İzmir’in ana içme suyu kaynağı olan Tahtalı Barajı, 5 Aralık 2025 tarihli verilere göre yalnızca yüzde 1 aktif doluluk seviyesinde görünüyor. Barajdaki kullanılabilir su hacmi 2 milyon 862 bin metreküp iken, geçen yıl aynı tarihte bu rakam 31 milyon 453 bin metreküptü. Bu da bir yılda yaklaşık 28,5 milyon metreküplük dramatik bir azalma anlamına geliyor.​

İntihar etmek için çalmış!
İntihar etmek için çalmış!
İçeriği Görüntüle

2024 Aralık ayındaki aktif doluluk oranı yüzde 10,96 iken, 2025’te bu değerin yüzde 1’e kadar gerilemesi, kuraklıkla birlikte tüketim ve yönetim baskısını da gündeme taşıyor. Tahtalı’nın maksimum işletme koşullarında 287 milyon 50 bin metreküp kullanılabilir göl hacmine sahip olduğu dikkate alındığında, İzmir’in en büyük barajının adeta “ölü hacim sınırında” çalıştığı ortaya çıkıyor.​

Balçova ve Gördes resmî kayıtlarda sıfır

Veri tablosunda en çarpıcı başlıklardan biri de Balçova Barajı. 2025 güncellemesinde Balçova’nın toplam su hacmi sadece 211 bin metreküp olarak görünürken, kullanılabilir su hacmi hanesinde “0” yazıyor; aktif doluluk oranı ise yüzde 0. Oysa bir önceki yıl Balçova’da 916 bin metreküp kullanılabilir su ve yüzde 12,99’luk doluluk söz konusuydu.​

Uzun süredir zemin sorunları ve su tutmaması nedeniyle eleştirilen Gördes Barajı’nda da tablo değişmedi. 2025 verilerinde toplam su hacmi 15,5 milyon metreküp görünse de, kullanılabilir su hacmi sıfır; aktif doluluk oranı yüzde 0 olarak kaydedilmiş durumda. Geçen yıl aynı tarihte 7 milyon 423 bin metreküp su kullanımda ve doluluk yüzde 0,99 idi. Bu rakamlar, Gördes’in ancak minimum göl hacmi seviyesinde, faktik olarak devre dışı kaldığını gösteriyor.​

Güzelhisar biraz nefes, Ürkmez’de sınırlı düşüş

Kentin sanayi ve yerleşim alanları için önemli kaynaklarından Güzelhisar Barajı, diğerlerine kıyasla nispeten daha iyi bir tablo sunsa da, orada da belirgin bir düşüş var. 2025 itibarıyla aktif doluluk oranı yüzde 46,42 seviyesinde. Kullanılabilir su hacmi 66 milyon 561 bin metreküp olarak görünürken, geçen yıl bu rakam 92 milyon 56 bin metreküptü; yani bir yıllık fark yaklaşık 25,5 milyon metreküpe ulaşıyor.​

Çeşme ve çevresindeki yerleşimler için kritik olan Ürkmez Barajı’nda ise aktif doluluk yüzde 4,15. Kullanılabilir 342 bin metreküp su varken, 2024 verilerinde bu miktar 579 bin metreküp ve doluluk oranı yüzde 7,02 düzeyindeydi. Düşüş diğer barajlar kadar keskin olmasa da, rezervin sınırlı olması nedeniyle Ürkmez’in de kırılgan bir çizgide seyrettiği anlaşılıyor.​

Alaçatı Kutlu Aktaş dip seviyelerine indi

Turizm bölgelerine su sağlayan Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı için açıklanan 2025 verileri de alarm verici. Toplam su hacmi 646 bin metreküpe düşerken, kullanılabilir su hacmi sadece 146 bin metreküp olarak kayıtlara geçmiş durumda. Aktif doluluk oranı yüzde 0,91’e gerilemiş; oysa bir önceki yıl 1 milyon 380 bin metreküp kullanılabilir suyla yüzde 8,63’lük doluluk söz konusuydu.​

Barajın maksimum durumda 16 milyon metreküp kullanılabilir göl su hacmine ulaşabildiği dikkate alındığında, bugün elde kalan rezervin potansiyelin yüzde 1’inin bile altına düştüğü görülüyor. Bu durum, yaz aylarında özellikle turizm bölgelerinde kesinti riskini gündeme getirebilir.​

Bir yılda milyonlarca metreküplük erime

Tablo, 2024–2025 karşılaştırması yapıldığında İzmir baraj sisteminin genelinde ciddi bir gerilemeye işaret ediyor. Güzelhisar’da yaklaşık 25,5 milyon metreküp, Tahtalı’da 28,5 milyon metreküp, Alaçatı Kutlu Aktaş’ta 1,2 milyon metreküp civarında kullanılabilir su kaybı yaşanmış durumda. Balçova ve Gördes’te ise kullanılabilir hacmin tamamen “sıfırlandığı” resmi kayıtlara geçmiş.​

Öte yandan, barajların maksimum göl hacmi ve “kullanılabilir göl su hacmi” verileri, İzmir’in kurak yıllarda ne kadar geniş bir depolama kapasitesinden mahrum kaldığını da ortaya koyuyor. Maksimumda 306 milyon 650 bin metreküplük hacme ulaşabilen Tahtalı, bugün bunun binde birkaçına denk gelen bir seviyede. Gördes için maksimum kullanılabilir hacim 434 milyon 780 bin metreküp iken, fiiliyatta sistemi besleyen su yok.​

Su yönetimi ve tasarruf tartışmaları büyüyecek

Son veriler, İzmir’in önümüzdeki dönemde su yönetimi, tasarruf politikaları ve alternatif kaynaklar (yeraltı suyu, arıtılmış atıksu, yeni baraj ya da isale hatları) konusunda daha sert tartışmalar yaşayacağını gösteriyor. Barajların minimum ve maksimum işletme seviyeleri ile bugün gelinen nokta yan yana konduğunda, özellikle 2026 yazına kadar düşecek yağış miktarı ve uygulanacak kısıtlama politikaları, kentin su geleceğini belirleyecek ana faktörler olarak öne çıkıyor.​

Kaynak: HABER MERKEZİ