Holokost nedir? Nazi Almanyası’nın Yahudilere yönelik soykırımının tarihi, etkileri ve sonuçları haberimizde... 

Holokost nedir? Nazi Almanyası’nın Yahudilere yönelik soykırımının tarihi

Holokost, 20. yüzyılın en karanlık dönemlerinden biri olarak tarihe geçen, Nazi Almanyası’nın Yahudilere yönelik sistematik, devlet destekli zulüm ve katliamıdır. Holokost, Yunanca “ateşte kurban etme” anlamına gelen bir sözcüktür. Bu terim, Yahudilikte tamamen yakılan bir tür adak olan İbranice “olah” kavramının Yunanca çevirisidir.

Holokost nedir? Holokost katliamı ne zaman oldu?

Nazi Almanyası’nın Yahudilere karşı politikaları, Adolf Hitler’in 1933 yılında iktidara gelmesiyle başladı. Hitler, antisemitik görüşleriyle bilinen bir politikacıydı. Ona göre, Yahudiler Alman ırkının en büyük düşmanı ve tehdidiydi. Bu nedenle, Yahudileri Alman toplumundan dışlamak, haklarını ellerinden almak ve göçe zorlamak için birçok yasa çıkarıldı. En meşhuru 1935 yılındaki Nürnberg Yasaları olan bu yasalar, Yahudilerin Alman vatandaşlığından çıkarılmasını, evlenme ve ilişki yasaklarını, meslek ve eğitim kısıtlamalarını içeriyordu. Ayrıca, Yahudilerin giyim, konut, seyahat, iş, vergi, sağlık ve sosyal hakları da kısıtlandı. Yahudiler, ayrımcı ve aşağılayıcı işaretler taşımak, özel kimlik kartları kullanmak ve sadece belirli saatlerde alışveriş yapmak gibi kurallara uymak zorunda bırakıldı.

Nazi Almanyası’nın Yahudilere karşı politikaları, 1938 yılında Kristal Gece olarak bilinen olayla daha da şiddetlendi. Bu olayda, Nazi yanlısı gruplar, Almanya ve Avusturya’daki Yahudi iş yerlerini, evlerini, okullarını, hastanelerini ve sinagoglarını yağmaladı, ateşe verdi ve tahrip etti. Yaklaşık 100 Yahudi öldürüldü, binlercesi yaralandı ve 30 bin kadarı toplama kamplarına gönderildi. Bu olay, Yahudilerin Alman topraklarından tamamen kovulmasının başlangıcı oldu.

İkinci Dünya Savaşı ve Holokost

İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte, Nazi rejimi “Yahudi sorununa nihai bir çözüm” bulma fırsatı yakaladı. Bu da, Avrupa’daki tüm Yahudilerin öldürülmesi anlamına geliyordu. Bu amaçla, Nazi Almanyası’nın işgal ettiği veya etkilediği ülkelerdeki Yahudiler, gettolara, toplama kamplarına ve ölüm kamplarına gönderildi. Bu kamplarda, Yahudiler ya köle gibi çalıştırıldı, ya tıbbi deneylere tabi tutuldu, ya da gaz odalarında, kurşuna dizilerek veya açlık ve hastalıktan öldürüldü.

Holokost’un en bilinen örneklerinden biri, Polonya’daki Auschwitz-Birkenau ölüm kampıdır. Burada, 1942-1944 yılları arasında yaklaşık 1,1 milyon Yahudi hayatını kaybetti. Bu kamp, Nazi rejiminin en büyük ve en ölümcül gaz odalarına sahipti. Yahudiler, trenlerle bu kampa getiriliyor, sağlık ve yaş durumlarına göre seçiliyor, çoğu doğrudan gaz odalarına gönderiliyor, bazıları ise çalıştırılıyordu. Bu kampın yanı sıra, Treblinka, Sobibor, Belzec, Chelmno ve Majdanek gibi diğer ölüm kamplarında da milyonlarca Yahudi öldürüldü.

Holokost’un diğer kurbanları arasında, Romanlar, engelliler, Slavlar, Sovyet savaş esirleri, eşcinseller, siyasi muhalifler ve Yehova’nın Şahitleri gibi gruplar da vardı. Nazi rejimi, bu grupları da “istenmeyen” veya “aşağı” olarak görüyordu. Bu gruplara da benzer şekilde zulüm ve katliam uygulandı.

Holokost’un sonu ve sonrası

Holokost’un sonu, İkinci Dünya Savaşı’nın sonuyla paralel olarak geldi. 1944-1945 yılları arasında, Müttefik güçler, Nazi işgali altındaki bölgeleri kurtarmaya başladı. Bu sırada, Nazi rejimi, Holokost’un kanıtlarını yok etmek için kampları boşaltmaya, kurbanları öldürmeye veya başka yerlere göndermeye çalıştı. Bu da, ölüm yürüyüşleri olarak bilinen zorlu ve ölümcül seyahatleri beraberinde getirdi. Ancak, Müttefik güçler, kampları ele geçirdikçe, Holokost’un gerçek boyutunu ve dehşetini gördüler. Kamplarda hayatta kalan binlerce Yahudi ve diğer kurbanlar, kurtarıldı. Ancak, bu kurbanların çoğu, sağlık, beslenme ve psikolojik sorunlarla boğuşuyordu. Ayrıca, birçok kurbanın aileleri, evleri, işleri ve toplulukları da yok olmuştu.

Holokost’un tanıkları, kurbanları ve kurtulanları, yaşadıkları dehşeti anlatmak ve unutturmayacak birer belge bırakmak için çeşitli kitaplar, filmler, müzeler ve anıtlar oluşturdular. Holokost, bugün hala antisemitizm, ırkçılık, ayrımcılık ve soykırım gibi konularda farkındalık yaratmak ve insan haklarını savunmak için bir referans noktası olarak kullanılmaktadır.

Holokost’un etkileri ve sonuçları

Holokost, Yahudi halkı ve dünya tarihi üzerinde derin izler bıraktı. Holokost’tan kurtulan yaklaşık 250 bin Yahudi, İsrail, ABD, Kanada, Avustralya ve diğer ülkelere göç etti. Bu göçler, Yahudi kültürünün ve kimliğinin yayılmasına ve zenginleşmesine katkıda bulundu. Aynı zamanda, Yahudi halkının kendi devletini kurma arzusunu güçlendirdi. 1948 yılında, Birleşmiş Milletler’in desteğiyle, İsrail Devleti kuruldu.

Holokost, aynı zamanda insan hakları ve uluslararası hukuk alanlarında önemli gelişmelere yol açtı. 1945 yılında, Birleşmiş Milletler kuruldu ve insan haklarını korumak için birçok sözleşme ve bildiri yayınladı. Bunlardan en önemlisi, 1948 yılında kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’dir. Ayrıca, 1948 yılında, soykırım suçunu tanımlayan ve cezalandıran Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi imzalandı. Bu sözleşme, soykırımı “ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubun tümünü veya bir kısmını yok etmek amacıyla işlenen eylemler” olarak tanımlamaktadır.

Holokost, aynı zamanda tarih, edebiyat, sanat, felsefe, psikoloji, sosyoloji, teoloji ve diğer alanlarda birçok araştırma, eser ve tartışmaya ilham verdi. Holokost’un nedenleri, nasıl gerçekleştiği, nasıl önlenip engellenebileceği, kurbanların ve kurtulanların yaşadıkları travma ve başa çıkma yolları, Holokost’un anlamı ve dersleri gibi konular, akademik ve popüler kültürde geniş bir yer buldu.

Holokost, insanlık tarihinin en büyük suçlarından biri olarak kabul edilir. Bu soykırımın sorumluları, 1945-1946 yılları arasında Nürnberg Mahkemeleri’nde yargılandı ve çoğu idam edildi veya hapse atıldı. Holokost’un tanıkları, kurbanları ve kurtulanları, yaşadıkları dehşeti anlatmak ve unutturmayacak birer belge bırakmak için çeşitli kitaplar, filmler, müzeler ve anıtlar oluşturdular. Holokost, bugün hala antisemitizm, ırkçılık, ayrımcılık ve soykırım gibi konularda farkındalık yaratmak ve insan haklarını savunmak için bir referans noktası olarak kullanılmaktadır.

Kaynak: HABER MERKEZİ