Sinead O’Connor, 8 Aralık 1966’da İrlanda’nın Dublin şehrinde doğdu. Zorlu bir çocukluk geçiren O’Connor, müziğe olan tutkusuyla kendini ifade etmeye başladı. 1987’de çıkardığı ilk albümü “The Lion and the Cobra” ile eleştirmenlerin beğenisini kazandı. 1990 yılında ise Prince’in yazdığı “Nothing Compares 2 U” şarkısını yorumlayarak, dünya çapında bir fenomen haline geldi. Bu şarkı, ona bir Grammy adaylığı getirdi ancak O’Connor, ödülü reddetti.
O’Connor, müzik kariyeri boyunca, sadece sesi ve şarkılarıyla değil, aynı zamanda açık sözlü ve cesur kişiliğiyle de tanındı. 1992’de, bir televizyon programında, Katolik Kilisesi’nin çocuk istismarı skandalını protesto etmek için Papa II. Jean Paul’un resmini yırttı. Bu eylem, büyük bir tepki çekti ve O’Connor’ın kariyerine zarar verdi. O’Connor, daha sonra bu olaydan pişman olduğunu söyledi.
O’Connor, 10 stüdyo albümü çıkardı ve farklı müzik türlerinde eserler verdi. İrlanda halk müziğinden reggae’ye, cazdan rock’a kadar geniş bir yelpazede şarkılar söyledi. O’Connor, aynı zamanda, insan hakları, savaş karşıtlığı, kadın hakları gibi konularda aktivist bir rol üstlendi. Birçok yardım konserine katıldı ve çeşitli kampanyalara destek verdi.
Dini değiştirip yeni bir isim aldı
O’Connor, 2018 yılında, hayatında önemli bir değişiklik yaptığını duyurdu. Twitter hesabından paylaştığı mesajlarda, Katolikliği bırakıp Müslüman olduğunu açıkladı. O’Connor, “Müslüman olduğum için gurur duyuyorum. Bu, her akıllı ilahiyatçının doğal olarak varacağı bir sonuç. Tüm kutsal yazıtlar bizi İslam’a götürüyor. İslam tüm diğer kutsal kitapları gereksiz kılıyor.” dedi. O’Connor, Müslüman olduktan sonra, yeni bir isim alacağını ve bundan böyle “Şüheda Davitt” adını kullanacağını belirtti. O’Connor, ayrıca, ezanı kendi üslubuyla seslendirdiği bir video da paylaştı.
O’Connor, Müslümanlığı seçmesinin ardından, İslam’a saygı duyan ve onu destekleyen birçok kişiden mesajlar aldığını söyledi. O’Connor, “Müslüman olduğum için çok mutluyum. Bu, hayatımda yaptığım en iyi şey. İslam, benim için bir kurtuluş oldu.” dedi. O’Connor, Müslümanlığın, kendisine huzur ve sevgi verdiğini de ifade etti.
Oğlunun ölümünden sonra hayata tutunamadı
O’Connor, 2020 yılında, hayatının en büyük acılarından birini yaşadı. Dört çocuğundan en küçüğü olan 17 yaşındaki oğlu Shane, intihar nöbeti geçirdikten sonra hastaneden kaçtı ve hayatına son verdi. O’Connor, oğlunun ölümüyle yıkıldı ve sosyal medyada duygusal mesajlar paylaştı. O’Connor, “Oğlum Shane, intihar etti. Onu çok seviyorum. Onun için dua edin. Onun için ağlayın. Onun için şarkı söyleyin.” dedi.
O’Connor, oğlunun ölümünden sonra, kendini daha az yalnız hissetmek için İrlanda’dan Londra’ya taşındı. Ancak, bu yer değişikliği, onun yüreğindeki derin acıyı dindirmedi. O’Connor, 2021 yılında, müzik kariyeri ve yaşamını anlattığı bir otobiyografi yayınladı. O’Connor, bu kitapta, “Herkes popstar olmak ister ama ben protest şarkıcıyım. Sadece göğsümde çıkarmak istediğim şeyler taşıyorum. Şöhret arzum yok.” dedi.
O’Connor, 2021 yılının sonlarında, yeni bir albüm çıkarmayı ve bir dünya turnesi yapmayı planladığını duyurdu. Ancak, bu planlarını gerçekleştiremeden, 2022 yılının Temmuz ayında, Londra’daki evinde ölü bulundu. O’Connor’ın ölümü, müzik dünyasını ve hayranlarını yasa boğdu. O’Connor’ın ailesi, ölüm nedeni hakkında bilgi vermedi. Southwark Adli Tıp Kurumu, yaptığı inceleme sonucunda, O’Connor’ın ölümünün doğal nedenlerden kaynaklandığını açıkladı. O’Connor’ın ölümüyle ilgili resmi soruşturma da bu şekilde tamamlandı.
Sinead O’Connor, müzik tarihindeki en etkileyici ve etkili seslerden biri olarak anılacak. O’Connor, sesiyle, şarkılarıyla, kişiliğiyle ve cesaretiyle, milyonlarca insanın hayatına dokundu. O’Connor, hayatının son günlerinde, hayranlarına Twitter’dan video mesajlarla seslenmişti. O’Connor, “Sizi çok seviyorum. Hepinize teşekkür ederim. Bana çok şey verdiniz. Ben de size çok şey verdim. Hepinize mutluluklar dilerim.” demişti.
