Türk ekonomisinin omurgasını oluşturan, yarattığı istihdam ve katma değerle yıllardır ülkenin en büyük gurur kaynaklarından biri olan hazır giyim sektörü, son dönemde benzeri görülmemiş bir türbülansın içine sürüklendi. Uzun yıllar boyunca otomotiv ve kimya ile birlikte ihracatın zirvesinde yer alan, hatta zaman zaman ikincilik koltuğuna oturan tekstil sektörü, 2025 yılının ikinci çeyreği itibarıyla ihracatçı sektörler sıralamasında adeta serbest düşüşe geçti. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından açıklanan veriler, sektördeki kan kaybının ne denli ciddi olduğunu gözler önüne seriyor. Bu durum, sadece rakamsal bir gerileme değil, aynı zamanda Türkiye'nin küresel pazarlardaki rekabet gücünün ve üretim kabiliyetinin de sorgulandığı kritik bir döneme işaret ediyor.

Sıralamadaki şok düşüş

Hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün ihracat karnesindeki zayıflama, Mayıs 2025'te ilk ciddi sinyalini vermişti. Yıllardır koruduğu üçüncülük pozisyonunu elektrik-elektronik sektörüne kaptırarak dördüncü sıraya gerileyen sektör için asıl şok, Haziran ayında geldi. Açıklanan son verilere göre hazır giyim, Haziran ayında bir basamak daha gerileyerek ihracatçı sektörler arasında beşinci sıraya düştü. Bu, sektörün prestiji ve ekonomik gücü açısından son yıllarda yaşanan en büyük gerileme olarak kayıtlara geçti.

Bakan Bolat’tan enflasyon değerlendirmesi: Hedef yüzde 20
Bakan Bolat’tan enflasyon değerlendirmesi: Hedef yüzde 20
İçeriği Görüntüle

Daha da endişe verici olan ise sektörün Türkiye'nin toplam ihracat sepetinden aldığı paydaki erime oldu. Bir zamanlar toplam ihracatın yüzde 10'unu tek başına sırtlayan sektörün payı, Haziran 2025 itibarıyla yüzde 6,2'ye kadar düşerek tarihinin en düşük seviyesini gördü. Geçmişe bakıldığında bu düşüşün kademeli ama istikrarlı bir şekilde gerçekleştiği görülüyor. 2019'da yüzde 10 olan pay, 2021'de yüzde 9,2'ye, 2023'te yüzde 8,1'e ve 2024'te yüzde 6,9'a gerilemişti. Bu son düşüş, artık tehlike çanlarının çok daha yüksek sesle çaldığını gösteriyor. Yılın ilk yarısında sektörün toplam ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,5'lik bir azalmayla 8 milyar 127 milyon dolara geriledi.

Krizin ardındaki üçlü kıskaç: maliyet, kur ve durgunluk

Peki, Türk tekstil devini bu noktaya getiren neydi? Sektör temsilcileri, krizi üç temel nedene bağlıyor: aşırı yükselen üretim maliyetleri, enflasyon karşısında yetersiz kalan kur artışları ve ana pazar olan Avrupa'daki ekonomik durgunluk.

Artan enerji fiyatları, hammadde maliyetleri ve özellikle asgari ücretteki artışlarla birlikte işçilik giderleri, Türk üreticisinin rekabet gücünü derinden sarstı. Sektör kaynaklarına göre, Türkiye'de birim üretim maliyetleri, en yakın rakipler olan Bangladeş, Vietnam ve Mısır gibi ülkelere kıyasla yüzde 40 ila 50 arasında daha yüksek bir seviyeye ulaştı. Bu durum, "Made in Turkey" etiketli ürünlerin uluslararası pazarlarda fiyat avantajını tamamen kaybetmesine neden oldu.

İkinci büyük darbe ise kur politikasından geldi. Her ne kadar döviz kurlarında bir artış yaşansa da bu artışın yurt içindeki yüksek enflasyonun gerisinde kalması, ihracatçının reel gelirlerini eritti. Türk Lirası bazında maliyetleri artan üretici, ürününü döviz bazında aynı oranda zamlı satamadı. Bu durum, kârlılıkları eritirken, yabancı alıcılar için Türkiye'yi pahalı bir pazar haline getirdi.

Son olarak, Türkiye'nin hazır giyim ihracatının yarısından fazlasını gerçekleştirdiği Avrupa pazarındaki ekonomik yavaşlama da siparişlerin bıçak gibi kesilmesine yol açtı. Enerji krizi ve yüksek enflasyonla boğuşan Avrupalı tüketicinin alım gücünün düşmesi, ilk olarak tekstil gibi temel ihtiyaç dışı harcamalara yansıdı ve Avrupalı büyük markalar Türkiye'ye verdikleri siparişleri ya azalttı ya da tamamen durdurdu.

Mısır faktörü: dost ateşi mi, stratejik kayıp mı?

Sektördeki krizi derinleştiren bir diğer önemli ve ironik gelişme ise "Mısır faktörü" oldu. Son yıllarda artan maliyetlerden ve öngörülemezlikten bunalan çok sayıda büyük Türk hazır giyim firması, üretim tesislerini ve yatırımlarını Mısır'a kaydırmaya başladı. Mısır'ın sunduğu düşük işçilik ve enerji maliyetleri, vergisel teşvikler ve özellikle Avrupa Birliği ile ABD'ye gümrüksüz ihracat imkanı sunan ticaret anlaşmaları, bu ülkeyi Türk markaları için cazip bir üretim üssüne dönüştürdü.

Ancak bu durum, Türkiye ekonomisi için bir "dost ateşi" etkisi yarattı. Türkiye'de üretilip ihraç edilmesi gereken ürünler, artık Türk markaları tarafından Mısır'da üretilip doğrudan Avrupa pazarlarına gönderilmeye başlandı. Bu, sadece Türkiye'nin ihracat rakamlarını düşürmekle kalmadı, aynı zamanda yurt içindeki istihdamı ve katma değeri de zayıflattı. Bu paradoksun en çarpıcı yansıması ise ithalat rakamlarında görüldü. 2024'ün ilk beş ayında Türkiye'nin Mısır'dan yaptığı hazır giyim ithalatı 170 milyon dolara fırladı. Bu rakamla Mısır, daha önce açık ara gerisinde olduğu Bangladeş, Vietnam, Hindistan gibi devleri sollayarak, Türkiye'nin en çok giyim ürünü ithal ettiği ülkeler sıralamasında Çin'in hemen ardından ikinci sıraya yerleşti. Yani Türk firmalarının Mısır'daki yatırımları, bumerang gibi dönüp Türkiye'nin ithalatını patlattı.

İç pazar da ithalatın kıskacında

Hazır giyim sektörünün yaşadığı sorunlar sadece ihracatla sınırlı kalmadı. Yüksek üretim maliyetleri, iç piyasayı da derinden etkiledi. Türkiye'de üretim yapmanın maliyeti o kadar arttı ki, birçok yerli marka için bile yurt dışından, özellikle Uzak Doğu ve Mısır'dan bitmiş ürün ithal etmek, yurt içinde üretmekten daha kârlı hale geldi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri de bu tehlikeli eğilimi doğruluyor. Geçen yılın tamamında 3 milyar 560 milyon dolar olan hazır giyim ithalatı, bu yılın sadece ilk beş ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20,9 gibi rekor bir artışla 1 milyar 503 milyon dolara ulaştı. Bu, yerli üreticinin hem dış pazarda hem de kendi iç pazarında rekabet gücünü kaybettiğini, ülkenin adeta bir ithalat cennetine dönüştüğünü gösteriyor. Sektör temsilcileri, acil ve yapısal önlemler alınmadığı takdirde, Türkiye'nin bir zamanlar dünyaya örnek olan tekstil sektörünün üretim kabiliyetini ve istihdam potansiyelini kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulunuyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ