Haber / Didar DEMİRCİ

Kamu emekçilerini ve emeklilerini doğrudan, diğer çalışanları ve emeklileri ise dolaylı olarak ilgilendiren 6’ncı dönem toplu sözleşme sürecine ilişkin Birleşik Kamu İş İzmir İl Başkanı Adem Yıldırım, “Memur-Sen yanar dönerken kamu emekçilerinin haklarını savunamaz” dedi. Memur Sen’e karşı sert eleştirilerine devam eden Yıldırım, toplu sözleşme sürecinin ekonomik kriz koşullarında devam ettiğini vurgulayarak, “Memur-Sen ve Kamu-Sen bu yıl kamu emekçilerinin ekonomik ve özlük haklarına ilişkin birlikte hareket edeceklerini ifade ettiler ancak bir gerçek var ki hiçbir zaman kötü fotokopi aslının yerine geçemez. Bir gerçek daha var ki yıllardır kamu çalışanları üzerinden şahsi istikbali için çalışmışlardır. Bunların ya birbirlerinden haberleri yok ya da iyi kötü polis rollerine büründüler” diye konuştu.

Sendika tarihine kara bir leke

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci hakkında ‘İflas etmiş tüccarın adeta günah çıkarması gibi ortak şekilde açıkladıkları zam oranlarının arkasında ne kadar duracaklarını sendikacılıkları gösterecektir’ diyerek sözlerini sürdüren Yıldırım, “Bu rantçı ve menfaatçi anlayış sendikal mücadele tarihine kara bir leke olarak kalacaktır. AKP iktidarı, her zaman yaptığı gibi kurnazca enflasyon rakamları üzerinde oynayarak, hayali bir yaşamın resmini çizmek istemektedir. Kamu emekçileri adına sözde yetkili konfederasyon Memur-Sen’de çaresizlik içerisinde verilen rakamları Hakem Kuruluna onaylatacaktır. AKP’nin kamu çalışanlarını açlığa ve yoksulluğa mahkûm ettiği sözde toplu sözleşme masasında hükümetin arka bahçesi gibi davranan MEMUR-SEN gibi TÜİK’te bu arka bahçedeki yerini siyasal bir unsur olarak almaktadır. AKP iktidarı, Memur-Sen, Kamu-Sen ve Hakem Kurulu el birliğiyle kamu emekçilerini açlığa ve yoksulluğa sürüklemekte memur emeklilerin ise cebini boşaltmaktadırlar” ifadelerini kullandı.

Söz konusu sendikaların üye korkusu yaşaması gerektiğini dile getirerek sözlerini sürdüren Yıldırım, “AKP’ye yandaş bir konfederasyon ile hükümet temsilcilerinin bir masada bir araya gelerek yaptıkları görüşmeler asla bir toplu sözleşme görüşmesi olamaz. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; toplu sözleşme masasını, satış masası olmaktan çıkarıp, demokratik ve barışçıl yollardan yapacağımız eylemler ve örgütlülüğümüzden gelen gücümüzle bir mücadele masasını kuracağımızı belirtiyoruz” dedi.