İsrail’in İran’ı vuracağını aylar önce Şubat ayında takipçilerimle paylaşmıştım.
Hatta tam olarak şöyle demiştim “İsrail, Amerika Birleşik Devletleri’nden istediği desteği alırsa Mayıs ayı içerisinde alamazsa da en geç Haziran ayı sonuna kadar bu saldırıyı gerçekleştirecek” demiştim.

Whatsapp Image 2025 06 13 At 17.22.19

Peki Nostradamus ya da Vanga gibi bir kahin olmadığıma göre neye dayanarak böyle güçlü bir iddiada bulunmuştum.
Amerika Birleşik Devletleri’nin saygın gazeteleri Wall Street Journal ve Washington Post Şubat ayı başlarında, İsrail’in İran’ın nükleer programına karşı 3-4 ay içerisinde önleyici saldırı düzenleyeceğini duyurmuşlardı.

Amerikan merkezi haber alma teşkilatı CIA’ya dayandırılan haberlerde İran’ın Natanz ve Fordow nükleer tesislerinin hedef alınacağı belirtiliyor ancak bu saldırının gerçekleşmesi için Washington yönetiminin desteğinin gerekli olduğu vurgulanıyordu.

İsrail’in bu saldırıyı gerçekleştirmesi için Amerikan yönetiminden iki önemli talebi vardı.
Birincisi İsrail savaş uçakları için havada yakıt ikmaliydi.
Ürdün, Irak ve Suudi Arabistan’ın hava sahasını kullanacak olan İsrail savaş uçaklarının yaklaşık 4-5 bin kilometre uçabilmesi gerekiyordu.

Tel Aviv’in Washington’dan ikinci önemli talebi ise nitelikli istihbarattı.

Bütün dünyayı santim-santim uydu ve dronları ile takip eden Amerika Birleşik Devletleri’nden hedef alınacak İranlı askeri yetkililerin ve bilim insanlarının telefon görüşmeleri ve kaldıkları yerlerin koordinatları isteniyordu.
Donald Trump, Ocak ayında başkanlık görevine başlar başlamaz İsrail için kesenin ağzını sonuna kadar açtı.
Biden yönetimince Gazze’de kullanıldığı gerekçesiyle satışı durdurulan yaklaşık 1 tonluk MK-84 bombalarının İsrail’e teslimatına izin verdi.

Trump, ayrıca İsrail’e Şubat, Mart ve Mayıs aylarında toplam 22 milyar dolarlık silah ve mühimmat yardımı yaptı.

TRUMP KAOS İSTEMİYOR

Ancak Trump, İsrail’in İran’a yapmayı planladığı saldırıya karşı çıkıyordu.
Trump bölgede kaos ya da çatışma istemiyor İran ile nükleer müzakerelere devam ederek zaman kazanmaya çalışıyordu.

Zira Kuveyt, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne Mayıs ayı içerisinde yaptığı 4 günlük ziyarette toplam 3 trilyon 200 milyar dolarlık yatırım ve ticaret anlaşması yapan Trump için öncelik ülkesinin ekonomik çıkarlarıydı.
Amerikan yönetimi, bölgeden diplomatlarını ve vatandaşlarını çekerek İran’ı saldırı öncesinde uyarmaya ve nükleer anlaşmayı kabul etmeye zorladı.

İran’ın nükleer silaha sahip olmasının an meselesi olduğunu düşünen İsrail ise bu kez Amerika’nın desteği olmadan tek başına hareket etti ve saldırıya geçti.

İsrail, “Yükselen Aslan Operasyonu” adını verdiği saldırıyla İran’ın sadece askeri hedeflerini vurmayı hedeflemiyor.
Tel Aviv, Pehlevi hanedanı döneminde İran bayrağında yer alan Aslan sembolüne göndermede bulunarak İran’daki rejimi de değiştirmeyi planlıyor.