Türkiye, ilk kez parti bayraklarının, aday afişlerinin ve seçim müziklerinin kullanılmadığı bir ortamda seçime gidiyor. 31 Mart'ta gerçekleştirilecek yerel seçimlerin bir başka dikkat çeken özelliği de 2000 yılı ve sonrası doğumlu Z kuşağından, yaklaşık 1 milyon 200 bin kişinin ilk kez oy kullanacak olması. Z kuşağının dilinden anlayan ve tercih ettikleri iletişim modellerini çözebilen adayların bir adım öne çıkabileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Özlem Aşman Alikılıç, "Artık politikacıların kuşaklar arasındaki farklılıkları net bir şekilde anlaması ve yönetebilmesi gerekiyor" diye konuştu.

Gençlerin tercihi yüz yüze iletişim

Yüksek Seçim Kurulu(YSK) verilerine göre Türkiye'de yaklaşık 57 milyon 94 bin seçmen bulunuyor. Türkiye'de en yakın seçim olarak gerçekleştirilen Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinde ise 18-29 yaş aralığındaki seçmen sayısı toplam oy kullananların yüzde 24.8'ini oluşturdu. 1980-1999 arası doğumlu Y kuşağı ile 2000 yılı ve sonrası doğumlu Z kuşağına ulaşmak isteyen adaylara önerilerde bulunan Doç. Dr. Özlem Aşman Alikılıç, "İlk kez oy verecek olan Z kuşağı, dünyada sosyal değişimi başlatabilecek aktivist bir kuşak. Hem iyi birer dinleyici hem de sosyaller. Aynı anda pek çok işi takip edebilen girişimci bir kuşak. Hayatlarını on-line yaşıyorlar. Bu nedenle de siyasileri takip ettikleri iletişim kanalları Facebook, Instagram, Youtube oluyor. Y kuşağı ise daha çok metinler üzerinden iletişim kurmayı tercih ediyor. Z'ler anında övgü ve ilgi bekleyen bir nesil. Bu nedenle adaylar, gençlerin kendileriyle iletişim kurma çabalarına anında yanıt vermeli. Sosyal medya üzerinden verilen hızlı yanıtlar seçmeni motive ediyor ve ciddiye alındıklarını hissettiriyor. Onlar için bir selfie çekmek de sorularına anında yanıt verilmesi de ödül olabilir. Z'ler kesinlikle yüz yüze iletişimi tercih ediyorlar. Kısa mesajları ya da promosyonları önemsenmiyor. Y kuşağı teknolojik bir kuşaksa Z kuşağı doğuştan teknolojik bir kuşak diyebiliriz. Aktif gönüllülük Z'lerde fazlasıyla bulunuyor. Y'ler ise daha çok pasif eylemci bir nesil. Z'ler, siyasilere çok şey öğretmeye çalışan, çevre ve dünya ile ilgili farkındalıkları yüksek bireyler. Bu nedenle onlara çevre ile ilgili ne kadar duyarlı olunduğunuzu ispatlamakta fayda var" dedi.

Kimden oy almak istiyorsunuz

Nesiller arasındaki farklılıkların doğru yönetilememesinin ülkedeki en önemli kurumsal sorunlardan biri olduğunu belirten Alikılıç; adayların, oy oranlarını artırabilmek için henüz kararını verememiş ve ilk defa oy kullanacak seçmene yönelik stratejiler geliştirmesi gerektiğini söyledi. Doç. Dr. Alikılıç, "Yöneticiler gibi siyasilerin de farklı nesil yönetimi konusunda bilgi sahibi olmaları şart. Artık kitlelere klasik bir iletişim ve siyaset anlayışı ile yaklaşmak çok yanlış. Öte yandan kendi iletişim kitlesine ulaşamayan bir iletişim tercihi de çok yanlış. Yani bir parti için hazırlanan reklamın sosyal medyada çok beğenilmiş olması o parti liderinin de beğenildiği anlamına gelmez. Kimden oy almak istediğinizi doğru belirleyip ona göre hareket etmek gerekir" diye konuştu.

Cortez başarısını neye borçlu

ABD siyasetinde hızla yükselişe geçmeyi başaran Temsilciler Meclisi'nin en genç üyelerinden Alexandria Ocasio-Cortez'in başarısının altında yatan nedenleri de irdeleyen Alikılıç, "Cortez Y kuşağından bir politikacı. İnsanlara hangi iletişim kanalları üzerinden ve hangi iletişim tonuyla cevap verilmesi gerektiğini çok iyi biliyor. Cortez, seçim sürecinde aslında kendisine oy verenlere değil oy verme potansiyeli olan bir kesime odaklandı. Yeni neslin görmek istediği bir karakter oldu. Sosyal medyada gençlerin anlayacağı bir dilden samimi içerikler sundu. Özellikle Z kuşağı meraklı bir kuşaktır. Bu merakı gidermek için de sosyal medya üzerinden kongre binasının kapılarını da evinin kapılarını da açmaktan çekinmedi. İnsanlarla yüz yüze iletişim kurdu ve yeni neslin çok sık kullandığı Instagramı da çok aktif kullandı. İlerlemeci bir lider özelliği sergiledi" dedi.