Hayvana şiddet, işkence ve katliamlar gün geçtikçe artıyor. Yavru köpeklerin patilerinin kesildiği, yavru kedilerin tecavüze uğradığı Türkiye'de kamuoyu “artık yeter” diyor.

Talep; tüm şiddet eylemlerinin kabahat olmaktan çıkartılıp suç sayılması, bu suçların, caydırıcı nitelikte ve para cezasına çevrilmeyecek şekilde hapis yaptırımına tabi tutulması.

Son yıllarda giderek artan hayvanlara şiddet, işkence vakaları ve katliamlara karşı duyarlı vatandaşların isyanı büyüyor. Son olarak Sapanca'da yavru köpeğin 4 patisi ve kuyruğu kesilmiş halde bulunması, infial yaratmıştı. Yavru köpeğin ölümü milyonların yüreğini dağladı. Yavru köpeğin acısı dinmeden, İstanbul'da tecavüze uğrayan yavru kedi yaşamını yitirdi. Ardı arkası kesilmeyen, vahşet, katliam ve tecavüz olayları kamuoyundaki tepkiyi de artırdı.
Uzun yıllardır gerçek bir hayvan hakları yasası talebini dillendiren ve “Hayvanlara karşı işlenen suçlar TCK kapsamına alınmalıdır” diyen hayvanseverler hafta boyunca yaptıkları eylemlerle seslerini yarın yapılacak olan seçimler öncesinde siyasi partilere ve liderlere duyurmaya çalıştı.
Türkiye'nin dört bir yanında hayvan haklarını savunan sivil toplum kuruluşları ile Türkiye Barolar Birliği'nin çağrısı ile tüm barolar yaptıkları basın açıklamaları ve eylemlerle hem hayvanlara yapılan şiddeti kınadı hem de şiddetin sonlanması için talep ve çözüm önerilerini açıkladılar.
İzmir'de de birçok ilçede eylemler düzenlendi.

barolar-birligi

YASA ÇOK YETERSİZ


İzmir Barosu’nun da Bayraklı Adliyesi Fethi Sekin Anıtı’nın önünde yaptığı basın açıklamasına Ekolojik Denge ve Hayvan Hakları Çalışma Grubu, Karabağlar Kent Konseyi, Hayvan Hakları Federasyonu ve Dokuz Eylül Üniversitesi Hayvan Dostları Topluluğu katıldı. İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Üyesi Gonca Arkoç, Sakarya'daki olayın toplumun her kesimini derinden sarstığını belirterek, “Biz tüm hayvanların haklarının savunucusuyuz ve her yayvan hakkı ihlalinin karşısındayız. Öncelikle Sakarya'daki cinayeti ve sorumlularını nefretle kınıyoruz. Olayın, gösterilen faillerinden ziyade gerçek katilleri bulununcaya dek takipçisi olacağız, bunun için söz veriyoruz. Ağzı süt kokan bu yavruya acımasızca uzanan eller, ilk fırsatta insana da uzanacaktır” dedi. Her canlının yaşam hakkının kutsal olduğunu ve tüm hakların üzerinde olduğunun altını çizen Arkoç, “Bu elim olaya siyasi liderlerin siyaset üstü bir mesele olarak, bir vicdan meselesi olarak yaklaştığını görmekten umutluyuz ancak bu kesinlikle yeterli değildir. Hayvan hakları alanında acilen 'Doğru-yeterli-uygulanabilir' yasal düzenlemelerin yapılması zorunludur. Yavru köpeğin katledilmesiyle yakın geçmişte kamuoyunda tartışılan 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'na ilişkin değişiklik tekrar gündeme gelmiştir fakat bu taslak, mevcut haliyle kabul edilebilir değildir. Hayvan hakları alanında uzmanlardan oluşturulacak yeni bir komisyon tarafından tekrar ele alınmalıdır” diyerek mevcut önerilerini açıkladı.

BİR KHK'YA BAKARDI


HAYTAP İzmir Temsilcisi Esin Önder, “Son günlerde hayvanlara yapılan vahşetler çok arttı. Her gün bana onlarca yardım isteği geliyor. Hepsine uzanmaya çalışsak da bir yere kadar yetişebiliyoruz. Umarım kanunlar yürürlüğe girer. AKP yasayı çıkaracağız dedi fakat biz artık inanmıyoruz, çünkü her vahşette bu yasanın çıkacağı söylense de hiç çıkaramayan bir hükümet var karşımızda. Dilediği zaman 1 günde KHK çıkarabilen hükumet, bu konuda laftan öte hiçbir şey yapmıyor. Bir an önce bu yasanın çıkmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.


tahammülümüz kalmadı


Seferihisar'da da Seferihisar Doğa ve Hayvan Dostları Derneği (SEHAYDER) ve Seferihisar Kent Konseyi öncülüğünde Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan vatandaşlar, hayvan katliamlarını protesto etti. Toplanan grup adına SEHAYDER Başkanı Fevziye Özkan hayvan haklarına yönelik “gerçek” bir yasa çıkartabilmek için yıllardır her kapıyı çaldıklarını ancak sonuç alamadıklarını belirten Özkan; gelinen noktada hayvan katliamlarının arttığına dikkat çekti. Son dönemde kamuoyunda infial yaratan hayvanlara yönelik suçlardan örnekler veren Özkan “Bu vahşetleri yapanlar bilinse de idari para cezası ile kurtulmaktadır. Ama bilmelidir ki bu caniler vicdanlarımızda hiçbir zaman aklanmayacaklardır. Artık toplum olarak bu vahşetlere tahammülümüz kalmadığını seçim arifesinde tüm siyasi parti ve liderlerine bildiriyoruz. 7 milyonu aşkın can yoldaşının doğa ve hayvan hakları savunucusunun yıllardır Hayvanları Koruma Kanunu'nun TCK kapsamına resmi, sivil ayırmadan herkesi kapsayacak şekilde düzenlenip hayvana esarete, şiddete, sürgün-ölüm yasa tasarıları ile sürekli olarak hayvan hakları savunucularını tehdide maruz bırakan siyasi partilere oy vermeyeceğimizi duyururuz” dedi. Ellerinde pankartlarla hayvan katliamlarını protesto eden grup bir de ant içti. SEHAYDER Başkanı Özkan eşliğinde vatandaşlar “Hayvanların yaşam haklarını koruyacağıma, onlara zulüm edenlerle mücadele edeceğime, onları koruyacak yasanın çıkması için çalışıp destek olacağıma, and içerim” diyerek alkışlarla seslerini duyurdu.
Ödemiş'te de Eğitim-İş üyesi bir grup, hayvanlara yönelik şiddete tepki gösterdi. Yanlarında getirdikleri kedi ve köpeklerle Ödemiş Belediyesi pazar alanında bir araya gelen grup üyeleri, "Hayvana işkence suçtur", "Hayvanlar dostumuzdur" dövizleri taşıdı. Grup adına açıklama yapan Eğitim-İş Ödemiş Özlük-Hukuk ve TİS sekreteri Rıza Gürbüz, son günlerdeki hayvanlara yönelik şiddeti kınadıklarını söyledi.


İşte baroların önerileri


• Avrupa’da olduğu gibi, hayvanlara kanunen “hukuki statü” tanınmalı; hayvanlar “Mal” değil “Can” kabul edilmeli;
• Sahipli ve sahipsiz hayvan ayrımı yapılmaksızın, tüm hayvanlar eşit ve adil yasal güvence altına alınmalı,
• Hayvanlara karşı sadece bazı şiddet ve kötü muamele eylemleri değil, tüm eylemler “Kabahat” olmaktan çıkartılıp “Suç” olarak tanımlanmalı,
• Hayvanlara karşı işlenecek suçlar, caydırıcı ve önleyici nitelikte hapis cezası yaptırımına tabi tutulmalı,
• Getirilecek cezalar "para cezasına ve seçenek yaptırımlara çevrilemeyecek nitelikte" belirlenmeli,
• Bu suçlar, yasa tasarısı taslağında düzenlendiğinin aksine “şikâyete bağlı suç” olmamalı.
• Şikâyet hakkı da sadece belirli kişi ve kurumlara özgülenmekten çıkartılarak, kamu davası niteliğinde belirlenmeli,
• Hayvanseverlere kapılarını kapatan il ve ilçe belediyesi barınaklarına ve barınak personellerine ilişkin cezai yaptırım getirilmeli. Denetim koşulları yeniden düzenlenmeli,
• Belediyelerin toplama eylemlerinin yasal sınırları ve müeyyideleri net olarak belirlenmeli,
• Ormana terk edilen sahipsiz hayvanların yaşam koşulları düzenlenmeli,
• Hayvanların üretim, ticaret ve satışı yasaklanmalı,
• Yasak ırk kapsamında bulunan köpeklere ilişkin yeniden düzenleme yapılmalı,
• Tüm Türkiye’de Fayton işkencesi sonlandırılmalı,
• Hayvanlara karşı işlenen suçları kovuşturmakla görevli polis teşkilatı oluşturulmalı,
• Canlı hayvan dövüşü, sirk, hayvanat bahçesi, yunus/penguen parkları kaldırılmalı.


Tasarıda neler var?


5199 sayılı Hayvan Hakları Kanunu'nda düzenleme öngören yasa tasarısı uzun süredir meclis kapısında bekliyor. Tasarıda; yasanın cezalar bölümü kabahatler bölümünden çıkıyor ve 4 aydan başlayan ve üst sınırı 3 yıl olan hapis cezası geliyor. Hayvanları kasten öldürmek, ölmüş ya da öldürülmüş hayvanları gıda amaçlı piyasaya sürmek, hayvan dövüştürmek fiillerine hapis cezası var. Ayrıca işlenen fiil kabahat değil suç olacağı için artık sabıkaya işlenecek. Hayvanlara işkence yapanlara ya da hayvanlarla cinsel ilişkide bulunanlara 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası geliyor. Hayvanın öldürülmesi fiilinin işkence suretiyle gerçekleşmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılacak. (4 aydan 3 yıla kadar olan ceza 6 aydan 54 aya kadar hapis cezası olabilecek)
Sirk ve yunus parklarıyla ilgili yasaklar geliyor. Yunus parklarının kurulması ve işletilmesi yasaklanacak.
Petshoplarda (ve ruhsatsız üretim çiftliklerinde) akvaryum balıkları, kuş türleri hariç, hayvan satışı yasaklanıyor.
Tüm hayvanlarda mikroçiplenme sistemine geçiliyor.
Yasak ırk kavramı kalkıyor ve pitbull, dogo gibi hayvanların vermiş oldukları zarar, hayvan cinsi belirtilmeden sahibinin cezai sorumluluğuna giriyor.
Evde hayvan beslemekle ilgili olarak sayı sınırlaması yok. Hükumetin ilk tasarısında ise vardı.
Sokaklardaki ve bakımevlerindeki sahipsiz kedi ve köpekler üzerinde deney yapmak yasaklanıyor.
Film ya da reklam çekimi ve benzeri işlerde hayvanları acı ıstırap ya da zarar görecek şekilde kullanmak yasaklanıyor.
Sahipli hayvanları kasten başıboş bırakmak ya da kas ve çene yapısı güçlü, tehlike arz edebilecek hayvanları ağızlıksız ve tasmasız dolaştırmak yasaklanıyor.

Partiler imza attı


İktidar partisi AKP seçim sonrası; uzun yıllardır beklenen yasa tasarısının meclise getirileceği sözü verirken; hayvan hakları savunucuları yasa tasarısının mevcut haliyle katliamları önlemeye yeterli olmayacağını düşünüyor. Diğer yandan Hayvanlara Yaşam Hakları Konfederasyonu'nun (HayKonfed) “hayvan hakları taahhütnamesi”ni şu ana kadar CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener ile HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş imzaladı. Ayrıca Başbakan Binali Yıldırım ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da taahhütnameye imza atan isimler oldu.