeri yaklaşık 15 milyon TL olduğu belirtilen tonlarca sahte ve kaçak ürün, emniyet güçleri tarafından tek tek kayıt altına alındı. Aramalarda, özellikle kalp krizi riskini tetikleyebilen ve doktor kontrolü dışında kullanımı ölümcül olabilen maddeler dikkat çekti.
Depolarda tam 10 kilogram sildenafil ve tadalafil tozu bulundu. Uzmanlar, bu miktardaki hammaddenin yaklaşık 100 bin adet sahte hap üretimine yetecek kapasitede olduğunu belirtiyor. Şebekenin bu tozları, derme çatma makinelerle prese sokarak ilaç haline getirdiği ve şık ambalajlarla piyasaya sürmeye hazırlandığı anlaşıldı. Ayrıca 85 bin 781 adet kullanıma hazır kaçak/sahte ilaç ve içecek de kolilenmiş halde bulundu.
Üretim bandını bile kurmuşlar
Zehir tacirlerinin sadece hammadde teminiyle yetinmediği, adeta küçük bir fabrika gibi çalıştıkları da operasyonla belgelendi. Baskın yapılan adreslerde, profesyonel ilaç firmalarında bulunması gereken ancak yasa dışı yollarla temin edilen veya modifiye edilen üretim makineleri ele geçirildi. Polis, 21 ayrı dolum, press ve ısıtıcı makinesine el koydu.
Bu makinelerin yanı sıra, sahte ürünleri orijinal gibi göstermek için kullanılan 59 bin 890 adet ambalaj ve etiket de ele geçirilenler arasındaydı. Şebekenin, bilinen markaların ambalajlarını taklit ederek veya kendi uydurdukları markalarla vatandaşları kandırmayı hedeflediği görüldü. Ayrıca üretimde kullanılmak üzere bekletilen 19 litre sıvı ham madde de imha edilmek üzere muhafaza altına alındı.
Yargıdan zehir tacirlerine geçit yok
Operasyon kapsamında gözaltına alınan 9 şüpheli, emniyetteki sorgularının ardından adliyeye sevk edildi. Şüphelilerin, insan sağlığını tehlikeye düşürecek şekilde ilaç yapma veya satma suçlamasıyla hakim karşısına çıktığı öğrenildi. Mahkeme heyeti, delillerin kuvvetli olması ve suçun mahiyeti gereği şüphelilere karşı sert bir tutum sergiledi.
Adliyeye sevk edilen zanlılardan 7’si tutuklanarak cezaevine gönderilirken, 2 şüpheli hakkında adli kontrol kararı verildi. Emniyet yetkilileri, halk sağlığını tehdit eden bu tür yapılanmalara karşı operasyonların kararlılıkla devam edeceğini vurgularken, vatandaşları da internet üzerinden veya güvenilir olmayan noktalardan ilaç ve gıda takviyesi almamaları konusunda uyardı.
