İzmir'de yaşayan özel güvenlik görevlisi 34 yaşındaki Karaçelik, 2009 yılında koltuk altları ile kasıklarında ağrılı ve akıntılı apse şikayetiyle doktora başvurdu.

Bu süreçte vücudunun birçok bölgesinde yaralar oluşan ve gittiği sağlık kuruluşlarında rahatsızlığına teşhis konulamayan Hüseyin Karaçelik, hastalığının neden olduğu sorunlardan dolayı önce işinden ayrıldı, ardından eşinden boşandı. 

Ağrılarından dolayı uzun süre dışarıda kalamayan ve geceleri de ancak 1-2 saat uyuyabilen Karaçelik, bir doktorun önerisiyle bağırsak ameliyatı oldu ama daha sonra hastalığının bundan kaynaklanmadığı ortaya çıktı. 

Çare aradığı hastalıkla yaklaşık 6 yıl mücadele eden ve bu dönemde çok zor günler geçiren Hüseyin Karaçelik, 2015 yılında Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli dermatolog Meltem Türkmen'e başvurdu.

Test ve tetkiklerin ardından Karaçelik'in hastalığına "Hidradenit Süpürativa (HS)" teşhisi konuldu ve ardından tedaviye başlandı. 

Hastalığına şifa arayan Hüseyin Karaçelik'in vücudu bu tedaviye cevap verdi. Hastalığın yeniden nüksetmemesi için ilaç tedavilerine devam eden Karaçelik, sağlıklı günlerine dönmüş olmanın mutluluğunu yaşıyor. 

Hüseyin Karaçelik, yaptığı açıklamada, vücudunun çeşitli yerlerinde oluşan akıntılı yaralar ve apseler nedeniyle hayatının mahvolduğunu söyledi. 

6 yıl boyunca hastalığına teşhis konulamadığını anlatan Karaçelik, şöyle konuştu:

"Hastalık nedeniyle işimi ve eşimi kaybettim. Akıntılardan dolayı açık renk elbise giyemiyordum, dışarı çıkamıyordum ve en kötüsü de ağrılardan dolayı geceleri uyuyamıyordum. Aslen Konyalıyım ve bu süreçte memleketime gidemedim. Hastalığın kesin tedavisi yok ama ilaçlarla en azından çektiğim acılar hafifliyor ve ilerlemiyor. Artık daha uzun süre dışarıda kalabiliyorum."

Dermatolog Meltem Türkmen ise 6 yıl boyunca tanı almak için uğraşan hastaya "Hidradenitis Süpürativa" teşhisi koyduklarını dile getirdi. 

Bu hastalığın ter bezlerinin yoğun olduğu kasık, koltuk altları, genital bölgelerde ağrılı ve tekrarlayıcı apselerle karakterize olduğunu vurgulayan Türkmen, "Toplumda görülme sıklığı yüzde 1 civarında. Aslında arka planda kalan ve ilerleyici bir rahatsızlık. Hastalarda depresyona neden olabiliyor. Utanç, koku, akıntı gibi sebepler hastanın sosyal yaşamını bozabiliyor. Uzun süre teşhis konulamadığı için hastamızın da sosyal yaşantısı oldukça kötüydü. Şu anda ilaç tedavisi devam ediyor ve yavaş yavaş eski günlerine dönecek. Geç tanı alınmasının sebebi de farkındalığı çok yüksek olmamasından kaynaklanıyor." diye konuştu. 

Meltem Türkmen, bu hastalığın ilerlemesini azaltabildiklerini de dile getirdi.