Fransa, tarihinin en kısa ömürlü hükümetlerinden birine tanıklık ediyor. Başbakan Sébastien Lecornu, 5 Ekim Pazar akşamı yeni kabinesini duyurduktan yalnızca 24 saat sonra istifasını Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a sundu.
Elysee Sarayı’ndan yapılan açıklamaya göre Macron, Lecornu’ya “ülke için bir eylem ve istikrar platformu belirlemek üzere nihai müzakereler” için 48 saat süre verdi. Ancak hükümetin ömrü yalnızca 14 saat sürdü.
Sosyalist Parti milletvekili Boris Vallaud, “27 günde yapamadığını 48 saatte ne yapacak?” diyerek Macron’un yönetim stratejisini alaya aldı.
Macron’un sağ ittifak hamlesi başarısız oldu
Lecornu, Eylül 2025’in ilk haftasında güvenoyu alamayıp istifa eden François Bayrou’nun yerine atanmıştı. Ancak hem sağ hem de merkez çevrelerden gelen yoğun tepkiler, bu atamanın zeminini zayıflattı.
Daha önce Savunma Bakanı olarak görev yapan Lecornu, Macron’a yakın bir teknokrat olarak biliniyordu. Elysee, bu atamayla sağ partilerle ittifakı güçlendirmeyi hedefliyordu.
Ancak yeni kabinenin duyurulmasıyla birlikte bu strateji çöktü. Lecornu, istifa açıklamasında “ülkenin istikrarı için gerekli koşulların oluşmadığını” belirtti. Elysee kaynakları, istifanın Cumhuriyetçilerle kurulan ittifakın dağılmasından kaynaklandığını bildirdi.
Halk hükümetin çöküşünü destekliyor
BFMTV–Elabe anketine göre Fransızların %75’i Lecornu’nun istifasını haklı buluyor. Macron’un kendi seçmenleri arasında bile bu oran %69’a ulaştı.
Ankete göre halkın büyük bölümü erken seçimin “hiçbir şeyi değiştirmeyeceğine” inanıyor. Bu tablo, Fransa’daki temsil krizinin derinliğini bir kez daha ortaya koydu.
Cumhurbaşkanı Macron’un önünde şu anda üç seçenek bulunuyor:
-
Erken seçim kararı almak,
-
Sağ ya da sol ile geçici bir koalisyon kurmak,
-
Ya da anayasal reform sürecine gitmek.
Ancak uzmanlara göre hangi senaryo uygulanırsa uygulansın, Fransa mevcut sistemin sınırlarını çoktan aşmış durumda.
Sol partiler: “Cumhuriyet çarpıtıldı”
İstifanın ardından sol partilerden sert açıklamalar geldi. Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) lideri Jean-Luc Mélenchon, ülkenin “Beşinci Cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir döneme” girdiğini söyledi:
“Cumhurbaşkanı, sonuçlarını üstlenmeye yanaşmadığı erken seçimleri bizzat ilan etti. O andan itibaren Cumhuriyet de demokrasi de çarpıtılmıştır. Halkın iradesi yok sayıldıkça, ülke bir başkanlık monarşisine sürükleniyor.”
